SİBEL BAY
İlk olarak 1890 yılında Erzincanlı İnce Mehmet tarafından İstanbul Kasımpaşa’da kurulan Gül Kahve, İnce Mehmet’in oğlu Ahmet İncegül’ün 1922 yılında, Ankara Ulus’ta ilk kuru kahveci dükkanını açmasıyla devam etmekte olup, Ahmet İncegül’den sonra ise yeğeni Nuri İncegül, oğlu Muzaffer Rıza İncegül ve torunu Ahmet Hamdi İncegül tarafından günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.

4. Kuşak ile Yaşatılmaya Devam Ediyor
"Eskiden kahveler ocaklarda kavrulur, dibeklerde dövülür, eleklerde elenir ve müşteriye öyle satılırdı.” diye konuşan Gül Kahve’nin 4. kuşağı olan Ahmet Hamdi İncegül:“İlk olarak dedemin babası İstanbul’da kurukahveci dükkanını açmış, daha sonra ise dedem Ankara’ya gelerek Ankara’nın ilk kurukahveci dükkanını burası ile buluşturmuştur. Ben de bu mesleğin 4. kuşağı olarak sürdürmekteyim. Biz, kahve kültürünün özünde bulunan düşünce ile devam ediyoruz. Buraya gelen kişilere müşteri değil, misafir gözü ile bakarak ilgileniyoruz. Kahvemizi paketleyip müşterilerimize sunarken ise mutlaka paketin içerisinde ikramlık şekerlerimizden koyuyoruz.” dedi.

Atatürk’ün En Sevdiği Kahveci
İncegül, “Atatürk, boş zamanlarında Anadolu Kulübü'ne gelip orada istirahat eder, özel toplantılar yaparmış. Bizim oraya verdiğimiz kahveyi içer ve çok beğenirmiş. Beğendiği için de kulübün o zamanki yöneticilerine kahveyi bizden almasını söylemiş. O zamandan beri Anadolu Kulübü'ne kahve veriyoruz.” dedi. İncegül, aynı zamanda, cumhuriyetin ilk zamanlarında Millet Meclisi’ne, Merkez Bankası’na, Ziraat Bankası’na ve İş Bankası’na kahve sattıklarını ifade etti. İncegül, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski Başbakanlardan Bülent Ecevit gibi önemli isimlerin, müşterileri arasında yer aldığını belirtti.

"Cumhuriyet Devam Ettiği Müdeetçe Türk Kültürü de Devam Edecektir"
Cumhuriyetin 100. yılına girdiğimiz şu günlerde 101. yılını kutlayan Gül Kahve’nin 4. Kuşağı Ahmet Hamdi İncegül, “Atatürk bu ülkeye ve millete verilecek en güzel hediyeyi miras bırakmıştır. Cumhuriyet devam ettiği müddetçe Türk kültürü de devam edecektir. Bizim geçmişten beri ayakta olmamızın temel nedeni ise hem kahvemizi gerekli değerleri göz önünde bulundurarak hem de işimiz severek yapmamızdan kaynaklanıyor.” dedi.




