Kimi onu Karadut’un şairi, kimi de Anadolu’nun ressamı olarak tanır. Ancak Bedri Rahmi Eyüboğlu iki tanımının da ötesinde çok yönlü bir sanatçıdır.

Anadolu’nun türküsünü, halayını, masalını tuvaline de şiirine de sığdırdı. O yüzden bugün hâlâ hem bir ressamın fırça izlerinde, hem de bir şairin dizelerinde yaşar.

Bedri Rahmi Eyüboğlu Hayatı ve Eserleri

1911’de Giresun Görele’de dünyaya geldiğinde kimse onun bir gün sanatın dili olacağını bilmiyordu. Ama Bedri, çizdiği resimlerle, yazdığı satırlarla çoktan kendi yolunu seçmişti.

İstanbul’a geldiğinde, Akademi sıralarında hocası Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı’nın yanında büyüyen Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun resimleri, her zaman Anadolu’nun sıcaklığını ve halkın gündelik yaşamını yansıtmıştır.

Köylü Kadın ve Han Kahvesi tablolarda, Anadolu insanının samimiyeti ve coşkusu gözlemlenir. Mor Takkeli Hacı ve Son Kahve ise onun renkli ve canlı üslubunun örnekleri olarak öne çıkar.

Paris’te Açılan Ufuk

Ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu’nun desteğiyle Paris’e gittiğinde, Van Gogh’un renkleri, Gauguin’in sıcaklığı, Cezanne’in düzeni onun için sadece tablo değil, bambaşka bir dünya oldu. Oradan döndüğünde Anadolu’ya bakışı da artık farklıydı.

Anadolu’yu Resmeden Bir Yürek

Bedri Rahmi’nin en büyük tutkusu, halkın içinde olmaktı. Yurt gezilerinde köy kahvelerini, pazarlardaki renkleri, halay çeken gençleri resmetti.

Türkiye’de İklim Değişikliği Yangınları Tetikliyor
Türkiye’de İklim Değişikliği Yangınları Tetikliyor
İçeriği Görüntüle

Anadolu’yu bir ders konusu değil, bir yaşam biçimi olarak gördü. Belki de bu yüzden onun tablolarına bakan herkes kendinden bir parça buldu.

Karadut Tadında Şiirler

Resim yetmezmiş gibi, bir de şiir yazdı. Ama öyle kitap arasında kalacak türden değil, sokakta söylenen, kahvede dillenen, gönülde iz bırakan şiirlerdi onlar.

Bir sevdayı hem acısıyla hem tutkuyla anlattığı Karadut adlı eseri onun en çok bilinen şiiri oldu. Dol Karabakır Dol dizelerinde Anadolu’nun sokak sesleri duyuldu. Tuz ve Yaradana Mektuplar ise halk türkülerinin yalınlığını taşıdı.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun belki de en çok bilinen ve en çok sevilen şiiri olan 'Karadut' ise şu şekildedir;

"KARADUT
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum
N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun."

Ardında Kalanlar

1975’te bedenen aramızdan ayrıldı ama adı hala yaşıyor. İstanbul’dan Fethiye’ye kadar birçok yerde eserleriyle karşılaşıyoruz.

Hele Dalaman’daki Bedri Rahmi Koyu’nda kayalara işlediği balık figürü… Denizden geçenler, sanki onun selamını alıyor.

Muhabir: Tuğba Ergen