SİBEL BAY

Son zamanlarda yaşanan deprem felaketinin ardından zorunlu deprem sigortasının önemi de tekrar gündeme geldi.

Deprem sigortası, afet bölgesinde konutu yıkılan ya da hasar gören depremzedelerin maddi kayıplarının bir kısmının da olsa karşılanması bakımından bireylere kolaylık sağlarken konu ile ilgili detaylı bilgileri Sigortacı Gizem Çınar’dan aldık. 

Deprem ve Konut Sigortasının önemine değinen Çınar, “Deprem sigortası ülkemizde 1999 Marmara depremi ile birlikte hayatımıza dâhil oldu. Deprem sigortasının anlamı devletin bir havuzu demektir. Örneğin Edirne’de bir birey deprem sigortası yaptırmak istediğinde o havuza para atmış oluyor. Bu zamana kadar deprem sigortası yaptırmış olanlar aslında Kahramanmaraş, Hatay ve beraberindeki deprem bölgelerine maddi anlamda yardımda bulunmuş oldu. Böyle büyük bir yararı olan deprem sigortasının öne çıkması gereken konusu budur. Yani Edirne’deki bir vatandaş bu sigortayı yaptırarak Hatay’daki vatandaşa yardım etmiş oluyor. Deprem ve konut sigortası yaptıranlar acılarının yanında ayrıca maddi bir sorun yaşamamış oldu. Bu insanlar evsiz kalmaktansa bir kira desteği aldılar. Bu şekilde ufak da olsa bir yarar sağlamış oldular” dedi.

Sigortanın olumsuz şartlarda olsa olay olumsuzlukları bir nebze de olsa düzelteceğini belirten Çınar:

“Sigorta öngörülemeyen her şeyi garanti almayı vaat eder. Ayrıca mevcutta var olan varlıklarımızı gerçekleşmesi mümkün olan ve olmayan her olaya karşı garanti altına alır. En önemli özelliği ise başımıza sağlığımız da dâhil bir problem geldiğinde aynı değere sahip değerleri yerine koyabilmemize imkân verir. Sigorta bu anlamda çok önemli ve gereklidir” dedi.

Sigortaya herkesin başlaması gerektiğini belirten Çınar, “Bireysel emeklilikte de artık 18 yaş altı kapsanmaya başladı. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise anne ve baba vasıtası ile bireyler yarar sağlayabilir. Burada ise belli bir yaş sınırlaması yok. Her yaştan her kişi sigorta çatısı altında sigortadan yararlanabilir” dedi.

Sigorta alanında çalışmanın zorunluklarına da değinen Çınar sözlerini şöyle tamamladı:

“Sektörün en büyük sorunu meslek ayrımının olmaması. Daha önce sigorta işi ile hiçbir bağı olmayanlar bile sigorta şirketi kurabiliyor. Ya da alakasız bir bölümden mezun olmuş bireyler de bu mesleğe girişebiliyor. Ticari kaygı bekleyerek bu sektöre atılanların müşteriye oluşturduğu güven problemi bütün camiayı etkiliyor. Bu yüzden insanlar sigortacılara dolandırıcı gözünden bakıyor.

Günahkarlar 2’ye Soğuk Duş: Coogler ‘Asla Düşünmedim’ Dedi Günahkarlar 2’ye Soğuk Duş: Coogler ‘Asla Düşünmedim’ Dedi

Sektörde uzun yıllar tecrübe edinmiş biri ile sırf ticari kaygı ile bu işe atılmış birinin aynı kalitede olmadığını anlayabilirsiniz. İşini hakkıyla yapan sigorta şirketleri elbette işin tüm mantığı ve dokümanları ile hareket eder. Yaşadığım bölgede maalesef sigorta bilinci oluşmamış. Onlara sigorta bilincini aşılamak için uzun uzun anlatıyorum. Büyük şehirlerde sigorta mantığı daha çok gelişmiş. Çünkü insanlar hastanene giderken bile sağlık sigortasının önemini görüyor”

Editör: Sibel BAY