Dünya finans piyasaları, ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmasının etkisiyle azalan risk algısının, Orta Doğu'daki jeopolitik gerilimler nedeniyle yeniden tırmanmasıyla karmaşık bir tablo ortaya koydu.
Bu hafta yatırımcıların odağında başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere küresel merkez bankalarının kritik para politikası kararları bulunuyor.
ABD-Çin Ticaret Görüşmelerinde Son Durum
Geçtiğimiz haftanın önemli gelişmelerinden biri, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin ile yapılan ticaret müzakerelerinin ilerlemesi oldu. Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden paylaştığı açıklamada, yapılan anlaşmanın kendisi ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in nihai onayına bağlı olduğunu duyurdu. Anlaşmanın, Çin’in nadir toprak elementlerini Amerika’ya sağlamasını ve karşılıklı ticaret şartlarının genişletilmesini kapsadığı belirtildi.
Trump, “Biz Çin’e uyguladığımız yüzde 55’lik tarifeleri korurken, Çin tarafı yüzde 10’luk tarifesini sürdürüyor” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı ayrıca, Çinli öğrencilerin eğitimleri dahil olmak üzere iki ülke arasındaki işbirliğinin derinleştirileceğine dikkat çekti. Bu olumlu gelişmeler, küresel piyasalarda ticaret gerilimlerinin azalacağı beklentisini güçlendirdi.
Orta Doğu’daki Gerilimler Risk İştahını Baskılıyor
Öte yandan, İsrail’in İran’a yönelik hava saldırılarıyla Orta Doğu’daki tansiyonun yükselmesi yatırımcıların risk algısını olumsuz etkiledi. İsrail ordusunun erken saatlerde İran’ın nükleer tesislerini hedef aldığı operasyonlar, Tahran başta olmak üzere Natanz ve diğer önemli kentlerde yoğunlaştı.
Bu gelişmelerin ardından finansal piyasalarda “korku endeksi” olarak bilinen VIX, yaklaşık yüzde 15,5 oranında artış göstererek 20,82 seviyesine yükseldi. Jeopolitik risklerin artmasıyla birlikte, yatırımcılar güvenli liman varlıklarına yöneldi.
Fed’in Faiz Kararı ve Piyasalara Etkisi
ABD Merkez Bankası’nın mayıs ayı enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması, Fed’in gelecek hafta yapacağı politika toplantısına dair beklentileri şekillendirdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda yüzde 2,4 artışla ılımlı bir seyir izledi ancak barınma maliyetlerindeki yükseliş dikkat çekti.
Piyasa uzmanları, Fed’in faiz oranlarını yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutacağını öngörürken, yılın ilerleyen dönemlerinde faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin fiyatlamalar güç kazanıyor. Özellikle eylül ayında ilk faiz indirimine gidilme olasılığı yüzde 86 olarak değerlendiriliyor.
Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) yayımlayacağı ekonomik projeksiyonlar ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı açıklamalar, küresel piyasalarda yön belirleyici olacak.
ABD Borsaları ve Emtia Piyasalarında Haftalık Performans
Geçen hafta New York borsalarında yaşanan satış baskısı, ABD-Çin ticaretinde iyileşme beklentileriyle sınırlı kaldı. S&P 500 Endeksi yüzde 0,39, Nasdaq yüzde 0,63 ve Dow Jones yüzde 1,32 oranında değer kaybetti. Buna karşın, jeopolitik risklerin etkisiyle petrol fiyatları hızla yükseldi. Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 11,1 artışla 73,7 dolar seviyesinden kapatarak 2022 yılının ekim ayından bu yana en büyük haftalık yükselişi gerçekleştirdi.
Tahvil piyasalarında da alımlar öne çıktı. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 9 baz puan azalarak yüzde 4,42 düzeyine geriledi. Altın, güvenli liman talebiyle ons başına yüzde 3,44 artışla 3.433 dolar seviyesine ulaştı. Dolar endeksi ise haftalık bazda yüzde 1 gerileyerek 98,2 seviyesine indi.
