SİBEL BAY
UNESCO tarafından “Dünya Mirası Listesi”ne alınan Ahi Şerafeddin Camii, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında oylamaya sunularak Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Eskişehir Sivrihisar Ulu Cami, Kastamonu Kasaba Köy Mahmut Bey Camisi ile birlikte Dünya Mirası ilan edildi.
Caminin 1289-1290 Yıllarında Yapıldığı Tahmin Ediliyor
Caminin yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Camide yer alan kitabeye göre minberin, 1289-1290 yılları arasında tarihlendirilmesi caminin yapım yılının da aynı tarihler arasında gerçekleştiğine yönelik bir bilgi oluşturuyor.
Ankara’nın 13. Yüzyıla Dayanan Tarih Mirası
13. yüzyılda Ahiler döneminde yapılmış olan Ahi Şerafeddin Camii, şehrin tarihi dokusunu içerme ve birçok uygarlıklara ev sahibi olma açısından 700 yılı aşkın süredir şehrin en önemli tarihi yapısından biri olarak biliniyor.Ankara’nın merkezi Ulus’ta yer alan cami, aynı zamanda Anadolu Selçuklu döneminden beylikler devrine geçişin en önemli örneklerinden biri olarak tarihi miras açısından da önem taşıyor.
Ahi Şerafeddin’in Camiye Olan Katkıları
Arslanhane Camii’nin yapımında görev alan Ahi Hüsameddin’in oğlu Ahi Şerafeddin tarafınca restore edilen ve büyütülen cami, Ahi Şerafeddin Camii olarak da biliniyor. Bu durumun temel nedeni ise Ahi Şerafeddin’in caminin tadilatına katkıları ve döneminin önemli isimlerinden biri olmasından kaynaklanıyor.
Cami, Mimari Yapısı ile Öne Çıkıyor
Dikdörtgen plana sahip olan yapı, kuzey, doğu ve batı olmak üzere toplam üç adet kapısı bulunuyor. Camiye giriş ise genellikle kuzeydeki kesme taş malzemeli taç kapıdan yapılıyor. Mukarnas kavsaralı ve mihrabiye nişleri ile her ne kadar Selçuklu geleneğinde işlenmiş olsa da oldukça sade olan bu taç kapının hemen yanında devşirme taş ve mermerden oluşturulmuş bir kare kaideye sahip, silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare bulunuyor.
Caminin duvar yüzeyleri bezemesiz olan harim kısmında içerisinde bulunan yirmi dört sütunun ve tavanın tamamen ahşap olması oldukça dikkat çekiyor. Yalnızca harim bölümünde ve sütun başlıklarında değil aynı zamanda duvarlarda ve süslemelerde de devşirme malzemeler kullanılmıştır. Harim bölümünün bir başka ahşap örneği de sahte kündekari tekniği ile yapılmış olan minberidir.
