Anıtkabir

Anıtkabir, Ankara'nın Çankaya ilçesinde yer alan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarını içeren komplekstir. Emin Onat ile Orhan Arda'nın tasarımı olan Anıtkabir'in 1944'te başlanan inşası 1953'te tamamlanmıştır.

Anıtkabir'in mimarisi, klasik Türk mimarisinden etkilenmiş olup modern unsurları da içerir. Kompleks, büyük bir açık hava müzesi gibidir ve ziyaretçilere bir dizi büyük meydan, yol ve anıt galerisi sunuyor. 

Anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı Anıtkabir, dönemin özelliklerini bütünüyle taşıyor. Ancak, Anıtkabir’de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine de sıklıkla yer verilmiştir.

Galata Kulesi

Galata Kulesi , İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan bir kuledir. Adını, bulunduğu Galata semtinden almaktadır. 

Galata Kulesi ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından MS 507 - 508 yılında inşa edilmiştir. Günümüzdeki kuleyi 1348 - 49 yılında Cenevizliler yeniden inşa etmiştir.

Bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen kule, farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmasının ardından 2020'den itibaren, bir sergi mekânı ve müze olarak hizmet verir.

 Kule, o dönemin tipik kule mimarisini yansıtarak taş ve tuğla malzemelerden inşa edilmiştir. Dikdörtgen prizma şeklinde olan olan kule, dış cephesinde sıra halinde düzenlenmiş dar pencerelerle dikkat çeker. 

Yükseltilmiş bir tepe üzerinde 66.90 metre yüksekliğe sahip olduğundan eşsiz bir İstanbul manzarası sunmaktadır. 

Ayasofya Camii

Ayasofya Camii, İstanbul'da yer alan bir cami ve eski bazilika, katedral ve müzedir.  

İlk olarak Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 537 yılında Ayasofya Kilisesi olarak inşa edilmiş olan bu yapı, daha sonra Osmanlı döneminde camiye dönüştürülmüştür. 

Ayasofya’yı mimarlık tarihinde öne taşıyan asıl nokta ise kubbesinin büyüklüğünün yanı sıra üstün bir yapım tekniğine ihtiyaç duyan tasarımıdır. Bu tasarımın başarılmış olması, yapıyı estetik noksanlıklarına rağmen üstün bir konuma taşımıştır. 

Osmanlı döneminde cami olarak kullanıldıktan sonra, 1935 yılında müze olarak açılmış ve 2020'de tekrar cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Dolmabahçe Sarayı 

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul, Beşiktaş'ta, Kabataş'tan Beşiktaş'a uzanan Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında, 250.000 m²'lik bir alan üzerinde bulunan Osmanlı sarayıdır. 

Dolmabahçe Sarayı, 19. yüzyılın ikinci yarısında, 1843-1856 yılları arasında Sultan Abdülmecid tarafından inşa edilmiştir. Yapının inşasında genellikle taş ve ahşap malzemeler kullanılmıştır.

Yapı, klasik Osmanlı mimarisinin etkisi altında olsa da, Batı tarzındaki mimari öğelerle de zenginleştirilmiştir.

Rumeli Hisarı

İstanbul'un Sarıyer ilçesinde, Boğaziçi'nde bulunan ve bulunduğu semte adını veren hisardır. 

Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un Fethi'nden önce, Karadeniz'den gelebilecek saldırıları engellemek amacıyla İstanbul Boğazı'nın en dar yerine, Anadolu yakasındaki Anadolu Hisarı'nın tam karşısına inşa ettirilmiştir.

Rumeli Hisarı, dikdörtgen bir plana sahiptir ve geniş bir avlu etrafında konumlanmıştır. Bu plan, kaledeki yapıları içine alacak şekilde düzenlenmiştir. Hisarın mimarisi, Osmanlı dönemi askeri yapılara özgü önemli unsurları içermektedir.

Kapalı Çarşı 

Kapalı Çarşı, İstanbul kentinin merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından birisidir. 

Kapalı Çarşı'nın mimarisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun zengin ticaret geleneğini ve ihtiyaçlarına uygun olarak inşa edilmiştir. 
Karmaşık ve labirent benzeri bir yapıya sahiptir.

İçerisinde birçok sokak, pasaj ve dükkân içeren bu büyük çarşı, eski İstanbul'un geleneksel ticaret bölgelerini yansıtır.

Göbeklitepe

Göbeklitepe , Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Şanlıurfa ilinde yer alan Neolitik bir arkeolojik sit alanıdır. Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısıdır. 

Dönemin şartları, koşulları göz önünde bulundurulduğunda oldukça şaşırtıcı ve karmaşık bir yapıya sahiptir.

Göbekli Tepe'nin en belirgin mimari özellikleri, T şeklindeki dev taş sütunlardır. Her biri genellikle 3 ila 6 metreye kadar yüksekliğe sahiptir ve taş ocaklarından uzak mesafelerden getirilmiştir.Bu sütunlar, genellikle hayvan figürleri ve kabartmalarla süslenmiştir. 

Mimari ve tasarımında belli bir düzen vardır. Dairesel yapıların her biri belli aralıklarla yerleştirilmiştir.

Sümela Manastırı

Sümela Manastırı, Trabzon ilinin Maçka ilçesindeki Meryem Ana Deresi'nin batı yamaçlarında yer alan, Kara tepesinin üzerinde, deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte konumlanmış Rum Ortodoks manastırı ve kilise kompleksidir. 

Sümela Manastırı, yüksek ve dik bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Manastırın etrafı, ormanlar ve doğal kayalıklarla çevrilidir. Bu konum, manastırın doğa ile bütünleşmiş bir şekilde yer almasını sağlamaktadır.,

Mimarisi, doğal kayalıklara uyumlu ve dini bir atmosfer yaratmaya odaklıdır. Doğa ile bütünleşik konumu ve tarihi dokusuyla Sümela Manastırı, bölgedeki önemli kültürel ve turistik alanlardan biridir.

Divriği Ulu Camii

Divriği Ulu Camii, Türkiye'nin Sivas iline bağlı Divriği ilçesinde yer alan tarihi bir camidir. 1228-1229 yıllarında Mengücekli Hükümdarı Ahmet Şah tarafından inşa edilmiştir. Camii, hem Selçuklu hem de Anadolu'da öne çıkan mimari özellikleri ile bilinmektedir.

Divriği Ulu Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen plânlı ve tümüyle kesme taşlarla yapılmış bir yapıdır.

Anıtsal bir yapıya sahiptir ve genellikle tipik Ortaçağ İslam mimarisi olan kare planlı camilerden farklıdır. Dikdörtgen planlı bir avlu içinde, cami, şadırvan, türbe ve hastane gibi yapıları içerir.

Aspendos Antik Tiyatrosu

Aspendos Antik Tiyatrosu, Antalya iline bağlı Serik ilçesinde yer alan ve Roma dönemine ait muazzam bir tiyatro örneğidir. M.S. 2. yüzyılın ortalarında inşa edilen bu tiyatro, Roma mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri olarak bilinir. 

Aspendos Antik Tiyatrosu, klasik Roma tiyatrosu planına uygun bir şekilde inşa edilmiştir. Büyük bir açık haiva tiyatrosu olarak, sahne ve oturma düzeni ile dikkat çekmektedir. 

Sahne binası, antik Roma tiyatro binalarında olduğu gibi iki kattan oluşur. Tiyatro binasının iki katında da farklı sütunlar kullanılmış ve yapının girift bir görünüme sahip olmasına imkan tanınmıştır. Sütun aralarındaki nişlere heykeller eklenerek estetik bir dokunuş katılmıştır.