NECMETTİN KURUCU
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte düz oyunlar içerisinde yer alan seyirlik oyunlar, yerini sanal dünyadaki oyunlara bırakmaya başlamıştır. Geçmişte büyüklerimizin oynadığı bazı oyunlar vardır ki adı geçince dahi yüzde tebessüm bırakır.
İşte o yıllarda oynanan bu oyunlar genellikle müsait olan evlerin önü ya da mahallenin meydanı kullanılarak eğlenilirdi. Sizi ve sevdiklerinizi geçmişe götürecek dikkat çeken oyunlardan bazılarını sizler için derledik.
Cirit Oyunu
Oyun geniş harman yerinde ve gerekirse davul zurna eşliğinde “Osmanlılar Alana” çağrısıyla başlar. Oyuncular iki guruba ayrılır, iki gurup arasındaki uzaklık yaklaşık yüz metre olur, gruptan elinde cirit bulunan bir atlı ortaya fırlar ve cirit başlamış olur. Bu sırada davullar cenk ritimleri, Köroğlu havaları çalmaya başlar, oyuncu ciriti fırlatmak için dörtnala gelerek on metre çizgisine yaklaşır ancak bu çizgiyi geçemez sadece yanlardan biraz daha ilerleyebilir. Hasmını seçer ve ciridi fırlatarak hızla kaçar, cirit atılan kişi ise hemen karşı saldırıya geçerek hasmını kovalar. Cirit sona erince, galip gelen grup seyircilere bildirilir, atlar biraz dinlendirildikten sonra iki yüz metre kadar cirit alanından uzaklaştırılır ve seyirci önüne tek tek at salınarak gösteri yapılır. Ciritçi, at dörtnala giderken elindeki değneği hızla yere vurup sektirir ve havada yakalamaya çalışır, yakalayanlara mükâfat verilir. Ciritçilerin at üstünde marifetlerini sergiledikleri bu oyuna “Mısır Odunu” denir, oyun Ankara dışında pek bilinmez ve oynanmaz.
Çelik Çomak (Met) Oyunu
Oyuncular iki gruba ayrılır, çelik 25 cm boyunda bir değnek parçası olur buna “met”, mete vurulan sopaya ise “çomak” denir. Yere 3- 4 metre çapında bir daire çizilir, çeliği en uzağa çarpan taraf daireden atış yapma hakkını kazanır. Karşı tarafın oyuncuları dairenin ilerisine dizilirler ve kendi üzerlerine doğru çarpılan çeliğe havada çomaklarıyla vurmaya çalışırlar. Vurursa atan oyuncu oyundan çıkar vuramazsa düştüğü yerden dairenin içine girecek şekilde geri fırlatılır, oyuncu çomak ile dairenin içine düşürmemeye çalışır, düşerse oyundan çıkar, bu grubun oyuncularının tamamı oyun dışı kalınca yer değiştirilir.
Direk Kapmaca
Oyunculardan her biri direkleri tutar, biri ebe olur, oyuncular direkleri değişirken ebe yakalamaya çalışır, direğe varamadan yakalanan ebe olur.
Sek Sek (Sekdelemeç)
Üç ya da beş kişi ile oynanır, oyuncular için büyükçe bir daire, ebe için de buna bitişik küçük bir daire çizilir. Ebe tek ayak üzerinde zıplayarak büyük daire içinde oyuncuları yakalamaya çalışır, yakalanan ebe olur, ebe sadece kendi dairesinde iki ayak üzerine basabilir fakat büyük dairede basarsa oyuncular ebe yerine kadar sırtını yumruklar.
Beş Taş
Bu oyun için fındık büyüklüğünde beş adet taş gerekir, oyuncu taşları yere saçarak, tek elle ebe taşı havaya atarak yerdeki taşları tek tek toplar. Oyun taşların ikisi, üçü, dördü alınarak devam eder ve köprülere geçilir, taşlar yere atılır, en uygun yere sol elle köprü yapılır, ebe taş havaya atılıp tutulurken diğer taşlar teker teker köprüden geçirilir. Sonra ikişer, üçer, dörder geçiş yaptırılır, ebe taş düşer veya taşlar yakalanamazsa oyuncu yanar.
Birdir Bir
Oyuncular ikişer kişi eşleşir ve eşlerin biri ebe olur, ebeler karşılıklı yere oturup ayak tabanlarını birleştirirler. Oyuncular da sırayla ebenin ayakları üzerinden atlamaya başlarlar, sıranın başındaki oyuncu ne söylerse arkadakiler de tekrarlar. (Birdirbir, ikidir iki, üçtür üç, dörttür dört, beştir beş) Her söyleyişten sonra yerdekiler maniyi yükseltirler, beşincide ayak üzerine iki karışlarını uzatırlar ve engele takılan ebe olur.
İp Atlama
İki kişinin salladığı ip arasından oyuncular sırayla atlar, her atlayıştan sonra grubun başındaki oyuncu daha zor atlayış yaptığından ipe takılan yanar ve ip sallayanlardan birisiyle yer değişir.
Çizgi Oyunu
Düz bir yere üç yuvarlak, iki yanyana kare, tekrar bir yuvarlak ve iki yanyana kare çizilerek oyun yeri hazırlanır, her bir haneye birden sekize kadar numara yazılır. Başlama sırası belirlenir, oyun birinci daireye küçük yassı taşın konup, tek ayakla diğer daire veya karelere itilerek götürülüp getirilmesiyle başlanır. Taşın ve ayağın çizginin üstüne gelmemesi gerekir, oyuncu taşı yanmadan götürüp getirirse taşını ikiye, 3, 4, 5, 6, 7, 8’e kadar atarak oyunu devam ettirir.
Ferfeneler
Kış mevsiminde akşam saatlerinde köy odasında erkekler için düzenlenen eğlencelere denir. Bu eğlenceleri kadınların görmemesi, gürültünün evlerden duyulmaması tercih edilir, ferfenelerde çeşitli yemekler, höşmerim, baklava yenir, türlü oyunlar çıkarılır. Ferfenelerin günü belli olmaz, gelecek kişilerin isteğiyle yapılır ve herkes masraflarına eşit olarak katılır.
Sin Sin Oyunu
Genelde köyde erkek kınalarında açık alanda gece ateş yakılır, davul ve zurna eşliğinde oyuna katılan herkes ateşin etrafında halka olur, bir kişi ortaya çıkar, ateşin etrafında dolaşmaya başlar. Bu sırada başka biri onu kovalar ve bir şekilde meydandan uzaklaştırır, bundan sonra başka biri daha ortaya çıkar o da ikinciyi sahadan uzaklaştırmaya çalışır, oyun böylece devam eder ve biter.