Bayburt’un genç ve üretken sanatçılarından Ercan Okumuş, geleneksel Türk el sanatlarını çağdaş yorumlarla buluşturarak özgün bir sanat dili oluşturuyor. Tespih nakkaşlığı, minyatür, ahşap ve heykel alanlarında çalışan Okumuş, hem köklerine bağlı hem de yeniliklere açık duruşuyla dikkat çekiyor.
1991 yılında Bayburt’ta doğan sanatçı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu. Mezuniyetinin ardından doğup büyüdüğü şehirde kendi atölyesini kuran Okumuş, bugün “EP Sanat” adı altında üretimlerini sürdürüyor.
“Tespih Merakı Küçüklüğümde Başladı”
Ercan Okumuş, tespih nakkaşlığına yönelmesinde çocukluk döneminin büyük bir etkisi olduğunu belirterek, “Tespih benim hayatıma aslında çok erken yaşta girdi. Çocukken çevremde tespih koleksiyonu yapan, el emeğiyle tespih işleyen insanlar vardı. Onları izlerken hem sabrı hem de detayların güzelliğini fark ettim. O yaşlarda sadece bir merak olarak başladı ama zamanla bu merak bir tutkuya dönüştü. Üniversitede resim eğitimi alırken, motiflerin anlamlarını, renklerin etkisini, desenlerin uyumunu öğrendim. Bu bilgiler tespih nakkaşlığına bakışımı değiştirdi. Artık sadece bir süsleme değil, bir anlatım biçimi olarak görmeye başladım.” diye konuştu.
Okumuş, tespih nakkaşlığını son 4–5 yıldır profesyonel olarak yaptığını belirterek, bu sürecin sabır, dikkat ve yoğun bir odak gerektirdiğini söyledi.
Okumuş, ayrıca, “Tespih yapmak sadece bir zanaat değil; aynı zamanda bir ruh hâlidir. Her çizgi, her motif bir anlam taşır. Bu nedenle en küçük detay bile çok önemlidir. Bazen bir tespihin tamamlanması üç ay sürer, bazen bir yıl. Motifin zorluğuna, taşın dokusuna, hatta o anki ruh halime göre değişir. Bu işte hız değil, sabır değerlidir.” diye ekledi.
“Nakkaşlık Benim için Tespih Yapımından Daha Önemli”
Sanatında işin süsleme ve anlam boyutuna daha fazla odaklandığını belirten Okumuş, nakkaşlığın kendisi için her zaman tespih yapımının önüne geçtiğini ifade ederek, şunları ekledi:
“Benim için önemli olan tespihin kendisi değil, üzerindeki hikâyedir. Bir tespihin formu elbette değerlidir ama asıl ruh, motiflerde gizlidir. O yüzden nakkaşlık benim için tespih yapımından çok daha özel bir yer tutar. Her motifi işlerken o anlamı düşünürüm. Mesela sabrı anlatan bir desen işliyorsam, çalışırken de sabrın ne kadar kıymetli bir erdem olduğunu hissederim. Bu süreçte bazen kendimle baş başa kalır, bazen de geçmişle bağ kurarım. Her motif benim için bir iç yolculuk gibidir.”
Ahşap, Minyatür ve Heykel: Farklı Malzemeler, Aynı Ruh
Tespih nakkaşlığının yanı sıra ahşap, minyatür ve heykel çalışmalarına da yer veren sanatçı, farklı disiplinlerle çalışmanın kendisine büyük katkı sağladığını belirterek, “Farklı malzemelerle çalışmak bana hem teknik hem de duygusal açıdan yeni kapılar açıyor. Ahşapta bir motif bazen bir haftada tamamlanır, bazen bir ay sürer ancak o sürede malzemeyle bir bağ kurarsınız. Taşın ya da ağacın sizi yönlendirdiği anlar olur. Bu, sanatın doğayla diyalog kurduğu yerdir. Heykelde de aynı hissi yaşarım. Farklı formlar, farklı ifadeler ama aynı ruh hali… Sabır, dikkat ve anlam arayışı.” dedi.
Okumuş, modern sanatla geleneksel sanatın birleşiminden doğan bu sentezin kendi tarzını oluşturduğunu da sözlerine ekleyerek, şunları kaydetti:
“Benim için sanat, geçmişle geleceği buluşturmak demek. Geleneksel sanatın kökleri çok sağlam, ama biz sanatçılar o köklerden yeni dallar çıkarmakla sorumluyuz. Klasik motifleri modern bir bakışla yeniden yorumladığınızda hem kültürünüzü yaşatmış oluyorsunuz hem de yeni bir ifade biçimi yaratıyorsunuz.”
“EP Sanat”ın Anlamı: Ercan ve Pınar
Sanatçı Okumuş, çalışmalarını “EP Sanat” markasıyla paylaşmasının ardında özel bir hikâye olduğunu söyleyerek, “Atölyemin adını EP Sanat koymamın nedeni çok kişisel bir anlam taşıyor. E harfi ismim Ercan’dan geliyor, P harfi ise eşim Pınar’ın baş harfi. Eşim bu süreçte en büyük ilham kaynağım oldu. Çoğu zaman yeni bir tasarım üzerinde düşünürken bana fikir verir, bazen de sadece bir sözü bile bana yön verir. Onun desteği olmasa belki de bugün bu kadar üretken olamazdım. Sanatta ilham bazen bir manzaradan gelir, bazen bir sözcükten… Benim için o ilhamın adı Pınar’dır.” dedi.
“Her Motif Bir Dua Gibidir”
Ercan Okumuş, tespih nakkaşlığının sadece estetik değil, aynı zamanda manevi bir yönü olduğunu da dile getirdi. “Her motif aslında bir dua gibidir.” diyen Okumuş, “Bazısı koruma anlamı taşır, bazısı sabrı temsil eder, bazısı da iç huzurunu. Ben her motifte o anlamı yaşarım. Tespih sadece bir obje değildir. İnsanın iç dünyasını yansıtan bir aynadır. Bu yüzden benim için sanat, sabırla yapılan bir dua gibidir.” şeklinde konuştu.
“Bayburt’un Kültürü Bana İlham Verdi”
“Bayburt’un kültürü, tarihi, insanı bana hep ilham verdi.” diye konuşan Okumuş, hedefinin bu toprakların sanatını dünyaya tanıtmak olduğunu söyleyerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Burada sanat yapmak, aslında köklerine bağlı kalmak demek. Ben buradan dünyaya seslenmek istiyorum. Çünkü biliyorum ki samimiyet evrensel bir dildir. Her motifin, her rengin, her desenin bir hikâyesi var. Bu hikâyeleri görünür kılmak, kültürümüzü yaşatmak ve geleceğe taşımak istiyorum.”