SİBEL BAY
Henüz çocukken annesi ile birlikte hobi edinmek amacıyla başladığı dans yaşamına, “AKSAK” Kültür ve Sanat Kulübü ile karşılaşarak önemli bir adım attığını ifade eden Selin Hasgül, şu an hem aynı kulüpte profesyonel dansçı hem de küçük yaştaki çocuklara ders vererek dans eğitmeni olarak kariyerini sürdürüyor.
Halk Oyunları Zamanın ve Toplumun Aynasıdır
Hasgül, “Baktığımızda halk oyunları ait olduğu zamanın ve toplumun aynası olma özelliği taşır. O aynaya her baktığımda ise kendimi ve öğrencilerimi dans ederken görmek istiyorum.” dedi.
13 Yaşından Beri Halk Oyunları ile İlgileniyor
21 yaşındaki genç dansçı Selin Hasgül, 13 yıldır dans ile uğraştığını belirterek, “Bu seçimim daha küçük yaşlarda olmuştu. Annem ile hobi edinmek üzere bir kursa yazılmamız gerekiyordu. Ben en çok yüzme ve dansı sevdim ancak aralarında bir tercih yapmam gerekiyordu. Ben dansı tercih ettim çünkü beni göz önünde tutacak, renkli ve hareketli kişiliğime yakışacak bir alana ihtiyacım vardı. İleriki yaşlarımda modern dans eğitimi aldım ancak modern dans eğitimine çok daha erken başlamam gerektiğini fark ettim. Halk oyunları ise her zaman yatkınlığım olan ve cebimde olan bir tutkuydu. Baktığımızda yurdumuzun değişik yörelerinin ayrı ayrı oyunları vardır. Bu oyunların ritmik beden hareketleri genellikle ait oldukları coğrafyayı ve o yörenin yaşam biçimlerini de yansıtır. Baktığımızda halk oyunları ait olduğu zamanın ve toplumun aynası olma özelliği taşır. O aynaya her baktığımda ise kendimi dans ederken görmek istiyorum.” diye konuştu.
Dans Etmek Çocukların Dünyasına Uygun Öğrenme Yöntemidir
“Bir çocuğun dünyası oyundan ve hareket etmekten ibarettir. Ebeveynler ise çocuklarının oyun oynarken yeni şeyler öğrenmesini ve fiziksel sağlığına katkı sağlayacak aktiviteler yapmasını ister. Dans etmek de tam bu noktada çocukların canlı dünyasına uygun olan bir öğrenme ve sağlığı koruma yöntemi olarak karşımıza çıkar.” şeklinde konuşan Hasgül, çocuklara yönelik dans eğitimi verilirken oyunlaştırmanın yani eğitimi eğlenceli hale getirmenin çocukların algılama ve öğrenme konusundaki becerilerinin arttığını belirtti.
Dans ve Tiyatroyu Birleştiriyorlar
Dans ve tiyatroyu bir arada kullanarak dans tiyatrosu yaptıklarını dile getiren Selin Hasgül, “Hem görsel hem de işitsel algıda iki aşamalı bir işlemin söz konusu olduğu dans tiyatrosu, çocukların psikomotor becerilerinin geliştirilmesinde büyük bir etkisinin olduğuna inandığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dans tiyatrosunu çocuklara indirgediğimizde çocukların zihin ve hayal dünyalarındaki zenginlik bu tür oyunlar ile karşımıza çıkar. Dolayısıyla bu zengin dünyanın çıtasının altına düşmemek gerekir.”
Dans Çocukların Meraklarını Canlı Tutuyor
Çocuklara yönelik dans tiyatrosunun özellikle çocukların psikomotor duyularını geliştirdiğinin altını çizen Hasgül, “Çocuklar ‘neden’ diye sormayı seviyorlar ve değişimler meraklarını canlı tutuyor. Ülkemizde de bunun pek çok örneğiyle karşılaştığımıza dikkat çekersek seyirciyle aradaki bağlar koparılmıyor. Hatta zaman zaman göz kontağı kuruyor. Önemli bir nokta olan göz kontağı hem dansçılarım kendi aralarındaki iletişime hem de seyirciyle arasındaki iletişime büyük bir etkendir. Ancak bunu dördüncü duvarı koruyarak yapıyor. Esleri kullanarak vurgular yaratı- yor. Burada dans ile oyunculuğu bir arada tutmaya çalışan dansçılar için ise en önemli şey ise jest ve minikler oluyor.” dedi.