Bilimsel literatürde son dönemlerde yapılan çalışmalar, roman ve diğer kurgu metinlerin sadece bir “eğlence aracı” olmadığını, bunun aksine insan beynini güçlendiren, bilişsel kapasiteyi artıran ve sosyal becerileri destekleyen başlıca unsurlardan biri olduğunu ortaya koymaktadır. Bazı insanlar, roman okumanın zaman kaybı olduğunu ifade etse de bilimsel veriler, bu durumun tam aksini göstermektedir.
Çalışmalar Roman Okumanın Beyni Nasıl Etkilediğini Açıklıyor
Nörobilim ve psikoloji alanında süregelen birçok çalışmaya göre roman okumak, beynin bağlantı ağlarını güçlendirir. Kurgu bir karakterin dünyasına giren okuyucunun beyin bölgelerinde, empati ve hayal gücüyle ilişkili bölgelerde belirgin bir etkinlik artışı gözlemlenmektedir. Bilim insanları ise gerçekleşen bu süreci “zihinsel kasları çalıştırmak” olarak tanımlamaktadır.
Araştırmalardan biri, okuyucunun kendini bir karakterin yerine koyduğunda beyinde spor yaparken oluşan kas hafızasına benzer bir zihinsel esneme oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum bireyin hem duygusal hem de sosyal becerilerinin gelişmesini destekler.
Benzer biçimde, empati düzeyleriyle roman okuma sıklığı arasında pozitif bir ilişki bulunduğu da defalarca kanıtlanmıştır. Daha fazla kurgu okuyan bireyler, karşısındaki insanların niyetlerini ve duygularını analiz etme konusunda daha başarılı olmaktadır.

Edebiyattan Uzak Kalmak Zihinsel Kayba Yol Açabilir
Roman okumayı küçümseyenlere karşı ilginç bir cevap da bilim tarihinin en önemli isimlerinden Charles Darwin’den gelmektedir.
Darwin, gençlik yıllarında şiir ve edebiyatı büyük bir zevkle okuduğunu, ilerleyen yıllarda bu zevki kaybettiğinde ise bunun kendi zihinsel gerilemesinden kaynaklandığını açıklamıştır.
Kurgu Okuyanlar Daha Açık Fikirli Olduğu Ortaya Çıktı
Toronto Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, kısa öyküler okuyan bireyler “bilişsel kapanış” denilen kesin ve katı düşünce kalıplarına daha az ihtiyaç duymaktadır. Bu kişiler, belirsizlikle karşılaştıklarında daha yaratıcı, esnek ve çözüm odaklı yaklaşmaktadır.
Ayrıca diğer nörobilim çalışmaları da kurgu okumanın; eleştirel düşünmeyi, sosyal farkındalığı, duygusal zekayı ve empati geliştirme kapasitesini ciddi şekilde artırdığını ortaya koymaktadır.
Kurgusal Metinler Sosyal Becerileri Güçlendiriyor
Kanadalı bilişsel psikolog Keith Oatley, kurgusal metinleri “zihnin uçuş simülatörü” biçiminde tanımlamaktadır.
Pilotların gerçek uçuş öncesi eğitim aldığı simülatörlere benzer biçimde, roman okuyucuları da karakterlerin dünyasında gezindikçe sosyal becerilerini geliştirmektedir.
Okuyucu bir karakterle ilişki kurduğunda, kendi amaçlarını bir süreliğine o karakterin hedefleriyle değiştirmektedir. Bu da bireyi, toplumsal ilişkilerde daha anlayışlı ve sezgisel davranmaya yönlendirmektedir.




