Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmettin Aydın Mungan, çocuklarda sağlıksız ve düzensiz beslenmenin böbrek taşı oluşumunda büyük rol oynadığını açıkladı.
Prof. Dr. Mungan, böbrek taşlarının, idrarda çözünmüş şekilde bulunan kalsiyum, oksalat, ürik asit ve sistin gibi maddelerin birikip kristalleşmesiyle ortaya çıktığını ifade etti.
Çocuklarda en sık rastlanan taş türünün kalsiyum oksalat olduğunu belirten Mungan, doğru beslenmenin taş oluşumunu önlemede kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Mungan, metabolik hastalıklar, genetik yatkınlık veya ailede daha önce taş hastalığı öyküsü bulunmasının böbrek taşı riskini artırdığını ifade etti.
Ancak değiştirilebilen bir faktör olarak beslenmenin, çocuklarda taş oluşumunu önlemede özellikle önemli olduğunu dile getirdi.
Çocuklarda su tüketiminin yeterli olmamasına dikkat çeken Mungan, şu bilgileri paylaştı:
"Çocukların yeterince su içmediğini görüyoruz. Bu durum idrardaki minerallerin yoğunlaşmasına ve taş oluşumuna yol açıyor. Çocuğun kilosuna göre kilogram başına 50 ila 60 mililitre su verilirse yeterli sıvı alımı sağlanmış olur.
Yapılan araştırmalar, idrar miktarını artırmakla böbrek taşlarının oluşumunun yüzde 80’e kadar önlenebileceğini gösteriyor. Bu da suyun önemini açıkça ortaya koyuyor."
Mungan, süt ve süt ürünlerinin özellikle gelişme çağındaki çocuklarda kalsiyum açısından yeterli alınmasının gerekliliğine işaret ederek, "Kalsiyum, oksalatla birleşerek idrar yoluyla atılmasını sağlar. Süt ve süt ürünleri yeterince alınmazsa hem çocuğun gelişimi olumsuz etkilenir hem de idrar yolu taşları için risk artar. Fazla tüketildiğinde ise taş riski göz önünde bulundurulmalı" dedi.
Oksalatın ıspanak, çikolata ve badem gibi besinlerde bulunduğunu hatırlatan Mungan, bu gıdaların dengeli tüketilmesi gerektiğini vurguladı:
"Aşırı oksalat alımı, kalsiyum oksalat taşlarının oluşumuna yol açıyor."
Abur Cuburlar ve Gazlı İçecekler Tehlikeli
Prof. Dr. Mungan, "abur cubur" olarak tanımlanan gıdaların yüksek sodyum içerdiğini belirterek, şunları ekledi:
"Taş oluşumunda sodyum kritik rol oynuyor. Bu nedenle sodyumdan fakir beslenmek taşları önlemede etkili bir yöntemdir. Cips ve hazır gıdalar yüksek tuz içeriyor ve taş riskini artırıyor. Ayrıca gazlı içecekler fruktoz ve renklendirici boyar maddeler içeriyor; bu maddeler taş oluşumunu tetikliyor."
Yüksek proteinli beslenmenin de taş oluşumuna katkıda bulunduğunu kaydeden Mungan, şunları söyledi:
"Gereğinden fazla et ve et ürünü tüketimi ürik asit taşlarını artırırken, karbonhidrattan zengin ancak proteinden fakir beslenme kalsiyum oksalat taşlarına yol açabiliyor."
Ülkemizde çocukluk çağında böbrek taşı görülme oranının yüzde 1 olduğunu hatırlatan Mungan, bu vakaların çoğunun 3 ila 11 yaş aralığında ortaya çıktığını ifade etti.
Özellikle 3-5 yaş arasında vakaların yarıdan fazlasının görüldüğünü belirten Mungan, "Gelişmiş ülkelerde çocuklarda taş oranı bizdeki gibi yüzde 1 civarında. Gelişmekte olan ülkelerde ise oran yüzde 5 ila 10 arasında değişiyor. Bu durum protein, tuz, abur cubur tüketimi ve yetersiz sıvı alımından kaynaklanıyor. Daha korkutucu olan ise, dünya genelinde her 10 yılda çocuklarda böbrek taşı görülme oranının yüzde 10 artması" dedi.
Mungan, taş hastalığının özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde daha sık görüldüğünü ve bunun yüksek ortam sıcaklığı, proteinden zengin beslenme ve fazla tuz tüketimiyle ilişkili olduğunu aktardı.
Metabolik rahatsızlıkları olan ailelerin çocukları için özel diyet programları hazırlamalarının faydalı olacağını ifade eden Mungan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklarda abur cubur, renkli ve gazlı içecekler ile fazla tuz tüketiminden kaçınılması, dengeli beslenme ve kilogram başına 50-60 mililitre sıvı alınması böbrek taşlarının büyük ölçüde önlenmesine yardımcı olur."




