Sicim Teorisine göre, evrenin en temel yapı taşları "sicimler"dir. Sicimler, noktasal parçacıklar gibi boyutsuz değil, minik titreşen sicimlerdir. Sicimlerin titreşim modelleri, farklı temel parçacıkları ve kuvvetlerini belirler.
Sicim Teorisi, standart modelin parçacıklarını birleştirmeyi amaçlar. Standart model, temel parçacıkları (kuarklar, leptonlar, gauge bozonları) ve bunlar arasındaki etkileşimleri açıklar. Ancak standart model, kuvvetlerin ve madde parçacıklarının birleştirilmesi konusunda eksikler içerir. Sicim Teorisi, bu parçacıkları ve kuvvetleri tek bir çatı altında birleştirmeyi amaçlar.
Sicim Teorisi, kuantum mekaniği ile genel görelilik teorisi arasındaki uyumsuzluğu gidermeyi hedefler. Genel görelilik teorisi, kütleçekimi gibi kuvvetleri ve uzay-zamanın yapısını açıklar. Ancak kuantum mekaniği, mikro dünyadaki parçacıkların davranışını tanımlar. Bu iki teori, bazı aşamalarda çelişkili sonuçlar verir. Sicim Teorisi, bu çelişkiyi gidermeye çalışarak kuantum mekaniği ile genel görelilik teorisini birleştirmeyi hedefler.
Sicim Teorisi, evrenin dört boyutunun (uzunluk, genişlik, yükseklik ve zaman) ötesinde, ek boyutların varlığını öngörür. Bu ek boyutlar, sicimlerin titreşim modlarını ve parçacıkların etkileşimlerini etkiler. Ancak bu ek boyutlar, makroskobik düzeyde algılanmazlar, çünkü katlanmış veya kompaktlanmışlardır.
Sicim Teorisi, evrenin başlangıcını ve gelişimini anlamak için de kullanılır. Büyük Patlama teorisi ile uyumlu olarak, sicim teorisi evrenin erken evrelerini ve belki de başlangıcını açıklamada potansiyel olarak önemlidir.
Ancak Sicim Teorisi, henüz deneysel olarak doğrulanmamış ve tam olarak kesinleşmemiş bir teoridir. Birçok farklı varyasyonu ve matematiksel zorlukları vardır. Ancak teorik fizikçiler, Sicim Teorisi'nin temel parçacıkların ve kuvvetlerin birleştirilmesi konusunda önemli bir adım olduğunu düşünmektedirler.