İştah artışı, günlük yaşamda birçok kişinin karşılaştığı bir durumdur. Zaman zaman normal kabul edilse de uzun süre devam etmesi ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Uzmanlar, iştah değişikliklerinin vücutta meydana gelen dengesizliklerin erken bir uyarı işareti olabileceğine dikkat çekmektedir.
Geçici ve Normal İştah Artışı
İnsanın iştahı, günlük yaşam koşullarına bağlı olarak değişebilir. Yoğun egzersiz sonrası ya da stresli dönemlerde iştahın artması doğaldır.
Bununla birlikte, bu durum genellikle kısa sürelidir ve kendiliğinden normale döner. Ancak iştahın sürekli ve belirgin bir şekilde artması, normal bir fizyolojik yanıt olmaktan çıkar ve altta yatan bir hastalığın işareti haline gelebilir.
Psikolojik Etkenlerin Rolü Nedir?
İştah değişikliklerinin en sık görülen nedenlerinden biri psikolojik etkilerdir. Yoğun stres altında olan kişiler daha fazla yemek yeme eğilimi gösterebilir. Anksiyete ve depresyon da benzer şekilde iştahı artırarak kilo alımına yol açabilir.
Özellikle yeme bozuklukları, kontrolsüz beslenme davranışlarıyla birlikte aşırı iştah artışı şeklinde kendini gösterebilir. Bu noktada psikolojik destek ve tedavi, iştahın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynar.
Fiziksel ve Hormonal Nedenler Nelerdir?
İştah artışı yalnızca psikolojik etkenlerden kaynaklanmaz. Hormonal ve metabolik bozukluklar da iştahı doğrudan etkileyebilir. Kadınlarda adet öncesi sendromu ya da gebelik döneminde iştah artışı sıkça görülür.
Tiroid bezinin fazla çalıştığı hipertiroidizm veya Graves hastalığı gibi rahatsızlıklar metabolizmayı hızlandırarak yeme isteğini artırır. Ayrıca kan şekeri düzensizlikleri de önemli bir faktördür. Hipoglisemi olarak bilinen düşük kan şekeri, kişide ani açlık hissine neden olurken, diyabet ise kontrolsüz iştah artışına yol açabilir.
Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar
Uzmanlara göre iştah artışının uzun sürmesi, beraberinde hızlı kilo alımı, halsizlik ya da çarpıntı gibi belirtilerle seyretmesi durumunda mutlaka tıbbi değerlendirme yapılmalıdır.
Özellikle diyabet ve hipoglisemi, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Hipoglisemi ani geliştiğinde bilinç kaybına hatta hayati risklere yol açabilir. Bu nedenle iştah artışı, yalnızca beslenme alışkanlıklarıyla ilgili bir durum olarak görülmemelidir.
Tedavi Yaklaşımları Nelerdir?
Tedavi, iştah artışına yol açan asıl sebebin belirlenmesiyle mümkündür. Diyabet ya da hipoglisemiye bağlı durumlarda beslenme planı ve ilaç tedavisi uygulanırken, tiroid hastalıklarında hormon düzenleyici tedaviler tercih edilir.
Psikolojik nedenlere bağlı iştah artışında ise psikoterapi ve danışmanlık ön plana çıkar. Bazı ilaçların yan etkisi olarak iştah artışı görüldüğünde ise doktor kontrolünde doz ayarlaması yapılabilir.
Uzmanlar, reçetesiz satılan iştah kesici ilaçların kullanılmasının sakıncalı olduğunu vurgulamaktadır. Bu tür ilaçlar, geçici bir etki gösterse de uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir. İştah artışı, birkaç gün içinde düzelmez ve kalıcı hale gelirse mutlaka doktora başvurulmalıdır. Erken teşhis, ciddi hastalıkların önlenmesinde büyük önem taşımaktadır.