Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde heykel üzerine lisans eğitimi alan Depeli, eserlerinde beden ve özne ikiliğini derinlemesine işliyor. İtalya'da birinci seçilen 'Dikatomi' projesinin arkasındaki hikâyeyi anlatan sanatçı, genç sanatçılara da değerli tavsiyelerde bulunuyor. Röportajımızda Furkan Depeli'nin sanata olan tutkusunu ve ilham kaynaklarını daha yakından tanıyacağız.

Zıtlıkların Uyumu Dikatomi, İtalya'nın Gözdesi Oldu2 Görsel

Merhabalar, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

“Merhabalar ben Furkan Depeli, İstanbul’da yaşıyorum. Ontoloji üzerinde araştırmalar yapıyor, görsel sanatlar alanında üretimler yapıyorum. Üretimlerimi yoğunlukla heykel sanatı alanında gerçekleştiriyorum. Lise eğitimimi Ankara Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünde tamamladıktan sonra lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde heykel üzerine tamamladım. Yine heykel alanında Yüksek Lisans tezi üzerine araştırmalarıma devam ediyorum.”

 Sanat yolculuğunuz nasıl başladı? Heykel sanatıyla ilgilenmeye nasıl karar verdiniz?

“Resme olan ilgim ve çalışmalarımdan dolayı lise eğitimimi resim alanında almaya ve kendimi geliştirmeye başladım. Plastik sanatlara olan ilgim beni heykel alanına yönlendirdi. Vaktimin çoğunu atölyede geçirmekten ve üretmekten keyif aldığım heykel disiplini, sanat hayatımın merkezinde yer almaya başladı. Özellikle toplumla iletişimini sıklıkla gördüğümüz kamusal alanda yerini alan heykellerin toplumla kurduğu ilişki, beni bu disipline yaklaştıran önemli unsurlardan biridir. Heykelin biçimsel olarak mekânda yayılarak kurduğu düşünsel diyalog, onun izleyiciyle çok boyutlu tecrübeyle birlikte beni etkilemiş heykel disiplinine yönlenmemi sağladı.”

Zıtlıkların Uyumu Dikatomi, İtalya'nın Gözdesi Oldu5 Görsel

 İlk eserlerinizi ortaya çıkarırken hangi ilham kaynaklarından faydalandınız?

“Başlangıçta düşüncelerimin beni yönlendirmesinden dolayı kendimi, ontoloji hakkında araştırmalar yaparken buldum. İlk araştırmalarım oluş kavramı çevresinde, beden ve özne ikiliği üzerinde gelişti. Özne ve bedenin bu kavram ile birlikteliği üzerine çözümlemelerim, organik ve geometrik formlar biçimleriyle üretimlerime yansımıştır.”

Beden imgelerini eserlerinizde ön plana çıkarmanızın arkasındaki düşünce nedir? Bu imgelerdeki sembolizm hakkında bize biraz daha detay verebilir misiniz?

“Varlık ve var olanlar arasında süregelen oluşta mevcudiyet gösteren ‘ben’ dediğimiz özne, bir insan ölçüsü kararında çevremiz ile girdiğimiz ilişki temelinde bu kavram sanatsal çalışmalarımda etkisini beden ve özne ikiliğinde göstermektedir. Söz konusu olan imgeler beden olmaları yanı sıra bir öze işaret etmekle birlikte özne ile kurduğu ilişki içinde değerlendirilmelidir. Öznenin varlığını, var olana göstermesi olarak beden, heykellerimde çözümleri üzerine çalıştığım biçim olarak bulunmaktadır.”

Heykel sanatını icra ettiğiniz farklı ülkelerdeki deneyimleriniz nasıl oldu? Farklı kültürlerin sanatınıza etkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

“Her bölgenin kendine ait düşünme yöntemi, bakış perspektifi ve kültürü bulunmaktadır. Bu farklı kültürlerden ve düşünme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olma şansına eriştim. Kendi otantikliğine sahip olan bu kültürlerin hayata olan yaklaşımları birbirinden farklı olmakla birlikte çalışmalarıma yansımaktadır. Bu farklılık başka bir yönlerden üretimlerimi değerlendirmeme ve düşünmeme üretimlerimde yeni yaklaşımlara yönelmeme sebep oldu diyebilirim. Fakat beni en çok heyecanlandıran şey aslında bu farklılıkların hepsinin aynı noktayı işaret etmesi ve yaklaşımların aynı meydana doğru çıkması olmuştur.”

