Geleneksel el sanatlarının en zarif örneklerinden biri olan sedefkârlık, ustalarının giderek azalması ve genç neslin bu sanata yeterince ilgi göstermemesi nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır.
Özellikle Osmanlı döneminde cami, saray ve mobilya süslemelerinde yaygın olarak kullanılan bu sanat, bugün yalnızca sınırlı sayıda usta tarafından sürdürülüyor.
Türkiye’de Kaç Sedef Ustası Kaldı?
Türkiye genelinde sedefkârlığı meslek olarak sürdüren ustaların sayısı oldukça düşüktür. Zanaatın hem zaman hem de emek yoğun bir üretim süreci gerektirmesi, bu alanda uzmanlaşan kişilerin sayısını sınırlamaktadır.
Sedefkârlık, marangozluk, kuyumculuk ve desen sanatı gibi çok sayıda el becerisini bir arada barındırdığı için öğrenilmesi yıllar süren bir deneyim gerektirmektedir. Bu yönüyle, ustalık seviyesine ulaşan kişi sayısının her geçen yıl azaldığı gözlemlenmektedir.
Bazı kaynaklar, Türkiye'de bu işi hakkıyla yapabilen ustaların sayısının yalnızca birkaç düzineyle sınırlı olduğunu belirtmektedir. Bu da sedefkârlığın yakın gelecekte unutulma riski taşıyan sanatlar arasında yer almasına neden olmaktadır.
Gençler Neden Bu Sanata İlgi Göstermiyor?
Sedefkârlığın kaybolma noktasına gelmesindeki en önemli nedenlerden biri, genç kuşakların bu sanata yönelmemesidir. Bu durumun başlıca sebepleri arasında ise, şu hususlar yer almaktadır:
Zanaatin zor ve sabır gerektiren yapısı: Sedef işçiliği, sabır ve detay odaklılık isteyen bir süreçtir. Bu da hızlı sonuç almak isteyen gençler için cazibesini azaltmaktadır.
Ekonomik getirinin yetersiz olması: Modern mesleklerin kazanç potansiyeline kıyasla sedefkârlık, maddi anlamda daha az tercih edilir bir alan haline gelmiştir.
Usta-çırak ilişkisinin zayıflaması: Geleneksel sanatların devamlılığı genellikle usta-çırak ilişkisine dayanır. Ancak bu sistem günümüzde yeterince güçlü şekilde işlemediği için bilgi ve beceri aktarımı kesintiye uğramaktadır.
Toplumsal algı ve farkındalık eksikliği: El sanatlarına yönelik genel bir farkındalık ve değer eksikliği, sedefkârlık gibi incelikli zanaatların genç nesil tarafından keşfedilmesini zorlaştırıyor.
Kültürel Miras Tehlike Altında
Sedefkârlık, yalnızca estetik bir sanat değil, aynı zamanda bir kültürel mirastır. Bu mirasın korunması, geçmişle bağların sürdürülmesi açısından önem taşımaktadır.
Ancak günümüzde seri üretim mobilyaların ve plastik bazlı ürünlerin yaygınlaşması, sedef işçiliğine olan talebi büyük ölçüde azaltmaktadır.
Kültür-sanat alanında çalışan bazı uzmanlar, bu tür geleneksel sanatların yaşatılması için eğitim kurumlarında özel kurslar açılması, usta öğreticilerin desteklenmesi ve kamu kurumları tarafından projelerle teşvik edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Çözüm Ne Olabilir?
Sedefkârlığın yeniden canlandırılması için şu adımlar önem taşımaktadır:
-
Halk eğitim merkezlerinde ve meslek liselerinde bu sanata dair kursların yaygınlaştırılması
-
Ustalara maddi ve tanıtımsal destek verilmesi
-
Gençler için teşvik programları, yarışmalar ve bursların oluşturulması
-
Dijital ortamda sedef ürünlerinin pazarlanmasına yönelik e-ticaret altyapısının geliştirilmesi
-
Kültürel miras projeleriyle sedefkârlığın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınması