Hollywood kahraman hikayelerini bırakmıyor, yönetmen Ron Howard da onlara inanmaktan vazgeçmiyor.
Yeni filmi "Şafakta Yalnız" (Alone at Dawn), Afganistan’da geçen gerçek bir kurtarma operasyonunu anlatıyor. Howard, "Apollo 13" ve "Akıl Oyunları"ndaki o eski formülünü bu kez savaşın sisine taşıyor. Soru şu: İzleyici hala kahramanlara inanıyor mu?
Gerçek Bir Hikaye, Ama Fazlasıyla Tanıdık
Film, Afganistan Savaşı sırasında 23 asker arkadaşını kurtarırken hayatını kaybeden ABD Hava Kuvvetleri muharebe kontrolörü John Chapman’ın öyküsünü anlatıyor.
Chapman’ın ölümünden sonra aldığı Onur Madalyası, Amerika’nın savaş sonrası kendine anlattığı pek çok hikayeden sadece biri.
Ama bu öykü bir yerden sonra tanıdık geliyor: "Lone Survivor" (Son Kalan), "American Sniper" (Keskin Nişancı), "Black Hawk Down" (Kara Şahin Düştü) gibi filmler akla ilk gelenler.
Yönetmen Howard da aynı malzemeyi bu kez kendi dramatik filtresinden geçirecek.
Bu arada hatırlatalım "Şafakta Yalnız" için tüm hazırlıklar tamamlandı. Çekimlerin 10 Kasım’da başlaması planlanıyor.
Adam Driver ve Anne Hathaway: İki Farklı Cephe
Filmin oyuncu kadrosu da çok iyi.. Başrollerde Adam Driver ve Anne Hathaway yer alıyor.
Adam Driver için bu rol bir tür geri dönüş. Gerçek hayatta eski bir deniz piyadesi olan oyuncu, yine savaşın ortasında ama bu kez kameranın önünde olacak.
Anne Hathaway ise sinemanın zarafet tarafını bırakıp askeri bir hikayenin sertliğine adım atacak. İkili daha önce James Gray’in "Paper Tiger" filminde buluşacaktı, olmadı. Şimdi o eksik randevu nihayet bu projede gerçekleşiyor.
Driver ve Hathaway’in enerjisi, Şafakta Yalnız’ı sıradan bir savaş filmi olmaktan çıkarabilir. İkisinin de kariyerinde bir tür “yorgunluk dönemi” yaşandığı düşünülürse, bu proje belki de onlar için de bir tür yeniden canlanma denemesi olabilir.
Ron Howard Çıkış Arıyor
Yönetmen Howard ise son yıllarda güvenli limanlarda dolaşan bir yönetmen profili çiziyordu. "Cennet" (Eden) adlı filmi dağıtımcı bulamadı, "On üç Yaşam" (Thirteen Lives) ve "Zafere Hücum" (Rush) da iyi olmasına rağmen, karışık tepkiler aldı.
"Şafakta Yalnız" bu anlamda bir tür hesaplaşma filmi.
Howard, sinemasında her zaman bir “baş etme” hikayesi anlattı: krizle, inançla, akılla, bazen de sıradan insanla. Şimdi bu listeye savaşı ekliyor. Ama belki de savaştan çok, Hollywood’un kendi kahramanlık bağımlılığıyla hesaplaşacak.
Senaryoyu televizyon kökenli Michael Russell Gunn yazıyor. Bu iş birliği, Howard’ın ritmini yeniden yakalaması için bir fırsat olabilir.
Ancak hikaye sadece madalya, onur ve vatan ekseninde kalırsa, o zaman bu film cesaret değil nostalji anlatısı olur.
Sonuç Olarak
Ron Howard bu filmle yalnızca bir kahramanı değil, kendi hikaye anlatıcılığını da kurtarmaya çalışacak.
Hem kahramanlığın bedelini hem de savaşın karanlık yönünü anlatacak gibi görünen “Şafakta Yalnız”, eğer her şey yolunda giderse, 2026 sonunda izleyiciyle buluşacak.