Fallot Tetralojisi, doğuştan gelen ve halk arasında “Mavi Bebek Hastalığı” olarak bilinen bir kalp hastalığıdır. Kalpte dört farklı yapısal bozukluğun bir arada görülmesiyle ortaya çıkan bu durum, oksijen açısından fakir kanın vücuda pompalanmasına yol açar. Sonuç olarak cilt, dudak ve tırnaklarda morarma, yani siyanoz meydana gelir.
Hastalık, 1888 yılında Fransız hekim Étienne-Louis Arthur Fallot tarafından tanımlanmış olup, doğumsal kalp hastalıkları arasında en sık görülen siyanotik tiplerden biridir. Tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit edebilir, ancak modern cerrahi yöntemlerle hastalar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilir.
Fallot Tetralojisinin Dört Ana Özelliği
Fallot Tetralojisi, kalpte dört temel yapısal bozukluğun birleşmesiyle karakterizedir. Ventriküller arasındaki duvarda delik bulunması, oksijenli ve oksijensiz kanın karışmasına yol açar. Akciğerlere giden pulmoner damarda daralma olduğunda kan akışı azalır ve sağ karıncık, kanı pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalarak kalp kası kalınlaşır.
Aortun konumu normalde sol karıncıktan çıkması gerekirken ventriküller arasındaki deliğin üzerine binmiş durumdadır ve bu, oksijeni düşük kanın vücuda karışmasına sebep olur. Bu dört bozukluk bir araya geldiğinde kalbin oksijenlenme kapasitesi düşer ve bebekte karakteristik “mavi” görünüm ortaya çıkar.

Fallot Tetralojisinin Nedenleri Nelerdir?
Fallot Tetralojisi, anne karnında kalbin gelişimi sırasında meydana gelen yapısal bir kusurdur. Genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir.
Down sendromu veya DiGeorge sendromu gibi kromozomal anomaliler, doğum öncesi geçirilen enfeksiyonlar, gebelik sırasında kullanılan bazı ilaçlar ve yetersiz beslenme ya da kontrolsüz diyabet, hastalığın riskini artıran etkenler arasında yer alır.
Aile öyküsünde kalp anomalisi bulunması da riski yükseltir ancak birçok vakada hastalığın kesin nedeni belirlenemez.
Fallot Tetralojisinin Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın en belirgin belirtisi ciltte, dudaklarda ve tırnaklarda görülen morarmadır. Siyanoz özellikle ağlama, beslenme veya egzersiz sırasında artabilir.
Bunun yanında nefes darlığı, hızlı solunum, beslenme güçlüğü ve kilo alamama, halsizlik ve bayılma atakları sık görülür.
Bazı bebeklerde ani morarma ve nefes darlığı ile kendini gösteren hipoksik ataklar da (Tet spell) gözlenebilir. Kalpteki anormal kan akışı ise stetoskopla duyulan üfürüm sesi ile kendini belli eder.
Fallot Tetralojisinin Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Fallot Tetralojisi, erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı artar. Tanı genellikle doğumdan sonra morarma ve kalpte üfürümle fark edilir. En önemli tanı yöntemi ekokardiyografi (EKO) olup, kalbin yapısı ve kan akışı detaylı şekilde incelenir.
Elektrokardiyografi (EKG) ile kalbin elektriksel aktivitesi ölçülürken, göğüs röntgeni kalbin büyüklüğü ve akciğer damarlarını değerlendirir. Cerrahi öncesi damar yapılarının ayrıntılı görüntülenmesi MR veya BT anjiyografi ile sağlanabilir.
Kanda oksijen düzeyi ölçen oksijen satürasyonu testi de tanıyı destekler. Bazı durumlarda hastalık, doğum öncesinde fetal ultrason veya fetal EKO ile de saptanabilir.
Fallot Tetralojisinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Fallot Tetralojisi cerrahi müdahale gerektiren bir hastalıktır. Doğum sonrası bebekler bazen tam ameliyata hazır olmayabilir, bu durumda geçici şant ameliyatı ile akciğerlere giden kan akışı artırılır ve oksijen düzeyi geçici olarak iyileştirilir.
Kalıcı tedavi ise tam düzeltici cerrahi operasyondur ve genellikle bebek 6–12 aylıkken uygulanır. Ameliyat sırasında ventriküller arasındaki delik kapatılır, daralmış damar veya kapak genişletilir ve aortun pozisyonu düzeltilir. Bu müdahaleler kalpteki kan akışını normale yakın hale getirir.
Ameliyat Sonrası Takip ve Yaşam
Cerrahiden sonra düzenli kardiyolojik takip önemlidir. Bazı hastalarda büyüme sürecinde yeniden daralma veya kalp ritmi bozuklukları gelişebilir ve ikinci bir müdahale gerekebilir.
Hastaların yaşam boyu doktor kontrollerini sürdürmesi, enfeksiyonlardan korunması, aşırı efor gerektiren sporlardan kaçınması ve beslenme ile büyüme takibinin dikkatle yapılması önerilir. Kadın hastaların ileride çocuk sahibi olmayı planlaması durumunda kardiyolojik değerlendirme şarttır.
Geçmişte tedavi edilmeyen Fallot Tetralojisi vakaları çocukluk çağında ölümle sonuçlanırken, modern cerrahi yöntemlerle hastalık başarıyla tedavi edilebilmektedir.
Ameliyat sonrası hastaların büyük çoğunluğu normal yaşamlarına devam edebilir, okula gidebilir ve spor yapabilir ancak yaşam boyu kardiyolojik takip şarttır.




