Toprak yemek ilk bakışta çılgınca bir davranış gibi görünse de bu alışkanlığın ardında oldukça eski, karmaşık ve yer yer dramatik bir tarih yatıyor. Peki, insanlar neden toprak yer? Bu davranış zararsız mı, yoksa ciddi riskler mi taşıyor?

İşte toprak yeme alışkanlığı, yani jeofaji hakkında bilmeniz gerekenler...

Toprak Yeme Dürtüsü Nereden Geliyor?

Bir sabah uyanıp canınız çikolata ya da kahve değil de kırmızı renkli, hafif nemli bir avuç toprak çekerse ne düşünürsünüz? Bu durum size garip gelse de aslında dünya genelinde milyonlarca kişi toprak yeme davranışına sahip. Bu alışkanlığa bilim dünyasında verilen isim ise “jeofaji”. Yunanca kökenli bu terim, “yer yeme” anlamına geliyor.

Jeofaji yalnızca modern çağın değil, binlerce yıllık insanlık tarihinin de bir parçası. Hatta bu davranış Homo sapiens’ten daha eski dönemlere kadar uzanıyor. Bilim insanlarına göre jeofaji, sadece bir merak değil; kimi zaman sağlıkla, kimi zaman da hayatta kalma mücadelesiyle bağlantılı.

Aslan Burcu Tanıma Rehberi: Gurur ve Tutku
Aslan Burcu Tanıma Rehberi: Gurur ve Tutku
İçeriği Görüntüle

Jeofajinin Kökeni: İlk İzler Nerede Görüldü?

Jeofajiye dair en eski arkeolojik bulgular, Zambiya ve Tanzanya arasındaki Kalambo Şelaleleri yakınında ortaya çıktı. Burada, insana en yakın atalarımızdan biri olan Homo habilis’in bulunduğu katmanlarda kalsiyum açısından zengin beyaz kil izlerine rastlandı. Bu durum, toprak yemenin milyonlarca yıl öncesine dayandığını ortaya koyuyor.

Antik dönemlerde de toprak tüketimi yaygındı. Hipokrat, Plinius ve benzeri birçok antik hekim, özellikle kırmızı kilin bazı hastalıkları iyileştirdiğini yazılarında dile getirmiştir. İshalin durdurulmasında, mide rahatsızlıklarında ve hatta adet ağrılarında bile toprak kullanımına yer verilmişti. Ancak her doktor bu davranışı onaylamıyordu; örneğin İbn-i Sina, toprak yemenin zararlı sonuçlar doğurabileceğini savunmuştu.

Toprak Yeme Davranışı Ne Zaman Tehlikeli Hale Gelir?

Jeofaji her zaman sağlık arayışıyla yapılmasa da tarih boyunca farklı sebeplerle yaygınlaşmıştır. Özellikle yoksulluk ve açlık zamanlarında, insanlar karınlarını biraz da olsa doyurmak ya da mide bulantılarını bastırmak için toprak tüketmişlerdir. En dikkat çekici örneklerden biri ise Amerika’daki köleleştirilmiş insanlar arasında görülen toprak yeme alışkanlığıdır. Bu davranış “akıl dışı” görülmüş ve insanlar ya cezalandırılmış ya da akıl hastanesine gönderilmiştir.

Ancak toprak yeme davranışı yalnızca zorunluluklardan doğmaz. Hamilelik döneminde görülen “pika” adı verilen yeme bozukluğu, bireylerin gıda dışı maddelere karşı iştah geliştirmesine neden olur. Toprak, sabun, tebeşir ya da nişasta gibi maddeler bu kapsamda tüketilebilmektedir. Özellikle hormon dengesizlikleri nedeniyle ortaya çıkan bu istek, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Günümüzde Toprak Yeme Alışkanlığı Nerelerde Yaygın?

Bugün bazı bölgelerde, özellikle Afrika kıtasında, toprak tüketimi hâlâ yaygındır. Nijerya, Gana ve Güney Afrika gibi ülkelerde, kırmızı kil gibi mineral bakımından zengin olduğu düşünülen topraklar özellikle hamile kadınlar tarafından mide bulantısını azaltmak amacıyla tercih ediliyor. Bu durum kültürel bir davranış haline gelmiş durumda.

Malavili bilim insanı Muza Gondwe, yaptığı çalışmalarda hamile kadınların ince dokulu kırmızı kili tıbbi bir destek olarak kullandığını vurguluyor. Batı ülkelerinde bu alışkanlık zamanla terk edilmiş olsa da bazı toplumlarda hâlâ “doğal ilaç” olarak görülüyor.

Bu Alışkanlık Neden Hâlâ Devam Ediyor?

Toprak yeme alışkanlığı, bireylerin içinde bulunduğu sosyal, kültürel ya da ekonomik koşullarla doğrudan bağlantılı olabilir. Bazı insanlar için bu davranış geleneksel bir alışkanlıkken, bazıları için psikolojik bir boşluğu doldurma biçimi olabilir. Özellikle travma, stres ya da kronik açlık yaşayan bireylerde toprak yeme davranışı gözlenebilir. Bu nedenle jeofaji her zaman bilinçli bir tercih olarak değerlendirilmemelidir.

Muhabir: Nida Yağmur Mercan