Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, sosyal medyanın giderek daha çok beden aşağılama ve fiziksel norm dayatmalarının zemini haline geldiğini söyledi.

‘Sihirbazlar Çetesi’ Dokuz Yıl Sonra Geri Döndü! Fragman Geldi
‘Sihirbazlar Çetesi’ Dokuz Yıl Sonra Geri Döndü! Fragman Geldi
İçeriği Görüntüle

Üniversite dergisinde yayımlanan akademik çalışmada, beden üzerinden yapılan siber şiddetin bireyler üzerinde ciddi etkiler yarattığına vurgu yapıldı.

Sosyal Medya: Beden Aşağılama Alanı

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi dergisinde yayımlanan ‘nesneleştirme kuramı açısından siber şiddet arenasında beden aşağılama’ başlıklı araştırma, sosyal medyanın fiziksel görünüm üzerinden insanları aşağılayan bir mecraya dönüştüğünü ortaya koydu.

Bu ortamda kullanıcılar, özellikle anonim olmanın verdiği rahatlıkla ağır eleştirilerde bulunabiliyor.

“Birbirimizi Gözetliyoruz”

Dekan Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, sosyal medyada beden odaklı görünürlüğün yaygınlaştığını ve bireylerin birbirlerini sürekli izlediğini belirtti.

“Sosyal medya büyük ölçüde görsellik üzerinden işliyor. Paylaşılan bir manzara fotoğrafı bile kişinin kendi fotoğrafını içerdiğinde daha fazla etkileşim alıyor. Çünkü insanlar birbirlerinin hayatlarına bakmayı seviyor, hatta bunu bekliyor” dedi.

Anonimliğin Etkisi: Çatışma ve Hakaret

Van Het Hof, sosyal medya platformlarında kullanıcıların kimliklerini gizleyerek daha kolay şekilde hakaret ve aşağılama yapabildiğini vurguladı.

“Gerçek hayatta yüz yüze söylenemeyecek sözler, burada anonimlik sayesinde rahatlıkla dile getirilebiliyor. Bu durum da platformları şiddet ve çatışmaların tetiklendiği alanlara dönüştürüyor" diye konuştu.

Fiziksel Normlar, Psikolojiyi Bozuyor

Sürekli olarak belli bir beden algısına maruz kalmanın bireylerin benlik algılarını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Van Het Hof, “'Ben güzel değilim' düşüncesi yerleşiyor. Bu da depresyon, yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunlara neden oluyor. Sağlık söylemleri de bu algıyı besliyor. Oysa herkesin bedeni farklıdır ve sağlıklı olmanın tek biçimi yoktur” dedi.

Yaşlanma Doğaldır

Güzellik ve gençlik algısının medya, moda ve sağlık diliyle sürekli pompalanmasının ciddi baskı yarattığını belirten Van Het Hof, “Yaşlanmak sanki kaçınılması gereken bir kusur gibi sunuluyor. Halbuki bu, yaşamın doğal bir parçası. Ama sürekli genç görünmek için baskı altındayız” ifadelerini kullandı.

Estetik Müdahale Bir Ayrıcalık Haline Geliyor

Sosyal medya ve toplumsal norm baskısının, insanları estetik işlemlere yönelttiğini vurgulayan Van Het Hof, bu durumun sınıfsal eşitsizliği de beraberinde getirdiğini “Estetik artık bir statü göstergesi. Maddi imkanı olanlar bu baskıya cevap verebilirken, diğerleri görünüşleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalabiliyor” sözleri ile vurguladı.

Kaynak: DHA