Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini güncelleyerek 2025 için yüzde 4,8 olarak açıkladığı beklentiyi yüzde 5’e, 2026 için öngördüğü yüzde 4,2’lik büyüme oranını ise yüzde 4,5’e yükseltti.
Fon tarafından yapılan açıklamada, IMF heyetinin ülkeye gerçekleştirdiği 4. Madde konsültasyonu ziyareti sonrasında ortaya çıkan ön değerlendirmelerin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtildi.
IMF, Çin ekonomisinin 2025’te yüzde 5, 2026’da ise yüzde 4,5 büyüme göstereceğini öngördüğünü duyurdu.
Bu rakamların, ekim ayında yayımlanan Dünya Ekonomik Görünüm raporundaki tahminlere kıyasla sırasıyla 0,2 ve 0,3 puanlık artışa işaret ettiği de vurgulandı.
Açıklamada, söz konusu yukarı yönlü revizyonun, “memnuniyetle karşılanan makroekonomik teşvik adımları” ile Çin’in ihracatına getirilen tarifelerin beklenenin altında kalmasından kaynaklandığı ifade edildi.
Raporda, büyümenin dayanıklı olmasına karşın iç talebin zayıflığı ve süregelen deflasyonist baskıların ekonomik dengeleri bozmaya devam ettiği belirtildi.
Ayrıca düşük enflasyonun, Çin’in ticaret ortaklarına kıyasla reel döviz kurunda değer kaybına yol açtığı ve bunun “güçlü ihracat ile artan cari fazla” üzerinde etkili olduğu ifade edildi.
Açıklamada, hükümetin 15’inci Beş Yıllık Plan kapsamında öncelik verdiği tüketim odaklı büyüme modeline geçişin temel politika hedefi olmaya devam ettiği vurgulandı.
Bu dönüşümün güçlendirilmesi için daha aktif makroekonomik politikalar, yüksek hanehalkı tasarruflarını azaltmaya yönelik yapısal adımlar ve verimsiz yatırımlar ile gereksiz sanayi desteklerinin kademeli biçimde geri çekilmesi gerektiği aktarıldı.
IMF, böyle bir politika setinin dış dengesizliklerin azaltılmasına da katkı sağlayacağını belirtti.
Bununla birlikte, artan risklerle başa çıkmak ve orta vadeli büyümeyi desteklemek adına yapılması gereken adımların altı çizildi.
Açıklamada, mali ve finansal çerçevelerde kapsamlı reformların uygulanması, kamu ve emlak sektörü başta olmak üzere bilanço temizliklerinin yapılması ve hizmet sektörünün açılmasıyla birlikte firmalara yönelik “rekabetçi tarafsızlığın teşvik edildiği” piyasa odaklı düzenlemelerin hayata geçirilmesi çağrısında bulunuldu.
