Bu keşif, basit bir arkeolojik buluntudan çok daha fazlası. O, İskandinavya'dan binlerce kilometre uzakta, Bizans İmparatorluğu'nun hinterlandında son bulan bir yolculuğun, unutulmuş bir kardeşliğin ve tarihin bilinen rotalarını yeniden çizmeye zorlayan somut bir meydan okumanın adıdır.

Bir Silahtan Öte: Efsanevi Ustalığın Mührü "+VLFBERH+T"

Sivas'ta toprağın sır gibi sakladığı bu kılıç, herhangi bir savaşçının taşıyabileceği türden bir silah değil. Kabzasına yakın bir noktada seçilen ve adeta bir imza gibi işlenen "+VLFBERH+T" damgası, onu bir efsanenin parçası yapıyor. Ulfberht kılıçları, döneminin teknoloji harikasıydı. Yüksek karbonlu pota çeliğinin, o çağda Avrupa'da eşi benzeri görülmemiş bir teknikle dövülmesiyle üretilen bu silahlar, neredeyse mitolojik bir esnekliğe, kırılmaya karşı dirence ve korkutucu bir keskinliğe sahipti.

Onlara sahip olmak, bir statü sembolüydü; yalnızca en zengin beylerin, en seçkin komutanların taşıyabildiği bir ayrıcalıktı. Kılıcın bin yılı aşkın bir süre sonra bile neredeyse hiç bozulmamış halde bulunması ise daha derin bir hikayeye işaret ediyor: Bu kılıç bir savaşta yitirilmedi, sahibinin bu dünyadaki yolculuğu sona erdiğinde, ona öteki dünyada eşlik etmesi için bir onur nişanesi olarak toprağa emanet edildi.

İstanbul'da barajlar alarm veriyor: Megakentte su seviyesi kritik eşiğin altına indi, o iki baraj neredeyse kurudu
İstanbul'da barajlar alarm veriyor: Megakentte su seviyesi kritik eşiğin altına indi, o iki baraj neredeyse kurudu
İçeriği Görüntüle

Tarihin Kayıp Halkası: Konstantinopolis'in Vareg Muhafızları

Peki, bu kuzeyli şaheserin Anadolu bozkırındaki varlığının ardındaki sır perdesini aralayan anahtar nedir? Cevap, tarihin en seçkin ve en acımasız paralı asker birliklerinden birinde saklı: Vareg Muhafızları.

yüzyıldan itibaren Rus nehirleri üzerinden güneye inerek dünyanın başkenti Konstantinopolis'e ulaşan İskandinav (Nors) kökenli bu savaşçılar, zamanla Bizans İmparatoru'nun en güvendiği birliğe dönüştü. Onlar, imparatorun gölgesi, sarayın koruyucuları ve Bizans ordusunun seferlerdeki çelik yumruğuydu. Sadakatleri parayla, güçleri ise efsanelerle ölçülüyordu.

Bu elit birlik, Bizans ordusuyla birlikte imparatorluğun en ücra köşelerine, Suriye çöllerinden Anadolu'nun dağlık arazilerine kadar her yerde savaştı. Sivas'ta bulunan kılıcın sahibi, büyük olasılıkla bu bölgedeki bir askeri harekât sırasında hayatını kaybeden ve İskandinav geleneklerine uygun olarak en değerli varlığıyla birlikte gömülen yüksek rütbeli bir Vareg subayıydı.

Bu kılıç, Vikinglerin sadece yağmacı değil, aynı zamanda medeniyetin kalbinde düzen kurucu bir aktör, uluslararası bir askeri elit olduklarının altını kalın bir çizgiyle çizerken; Sivas'ta toprağın fısıldadığı bu sır, tarihin aslında ne kadar canlı ve sürprizlerle dolu olduğunun en somut kanıtı olarak parlıyor.

Muhabir: Haber Merkezi