Prof. Dr. Etem Özkaya, Özel Viromed Laboratuvarları’nın vizyonunu anlatırken, merkezin en temel amacının bilimin ışığında insan sağlığını korumak, geliştirmek ve sürdürülebilir bir sağlık ekosistemi oluşturmak olduğunu ifade etti.
“Bilim, Güven ve Kalite Önceliğimiz”
Prof. Dr. Özkaya, laboratuvarın temel hedefinin doğru ve güvenilir test sonuçları sağlamak olduğunu belirterek, “Bilimi rehber edinerek, insan sağlığını merkeze alıyoruz; teknolojiyi, güveni ve kaliteyi bir araya getiriyoruz” dedi.
Özkaya, laboratuvarın otomasyon sistemleri ile insan emeğini harmanlayarak, hem ulusal hem de uluslararası alanda örnek gösterilen bir sağlık kuruluşu olmayı amaçladıklarını ifade etti. Her adımda hasta güvenliğinin, etik değerlerin ve bilimsel doğruluğun ön planda tutulduğunu vurgulayan Özkaya, kaliteyi yalnızca bir hedef değil, bir yaşam biçimi haline getirdiklerini söyledi.
Otomasyon ve İleri Teknolojinin Rolü
Prof. Dr. Etem Özkaya, laboratuvar süreçlerinde otomasyon ve ileri teknolojinin kritik bir rol oynadığını belirterek, şunları söyledi:
“Numuneler laboratuvara ulaştığında barkod sistemiyle tanımlanıyor ve izlenebilir hale getiriliyor. Numune kabulü otomatik örnek ayırma ve santrifüj sistemleriyle yapılıyor, böylece insan hatası minimuma indiriliyor. Analitik süreçte biyokimya, hormon, immünoloji ve hematoloji testlerimiz tam otomatik analizörler ve entegre sistemlerle gerçekleştiriliyor. Sonuçlar cihazlardan doğrudan laboratuvar bilgi yönetim sistemine aktarılıyor, böylece manuel hatalar önleniyor. Post-analitik aşamada elde edilen testler doğruluk kontrollerinden geçirilerek elektronik ortamda arşivleniyor ve güvenli dijital platformlar üzerinden hastalara iletiliyor. Otomasyon, laboratuvarımızın kalite anlayışının temelini oluşturuyor. Bu sistemler sayesinde daha az hata, daha yüksek verimlilik ve daha kısa sonuç süresi elde ediyoruz”
“Kaliteyi Sadece Bir Prosedür Olarak Görmüyoruz”
Özel Viromed Laboratuvarları’nda kalite ve hasta güvenliğinin en üst düzeyde tutulduğunu aktaran Özkaya, TS EN ISO 15189 standardına uygun kalite yönetim sistemi ile çalıştıklarını belirtti.
Özkaya, tüm numunelerin alınma anından raporlama aşamasına kadar izlenebilir durumda olduğunu, testlerin kalibre edilmiş ve doğrulanmış cihazlarla yapıldığını ve cihaz performanslarının sürekli izlendiğini söyledi.
Laboratuvar personelinin kalite prosedürleri, hasta güvenliği ve test yöntemleri konusunda düzenli olarak eğitildiğini vurgulayan Özkaya, yeni teknolojiler devreye alındığında personelin yetkinliğinin güncellendiğini ve uygulama öncesi doğrulama çalışmalarının yapıldığını ifade etti. Özkaya, bu süreci şöyle anlattı:
“Test süreçlerinde bilimsel olarak kabul görmüş metotları uyguluyoruz ve şüpheli sonuçlarda tekrar test gerçekleştiriyoruz. Tüm hasta verileri gizlilik prensipleri çerçevesinde korunuyor ve etik kurallara, yasal mevzuata tam uyum sağlıyoruz. Sürekli iyileştirme ve risk yönetimi süreçleri laboratuvar kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Biz kaliteyi sadece bir prosedür olarak değil, laboratuvarın her alanına yayılan bir kültür olarak görüyoruz.”
“Kalite Bilinci Laboratuvar Kültürümüzün Ayrılmaz Parçası”
Özkaya, laboratuvar çalışanlarının sürekli eğitim programları ile kalite bilincinin güçlendiğini dile getirerek, süreci şu sözlerle anlattı:
“İnsan kaynağı, kalite yönetim sistemimizin temel taşıdır. Personelimizin bilgi, beceri ve kalite farkındalığını artırmak amacıyla planlı ve ölçülebilir eğitim programları yürütüyoruz. Eğitimlerimiz sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda motivasyon, ekip bilinci ve iletişim kalitesini artıran bir araçtır. Çalışanlarımız, yaptıkları işin hasta güvenliği ve doğru test sonuçları üzerindeki etkisinin farkında olarak görev yapmaktadır. Laboratuvar kültürümüzde kalite bilinci ayrılmaz bir parçadır.”