Zıtlıkların Uyumu Dikatomi, İtalya'nın Gözdesi Oldu3 Görsel

'Dikatomi' isimli projeyle İtalya'da birinci seçilmenin size verdiği duyguları paylaşır mısınız? Projenizin arkasındaki hikâyeyi ve mesajı bizimle paylaşır mısınız?

“İtalya'da birinci seçilmek, benim için büyük bir gurur kaynağı. İtalya, her dönemin sanatsal yaklaşımlarını katman katman görebileceğiniz bir ülke ve burada kendimden bir parçayı kalıcı olarak bırakmak benim için onur verici. Bu başarı, hem kişisel hem de sanatsal açıdan büyük bir tatmin sağladı. 'Dikatomi' projesinin arkasındaki hikâye ve mesaj, diatomi ve dikotomi kavramlarına dayanıyor. Bu çalışmalar, iki kelimenin birlikteliği ile ortaya çıkan, ikiye kesilmiş, bölünmüş ve zıtlıkların birlikteliğine işaret eden anlamları taşıyor. Eser, zıtların arasındaki ilişkiyi öne çıkarıyor ve biri olmadan diğerinin düşünülemeyeceği esasına dayanıyor.

Projenin ilk adımları, seçeneklerin mevcudiyeti üzerine yaptığım araştırmalarla başladı ve bu süreçte, bir bedenin iki öznesi olarak iki farklı parçanın nasıl bir araya gelebileceğini keşfettim. Bu zıtlıkların birlikteliği, eserimde ana tema olarak kendini gösterdi. Her iki parçanın birbiriyle olan ilişkisi, birbirlerini tamamlamaları ve bütünün bir parçası olmaları üzerine yoğunlaştım. Bu konsept, hem sanatın hem de hayatın temel prensiplerinden biri olan dengenin önemini vurgulamaktadır. 'Dikatomi', zıtlıkların uyumunu ve bir arada var olmanın güzelliğini temsil ediyor. İtalya'da bu projeyle elde ettiğim başarı, benim için sanatsal yolculuğumda önemli bir kilometre taşı oldu ve bana ilham vererek gelecekteki çalışmalarım için motivasyon sağladı.”

Begüm Öncü’nün Ece Karadan ve Işıl Sert ile Röportajı Begüm Öncü’nün Ece Karadan ve Işıl Sert ile Röportajı

Genç sanatçılara veya sanatla ilgilenenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Özellikle kendi sanat yolculuğunuzda öğrendiğiniz önemli derslerden bahsedebilir misiniz?

“Genç sanatçılara veya sanatla ilgilenenlere öncelikle, hata yapmaktan korkmamalarını söylemek istiyorum. Malzeme, teknik, araştırma ya da bilgi eksikliği konusunda endişelenmeyin. Sanat alanında gerçekten tek sınır kendinizsiniz. Sabır ve inançla çabalayın; çünkü bu yaşam tarzı emek ve fedakârlık gerektirir. Kendi potansiyelinizi sadece siz belirleyebilirsiniz ve beklentilerinizi bu çerçevede oluşturun. Unutmayın ki, kültürel olarak çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu zenginlikten beslenmek büyük bir avantaj. Dışardan gelen fikirleri dinlemekten çekinmeyin, ancak her zaman kendi fikrinizin en doğrusu olduğunu unutmayın. Hayatın her noktasından beslenin. Çalışmak ve üretmek bu hayatın merkezinde olmalı, zaman harcamaktan çekinmeyin. Çok değer verdiğim bir hocamın da dediği gibi: ‘Mazeret yok, marifet var.’”

Muhabir: Sibel Bay