Müzik, hayatın farklı duygularına tercüman olurken bazen de beklenmedik etkiler yaratabiliyor. Macar besteci Rezso Seress’in 1933 yılında bestelediği ve orijinal adıyla Szomorú Vasárnap olan “Gloomy Sunday” isimli eser, müzik tarihinde karanlık bir yere sahip. Bu şarkı, dünyanın pek çok ülkesinde intihar vakalarının artmasına neden olarak “Macar intihar şarkısı” olarak anılıyor.
Rezso Seress ve Şarkının Doğuşu
Gloomy Sunday, bestecisi Rezso Seress’in yaşadığı yoğun karamsarlık ve depresyonun bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bazı kaynaklar, bu duygusal besteyi Seress’in yaşadığı hüzünlü bir ayrılığa bağlarken, diğerleri Avrupa’da dönemin siyasi çalkantılarının etkisini vurguluyor. Şarkının sözlerini ise Macar şair Laszlo Javor kaleme aldı. Javor, Seress’in bestesine eşlik eden sözlerle müziğin hüzünlü havasını tamamladı.
İlk Yayın ve İlk İntihar Vakaları
Şarkı ilk çıktığında büyük bir ilgi görmedi ve Seress, Gloomy Sunday’i yayınlatmakta zorluk yaşadı. Ta ki Macar şarkıcı Pal Kalmar 1935’te eseri seslendirmeye karar verene kadar. Kalmar’ın bu yorumu, şarkının kaderini değiştirdi. Şarkı yayınlandıktan kısa bir süre sonra Macaristan’da art arda intihar vakaları yaşanmaya başladı. Bunlardan biri de Seress’in eski sevgilisiydi. Kadının geride bıraktığı intihar notunda şarkının sözlerinden alıntılar bulunması, Gloomy Sunday’in uğursuzluğu hakkındaki söylentileri güçlendirdi.
Avrupa’ya Yayılan Karanlık Etki
1936 yılında şarkı İngilizce’ye çevrilip Gloomy Sunday adıyla yayıldı. Şarkı kısa zamanda tüm Avrupa’da popüler oldu. Ancak bu popülerlik, beraberinde daha fazla trajedi getirdi. Budapeşte, Londra, Roma gibi şehirlerde şarkının çalındığı süre zarfında birçok kişi intihar etti. Bu intiharların ardında çoğunlukla Gloomy Sunday’in etkisi olduğu düşünüldü. Bazı ülkeler, intihar vakalarının önüne geçmek için şarkının radyo ve diğer yayın organlarındaki çalınmasını yasakladı.
Billie Holiday ve Gloomy Sunday’in Batı’da Yükselişi
1941’de Amerikalı caz sanatçısı Billie Holiday, Gloomy Sunday’i seslendirdi ve eser Batı dünyasında büyük ilgi gördü. Bu dönemde II. Dünya Savaşı’nın getirdiği karamsarlık, şarkının duygusunu daha da güçlendirdi. Avrupa radyolarında sıkça çalınan şarkı, savaşın zorlu atmosferine mükemmel uyum sağladı ve intihar vakaları artmaya devam etti.
Trajik Son: Bestecinin Kendi Hikayesi
Rezso Seress, II. Dünya Savaşı sırasında bir Nazi toplama kampında hayat mücadelesi verdi. Savaştan sağ çıkmasına rağmen hayatı boyunca Gloomy Sunday’in gölgesinde kaldı. Şarkının yarattığı ağır “uğursuzluk” hissi, Seress’i derinden etkiledi. Hiçbir zaman Gloomy Sunday kadar başarılı veya etkileyici başka bir eser yaratamadı. 1968’de, kendi bestesiyle yaşadığı trajik hikayeye son vererek Budapeşte’de yüksek bir binadan atlayarak yaşamına son verdi.
Gloomy Sunday: Bir Sanat Eseri mi, Yoksa Lanet mi?
Rezso Seress, şarkının neden olduğu trajediler hakkında şu sözleri söyledi:
“Bu ölümcül şöhret beni incitiyor. Kalbimdeki tüm acıları bu şarkıya döktüm ve anlaşılan o ki, benim gibi acı çeken başkaları da bu şarkıda kendi hüzünlerini bulmuş.”
Gloomy Sunday, müzik tarihinin en hüzünlü ve aynı zamanda en tartışmalı eserlerinden biri olarak hem sanat dünyasında hem de popüler kültürde unutulmaz bir yer edindi.