ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, son beş yılda ekonomik yapının önemli değişimler geçirdiğini ve para politikası stratejilerinin bu yeni gerçeklikler doğrultusunda yeniden şekillendirileceğini açıkladı. Thomas Laubach Araştırma Konferansı’nın açılış konuşmasında konuşan Powell, Fed’in politika çerçevesini gözden geçirme sürecinin, 2020 sonrası dönemin getirdiği ekonomik dönüşümleri yansıtacağını belirtti.

Powell, konuşmasında mevcut değerlendirme sürecinin, son yıllarda edinilen deneyimlerin ışığında para politikası stratejisinde çeşitli revizyonları içereceğini söyledi. Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) ekonomik tahminleri, belirsizlikler ve risk algısıyla ilgili iletişim araçlarında da iyileştirmeler yapılmasının planlandığını vurguladı.

2021’in sonuna kadar FOMC üyelerinin enflasyonun 2022’de hızlı şekilde gerileyeceğini ve faiz oranlarında sadece sınırlı artışlar öngördüğünü hatırlatan Powell, o dönemki beklentilerin diğer merkez bankalarıyla da örtüştüğünü ancak gerçekleşmelerin beklentilerle uyuşmadığını ifade etti. Bu sebeple Fed’in politika faizini 16 ay içinde 525 baz puan artırmak zorunda kaldığını dile getirdi.

Nisan ayına ait son verilere değinen Powell, Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) enflasyonunun yıllık bazda yüzde 2,2’ye gerilediğini, bunun da 2022’deki yüzde 7,2’lik zirveye kıyasla büyük bir düşüş olduğunu söyledi. Ayrıca bu sürecin, genellikle işsizlikte sert artışlarla ilerleyen geleneksel dezenflasyon süreçlerinden farklı olarak, daha yumuşak bir şekilde yaşandığına dikkat çekti.

"Daha Sık ve Kalıcı Arz Şokları Yaşanabilir"

Powell, uzun vadeli faiz oranlarına dair beklentilerin arttığını belirterek, “Ekonomik koşullar 2020 sonrası oldukça farklı bir hal aldı. Gerçek faiz oranlarının yüksek seviyede seyretmesi, uzun vadeli enflasyon beklentileriyle birlikte değerlendirildiğinde, bu ortamın önemli bir değişimi yansıttığını gösteriyor” dedi.

Fed Başkanı, “Enflasyonun 2010'lu yılların krizler arası dönemine göre daha dalgalı seyretmesi mümkün. Bu da daha sık ve muhtemelen daha kalıcı arz şoklarıyla karşı karşıya kalabileceğimiz anlamına geliyor. Bu durum, hem ekonomiyi hem de merkez bankalarının politika üretimini zorlayacak” şeklinde konuştu.

"Yüzde 2’lik Enflasyon Hedefimize Bağlı Kalmayı Sürdürüyoruz"

Fed’in 2012 yılında belirlediği yüzde 2 enflasyon hedefinin, uzun vadeli beklentileri sabitleme amacı taşıdığını hatırlatan Powell, 2020 yılında yapılan strateji güncellemelerinin de bu hedefin korunmasıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Bugün de bu hedefe sıkı şekilde bağlı kalındığını vurgulayan Powell, strateji gözden geçirme sürecinde özellikle bu hedefin yeniden teyit edildiğini belirtti.

Gözden geçirme kapsamında istihdam ile ilgili kullanılan “eksiklik” ifadesinin ve ortalama enflasyon hedeflemesi yaklaşımının da yeniden değerlendirileceğini aktaran Powell, son toplantılarda bu başlıklarda fikir birliğine varıldığını ifade etti.

AB, ABD ile Tarife Pazarlıklarını Hızlandırma Kararı Aldı AB, ABD ile Tarife Pazarlıklarını Hızlandırma Kararı Aldı

Politika İletişiminde Yeni Adımlar Atılabilir

Powell, Fed’in politika iletişiminde tahminler ve belirsizliklerin rolüne dair geliştirmelerin gündemde olduğunu belirtti. “Yeni konsensüs bildirimiz, farklı ekonomik senaryolara dayanıklılık gösterecek şekilde şekillendirilecek” diyen Powell, iletişim yöntemlerinin etkinliğinin artırılmasının da planlandığını kaydetti.

“Akademisyenler ve piyasa oyuncuları, FOMC’nin iletişim yöntemlerini genelde başarılı buluyor olsa da her zaman geliştirme alanı vardır” ifadelerini kullanan Powell, stratejik çerçevenin bu bakış açısıyla yeniden yapılandırılacağını vurguladı.

Kaynak: AA