Yakuza, japonya'da hükümetlere kafa tutan, Japonya kökenli uluslararası organize suç gruplarının üyelerine verilen isimdir.
Japonca hukuki terminolojisine göre, yakuza organizasyonları "boryokudan" yani "şiddet grubu"dur. Yakuza acımasız, güçlü ve korkutucu bir grup olarak tasvir edilir.
Çoğu insanın bu topluluk hakkında bildiği en korkunç detaylar ise ilginç dövmeler ve kısaltılmış serçe parmaklardır.
Batı medyasında Japon mafyası olarak tanımlanır, tıpkı İtalyan Sicilyalı suç örgütleri gibi. Ana merkez Japonya olmak üzere, her türlü ülkede adamlarının var olduğu bilinir.
Örgütün adı, Eski Japoncada 8-9-3 (ya-ku-za) olarak okunuyor ve bu rakamlar, eski bir Japon kart oyununda kaybetmeyi temsil ediyor.
Geçmişi bundan yaklaşık 400 yıl öncesine dayanır.
O zamanlar Tekiya denilen, hırsızlık veya kumar işleri yürüten çok da büyük olmayan bir organizasyon grubuydu.
Tekiyaya katılan japonlar oldukça niteliksiz ve eğitimsiz kişilerden oluşuyordu. Bu basit gibi gözüken suçları oldukça acımasız yöntemlerle gerçekleştiriyorlardı.
Zaman geçtikte örgüt üyeleri yaptığı işlerden para kazanmaya başladı ve bu parayla örgütü daha da güçlendirme yoluna girdiler.
Örgüt hakkında bir diğer ilginç anekdot Japon ise kadınların Yakuzaya katılma izninin olmaması.
Kadınlar resmi olarak Yakuza olamazlardı ancak Yakuza üyesiyle evlenen bir kadının kesinlikle grubun bir parçası olduğu aşikardı.
Yakuza eşlerinin Japonya’daki çoğu ev hanımı gibi yaşadığını, ancak kocalarının bağlantılarına olan özel bağlılıklarının, onların kuruluştaki statüsüne bağlı olduğunu açıklıyor.
Liderlerin eşleri, genellikle bir aracı görevi görse de örgüte danışman olarak hizmet eder ve finansmanı yönetirlerdi.
700 lerin sonuna gelindiğinde üyeler zengin Japonlara büyük paralar karşılığında güvenlik hizmeti vermeye başladı.
İnsan sayısı hızlı bir şekilde artış gösteren Yakuza Japonya ve çevresinde oldukça kudretli bir hale geldi.
Çete özel ritüeller uyguluyordu. Bunlardan birisi Yakuza üyeleri telafi edilemez bir hata yaptıklarında serçe parmağının kesilmesiyle cezalandırılıyordu.
Oldukça sıkı olarak uygulanan bu kural, Japonya'da eski Yakuza üyelerine protez parmak yapan kliniklerin çıkmasına bile yol açtı.
Japon kültüründe Yubitsume olarak bilinen bu küçük parmak kesme töreninin ardından kesilen parmak bir paket içerisinde oyabun'a, yani ailenin babasına götürülüyor.
Üyelerin tamamı tüm vücudunu kaplayacak şekilde Japon dövmeleri yapmak zorundaydı. Yakuza dövmelerinin tamamlanması genelde yıllar alıyor ve binlerce dolara mal oluyordu.
Üyelerin dövmeleri vücutlarının halka açık olmayan bölgelerinde de yer almaktaydı.
Dünyadaki pek çok suç örgütü gibi Yakuza da sağ ideolojiye kendini daha yakın hissediyordu.
Bu bağlamda Soğuk Savaş döneminde yükselen sol hareketlere karşı, hükümetin yanında durdu ve Japonya'yı yarım yüzyıl yöneten Liberal Demokrat Parti'ye para dahil pek çok konuda destek verdi.
1911 doğumlu Yakuza patronu Yoshio Kodama, II. Dünya Savaşı'nda Yakuza olarak bilinen farklı grupları kendi bayrağı altında toplamayı başarmıştı.
Bugün ise Yakuza 22 ana farklı gruba ayrılıyor. Tüm ulusal ve uluslar arası operasyonlara rağmen Yakuza eski dönemlere kıyasla güçten düşse de hala çok güçlü kabul ediliyor.
Örgütün toplamda 300 binden fazla üyesi olduğu tahmin ediliyor. Örgütün en güçlü olduğu devlet Japonya'dan sonra ABD olarak biliniyor.
Amerika'nın çoğu eyaletinde yakuza faaliyet göstermeye ve büyük paralar kazanmaya halen devam ediyor.
Yakuza'yı diğer mafya çetelerinden ayıran en önemli özellikse, örgütün Japonya halk tabanıda büyük bir ilgiye ve desteğe sahip olmasıdır.
Halkın desteğinin altında yatan bazı nedenlerden birisi de, örgütün neredeyse her yıl yaklaşık 400 milyon dolar değerinde erzak yardımı yapıyor olmasıdır.
Örgüt aynı zamanda ülke genelinde çok sayıda restoran ve kafeye sahiptir.
Jakuza Japonya'nın en çok okunan kitaplarına, en çok izlenen filmlerine de konu oldu.