SİBEL BAY

İsrail'deki inşaat, teknoloji, tarım ve tekstil dâhil tüm sektörler 7 Ekim saldırısından bu yana iş gücü açısından etkilendi.

Tel Aviv sahilindeki lüks Mandarin Oriental otelinin inşaatı durma aşamasına geldiği bildirildi. Bölgede yer alan vinçler ve iskeleler terk edildi. İsrail'de yapım aşamasında olan projelerin neredeyse yüzde 80'i durdurularak askıya alındı. Tel Aviv’de devam eden inşaat çalışmaları, şehrin inşaat sahalarını kapatmasının ardından günlerce hareketsiz kaldı. Bir endüstri raporuna göre bu hafta daha sıkı güvenlik kuralları altında yeniden açıldılar ancak bu sektörde hareketsizliğin ekonomiye günde tahmini 150 milyon şekel (37 milyon dolar) maliyeti olduğu belirtildi.

Bursa’da Silahlı Saldırı: Husumetlisi Tarafından Öldürüldü Bursa’da Silahlı Saldırı: Husumetlisi Tarafından Öldürüldü

Hamas'ın önderlik ettiği saldırılar sonucunda travma yaşayan bir toplumun tüketici faaliyetlerini sekteye uğratırken, büyük şehirlerdeki restoranların üçte biri çalışan ve hatta bazen müşteri eksikliği nedeniyle yeniden açılmadı.

Mevsiminde olan meyveleri toplayacak işçi eksikliğini telafi etmek için kırsal kesimdeki kasabalardan binlerce gönüllü geliyor.

Hastanelere ve süpermarketlere gönüllü ürün göndermek için WhatsApp grupları ortaya çıktı ancak bu dayanışma dalgasından alınacak verim ve dayanışmanın akıbetinin ne olacağı tam olarak kestirilemiyor. Savaşın etkileri sürerken yalnızca Filistin değil, İsrail de derinden etkilenmeye devam ediyor.

Çalışan Kesim Azalmaya Başladı

Ülkenin en önemli gelir kaynaklarından teknoloji ele alındığında, teknoloji şirketlerinde çalışan vasıflı elemanlardan oluşan nüfusun yaklaşık yüzde 15’inin azaldığı, 360.000 kişinin yedek asker olarak orduya seferber edildiği açıklandı. Söz konusu bu katılım ise çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 10’una denk geldiği belirtildi.

Ülkenin ekonomik durumuna ilişkin konuşan Tel Aviv merkezli Fransız yatırımcı Frédéric Samama ise "Bütün bağış toplama faaliyetleri durduruldu ve sektör açıkça krizde" diye konuştu.

Teknoloji ve turizm alanındaki güçlü yönleriyle Orta Doğu'nun en gelişmiş ekonomisi olan İsrail'in neredeyse 500 milyar dolarlık ekonomisi, 2023'ün büyük bölümünde sağlıklıydı. Büyüme bu yıl düşük işsizlikle yüzde 3'e ulaşma yolunda ilerliyordu. Ancak Gazze'ye yönelik kara işgalin hazırlığında olunması ve savaşın bölgesel bir çatışmaya dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya olması nedeniyle İsrailliler geri çekiliyor ve gıda dışında her şeye çok daha az para harcıyor. Derecelendirme kuruluşları, ülkenin kredi itibarına ilişkin değerlendirmelerini düşürebilecekleri uyarısında bulundu.

Duygusal Kriz Yaşanmaya Devam Ediyor

Hükümet, savaşı finanse etmek ve etkilenen hane halkı ve işletmeleri tazmin etmek için yapılacak harcamalarda "sınırsızlık" sözü verdi. Bu ise daha büyük bir bütçe açığı ve daha fazla borç anlamına geliyor.

Geçmişte yaşanan çatışmalar ekonominin gidişatına ilişkin bir tahminin oluşturulmasını sağlıyor. Gayri safi yurtiçi hasıla, 2006 yılında İran destekli Lübnanlı Hizbullah grubuyla yapılan 34 günlük savaşta ihracatın ve üretimin yavaşlaması nedeniyle yüzde 0,5 kadar düşmüştü.

Ülkenin en büyük bankalarından biri olan Bank Hapoalim'in baş ekonomi danışmanı Leo Leiderman, İsrail halkı arasında "duygusal bir kriz" yaşandığını ve bunun şimdiden etkisini gösterdiğini söyledi. Leiderman, "Belirsizlik ve ruh halinden dolayı insanlar tüketim harcamalarını en aza indirecekler" dedi.

İsrail Merkez Bankası Ekonomik Büyümeye İlişkin Tahminde Bulundu

Tüketici harcamalarının ekonomik faaliyetlerin yarısından fazlasını oluşturması nedeniyle ekonomiye verilecek zarar önemli olabilir. İsrail Merkez Bankası, savaşın Gazze'de sınırlı kalacağı varsayımıyla 2023 ekonomik büyüme tahminini yüzde 3'ten yüzde 2,3'e, 2024 için ise yüzde 3,0'dan yüzde 2,8'e düşürdü.

İsrail'de, Gazze'de ve bölgenin geri kalanında trajik can kayıpları ve barışa yönelik riskler açıkça insanların aklında ilk sırada yer alıyor. Krizin yansımaları, çatışmaların kapsamına ve süresine, ilgili jeopolitik gerilimlere ve olası terör saldırılarının meydana gelmesine bağlıdır. Finansal piyasaların genel tepkisi şu ana kadar nispeten sessiz olsa da, çatışmanın yoğunlaşması ve genişlemesine ilişkin riskler önemli ve bunların potansiyel yansımaları özellikle bölgedeki ülkeler açısından ciddi olabilir.

Petrol Fiyatlarındaki Artış Enerji İthal Eden Ülkeleri Etkileyecek

Küresel ekonomik açıdan bakıldığında enerji, kısa vadeli en önemli konudur. İsrail'e saldırı sırasında petrol fiyatları zaten yüksekti. Yaşanan bu gelişmeler ise genel olarak piyasada tedirginliğin yaşanmasına neden oluyor.

Petrolde yaşanan artışlar, enerji ithal eden ülkelerdeki ekonomik faaliyetlere ve daha genel olarak küresel ekonomiye zarar verecektir. IMF tahminleri, petrol fiyatlarındaki yüzde 10'luk bir artışın küresel büyümeyi yüzde 0,15 puan aşağı çekebileceğini öne sürmektedir.

Editör: Sibel BAY