“SIHHAT Projesi ile Göçmenlerin Sağlığı Güvence Altında”
Özkaya, laboratuvarın uluslararası sorumluluk projelerine aktif katkı sağladığını belirterek, SIHHAT Projesi kapsamında geçici koruma altındaki Suriyelilere laboratuvar hizmeti sunduklarını şu sözlerle anlattı:
“2018 yılında Avrupa Birliği’nin mali desteği ve T.C. Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen proje ile laboratuvar hizmeti vermeye başladık. Ankara, İstanbul, İzmir ve İskenderun’daki laboratuvarlarımızda, Göçmen Sağlığı Merkezlerinden alınan numuneleri TS EN ISO 15189 akreditasyon standardına uygun şekilde analiz ettik.”
Özkaya, projenin yıllar içinde kapsamının genişlediğini vurgulayarak, “2021 ve 2024 yıllarında ikinci ve üçüncü etaplar yürütüldü. Bu süreçte laboratuvar altyapımız güçlendirildi, cihaz kapasitemiz artırıldı ve uzman kadromuz genişletildi” dedi.
“Laboratuvarlarımız, Göçmen Sağlığı Süreçlerinde Merkezi Rol Oynuyor”
Prof. Dr. Özkaya, Türkiye genelinde yürütülen SIHHAT Projesi kapsamında Göçmen Sağlığı Merkezleri ve Güçlendirilmiş Merkezlerle güçlü bir iş birliği içinde olduklarını belirtti.
“Göçmen Sağlığı Merkezlerinden alınan örnekler güvenli bir transfer zinciriyle laboratuvarlarımıza ulaştırılıyor ve ileri teknoloji cihazlarımızla analiz ediliyor. Sonuçlar, belirlenen süreler içinde ilgili merkezlere iletiliyor. Bu süreç, tanı ve tedavi süreçlerinin bilimsel doğruluğunu güvence altına alıyor” diyen Özkaya, projeyi yalnızca bir sağlık hizmeti faaliyeti olarak görmediklerini vurgulayarak, “SIHHAT Projesi, insana dokunan ve yaşam kalitesini yükselten uluslararası bir sorumluluk projesidir” dedi.
“Laboratuvar Testlerimiz, Göçmenlerin Sağlık Hizmetlerinden Etkin Yararlanmasını Sağlıyor”
Özkaya, SIHHAT Projesi kapsamında yapılan testlerin, göçmenlerin sağlık hizmetlerinden hızlı ve etkili şekilde yararlanmasını sağladığını vurguladı.
“Testler güvenli bir zincirleme süreçle laboratuvarlarımıza ulaşıyor, TS EN ISO 15189 akreditasyonuna sahip sistemlerimizde analiz ediliyor ve kısa süre içinde sonuçlar ilgili merkezlere iletiliyor. Bu sayede tanı ve tedavi süreçleri gecikmeden başlıyor. Geniş test yelpazemiz, göçmenlerin farklı sağlık ihtiyaçlarının tek bir çatı altında karşılanmasına olanak tanıyor” diyen Özkaya, laboratuvar sonuçlarının hem bireysel hem de toplum sağlığının korunmasına katkı sağladığını ve bulaşıcı hastalıkların erken tespitini desteklediğini aktardı.
Özkaya, “Hizmetlerimiz, göçmenlerin sağlık hizmetlerinden etkin, güvenli ve eşit şekilde yararlanmasını sağlayan kritik bir halkadır” dedi.
“Laboratuvar Hizmetlerimiz, Göçmenlerin Uzun Vadeli Sağlığını Güvence Altına Alıyor”
Özkaya, laboratuvar hizmetlerinin göçmenlerin uzun vadeli sağlık takibinde de önemli rol oynadığını dile getirdi.
Düzenli ve standartlara uygun testlerin bulaşıcı hastalıklar, kronik rahatsızlıklar ve temel sağlık parametrelerini sistemli olarak izlemeyi mümkün kıldığını belirten Özkaya, “TS EN ISO 15189 akreditasyonuna sahip laboratuvar sistemlerimiz ile hızlı ve güvenilir sonuçlar elde ediyoruz. Bu sayede hem bireysel tedavi planları hem de bölgesel sağlık politikaları bilimsel temelde destekleniyor” dedi.
“Göçmen Sağlığı Projeleri, Türkiye Halk Sağlığını Güçlendiriyor”
Prof. Dr. Özkaya, göçmen sağlığına odaklanan projelerin Türkiye sağlık sistemi ve halk sağlığı açısından kritik önem taşıdığını vurgulayarak, “Bu projeler, geçici koruma altındaki bireylerin eşit, güvenilir ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişmesini sağlayarak bireysel sağlıklarını korur ve bulaşıcı hastalıkların erken tespitini destekler. Düzenli veri ve laboratuvar sonuçları, sağlık otoritelerinin bölgesel ve ulusal düzeyde planlama yapmasını ve sağlık politikalarını güçlendirmesini mümkün kılar” dedi.
Özkaya, Viromed Laboratuvarları olarak bu projeleri yalnızca sağlık hizmeti sunmak olarak görmediklerini, toplum sağlığını güçlendiren, sürdürülebilir ve bilimsel temelli bir sorumluluk olarak yürüttüklerini de sözlerine ekledi.
