Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Funda Göde, tüp bebek tedavisinin milyonlarca çifte umut verdiğini, ancak kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgilerin süreci olumsuz etkileyebildiğini söyledi.
Doç. Dr. Göde, tedaviye dair en çok bilinen yanlış inanışları sıralayarak bunların bilimsel doğrularını açıkladı ve çiftlere önemli uyarılarda bulundu.
Tüp Bebek Tedavisinde Yanlış Bilinenler ve Doğrular
Tedavi sürecinde kullanılan hormon ilaçlarının kalıcı kilo artışı ve kanser riski yarattığına dair inancın bilimsel bir dayanağı olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Göde, “Bu ilaçlar geçici ödem veya iştah değişiklikleri yapabilir ancak tedavi sonrası vücut normale döner. Ayrıca ilaçlarla kanser arasında güçlü bir bağlantı gösteren kanıt yoktur” dedi.
Başarı Oranı Kesin Değildir
Tüp bebek tedavisinde kesin başarı beklentisinin doğru olmadığını hatırlatan Göde, “Başarı oranı, çiftin sağlık geçmişi ve mevcut duruma bağlıdır. Kimi zaman ilk denemede sonuç alınırken bazı çiftlerde birden fazla deneme gerekebilir. Dünya genelinde başarı oranları hiçbir zaman yüzde 100 değildir” ifadelerini kullandı.
Genetik Ayıklama Embriyoya Zarar Vermez
Preimplantasyon genetik tarama (PGT) ile embriyolardan alınan hücre örneklerinin gelişime zarar vermediğini söyleyen Göde, “Bu işlem uygun koşullarda yapıldığında embriyoya olumsuz etki oluşturduğuna dair güçlü kanıt bulunmamaktadır. Özellikle ileri yaş ve tekrarlayan düşüklerde önemli avantaj sağlar” diye konuştu.
Tüp Bebekte Her Zaman İkiz Gebelik Olmaz
Toplumda sıkça dile getirilen “tüp bebekte ikiz gebelik kaçınılmazdır” inanışını da düzelten Göde, modern uygulamalarda çoğunlukla tek embriyo transferi yapıldığını belirtti.
“Amaç, gebeliğin sağlıklı ilerlemesi ve risklerin azaltılmasıdır” diyen Göde, "Tek embriyo transferiyle hem başarı korunmakta hem de komplikasyonlar önlenmektedir” dedi.
Embriyo Transferi Sonrası İstirahat Şart Değil
Embriyo transferi sonrası uzun süre yatmanın başarıyı artırmadığını belirten Göde, “Hastaların günlük yaşamlarına dönmeleri önerilir. Sürekli yatmak embriyonun tutunma ihtimalini yükseltmez, aksine dolaşımı olumsuz etkileyebilir. Hafif aktiviteler ise hem bedensel iyileşmeye hem de psikolojik rahatlığa katkı sağlar” diye ifade etti.