Haftalık Ekonomik Veri Takvimi
16 Haziran ile başlayacak yeni haftada yatırımcılar ABD'den gelecek önemli ekonomik verileri yakından takip edecek. Pazartesi New York Fed sanayi endeksi, salı perakende satışlar, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı açıklanacak. Çarşamba günü konut başlangıçları ve haftalık işsizlik başvuruları ile birlikte Fed’in faiz kararı ve Powell’ın basın toplantısı gerçekleşecek. Cuma ise New York Fed öncü göstergeler endeksi açıklanacak.
ABD piyasaları, 19 Haziran Juneteenth bayramı nedeniyle perşembe günü kapalı olacak.
Avrupa Piyasalarında Merkez Bankası Kararları ve Risk Unsurları
Avrupa borsaları, geçen hafta İngiltere dışındaki ülkelerde satıcılı bir görünüm sergiledi. ABD ve AB arasındaki devam eden ticaret müzakereleri ile Orta Doğu’daki gelişmeler, bölge borsalarında olumsuz etki yarattı.
Yatırımcılar bu hafta özellikle İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararına odaklandı. Piyasa beklentileri BoE’nin politika faizini yüzde 4,25 seviyesinde sabit tutacağı yönünde yoğunlaştı. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin savunma harcamalarını artırma yönündeki kararlılığı ve NATO ile işbirliğinin derinleştirilmesi gündemin diğer önemli başlıkları arasında yer aldı.
Almanya’da DAX endeksi yüzde 3,24, Fransa’da CAC 40 yüzde 1,54, İtalya’da MIB 30 yüzde 2,86 düşerken İngiltere’de FTSE 100 yüzde 0,14 değer kazandı.
Önümüzdeki günlerde Almanya’dan Zew ekonomik güven endeksi, İngiltere ve Avro Bölgesi’nden tüketici enflasyonu, BoE’nin faiz kararı ve Almanya’dan üretici enflasyonu verileri açıklanacak.
Asya Piyasaları ve Japonya Merkez Bankası’nın Beklentileri
Asya piyasaları, ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakerelerindeki olumlu gelişmelerle birlikte risk iştahında artış yaşadı. Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) salı günü açıklanacak faiz kararı bölgesel piyasalarda belirleyici olacak. Piyasalar, BoJ’un mevcut politika faizini değiştirmeden koruyacağı beklentisinde birleşti.
Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi, mayıs ayında yıllık bazda yüzde 3,4 artarak piyasa beklentileriyle paralel gerçekleşti. Japonya Başbakanı İşiba Şigeru, ABD ile gümrük müzakerelerinde ilerleme sağlandığını ve fiyat artışları konusunda hükümetin tedbir alacağını açıkladı.
Nikkei 225 endeksi haftalık yüzde 0,25, Hong Kong’daki Hang Seng endeksi yüzde 0,42, Güney Kore Kospi endeksi ise yüzde 2,94 değer kazandı. Çin’de Şanghay bileşik endeksi ise yüzde 0,25 geriledi.
Türkiye’de Merkez Bankası Kararı ve Ekonomik Beklentiler
Borsa İstanbul’da geçen hafta satış ağırlıklı bir görünüm hakimdi ve BIST 100 endeksi yüzde 1,84 azalarak 9.311,88 puana geriledi. Yeni haftada gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrildi. Ekonomistler, haziran ayında politika faizinin yüzde 46 seviyesinde sabit tutulmasını bekliyor.
Aynı zamanda nisan ayı cari işlemler dengesi ve yıl sonu faiz beklentileri de piyasalarda yakından izlenecek. Cari işlemler açığının 2025 yılında 19 milyar dolar civarında gerçekleşmesi öngörülüyor.
Gelecek hafta Türkiye’de cari denge, piyasa katılımcıları anketi, bütçe dengesi, konut satışları ve TCMB faiz kararı gibi önemli ekonomik veriler açıklanacak.
Bu kapsamlı gelişmeler ışığında, küresel yatırımcıların odak noktası merkez bankalarının yönlendirmeleri ve jeopolitik risklerin seyri olmaya devam edecek.