Ticari Hayat

Türk Lirası Neden Değer Kaybediyor?

Türk Lirası, yıl başından bu yana süren kademeli değer kaybını devam ettirerek dolar karşısında yeni bir rekor düşük seviyeye geriledi. Uzmanlara göre bu düşüş, Merkez Bankası’nın bilinçli olarak izlediği “kontrollü değer kaybı” politikasının bir sonucu. Peki, bu strateji neyi hedefliyor? Rezervler yeterli mi? Enflasyon ve piyasa üzerindeki etkileri neler?

Abone Ol

Cuma sabahı yapılan işlemlerde Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 0,2 değer kaybederek 41,95 seviyesine kadar geriledi. Saat 08.45 itibarıyla kur 41,95 civarında işlem görürken, lira yıl başından bu yana toplamda yüzde 16 oranında değer yitirdi. Böylece Türk Lirası, üst üste 15’inci haftalık kaybına yönelmiş oldu. Uzmanlar, bu hareketin ani bir kırılmadan ziyade, kontrollü bir şekilde yönetilen bir zayıflama süreci olduğunu ifade ediyor.

East Capital Group Kıdemli Portföy Danışmanı Emre Akçakmak, “2023’ten bu yana lira neredeyse her gün dolar karşısında yeni bir dip seviyeyi görüyor” diyerek bu sürecin öngörülebilir bir şekilde ilerlediğini belirtti.

KONTROLLÜ DEĞER KAYBI POLİTİKASI

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın uyguladığı politikanın temelinde “kontrollü değer kaybı” yaklaşımının bulunduğunu vurguluyor. Bu stratejiye göre, liranın değer kaybı enflasyon oranının altında tutulmaya çalışılıyor. Hükümet bu yaklaşımı “reel değerlenme politikası” olarak tanımlıyor.

Eylül ayında enflasyonun beklenenden hızlı yükselmesine rağmen, Türk Lirası kontrollü biçimde değer kaybetmeyi sürdürdü. Merkez Bankası’nın son yayımladığı metinde “reel değerlenme” ifadesi doğrudan yer almasa da, politika çerçevesinde bu hedefin sürdüğü değerlendiriliyor.

REZERVLER VE POLİTİKA YÖNETİMİ

Uzmanlara göre, Merkez Bankası’nın bu süreci yönetebilmesi için güçlü döviz rezervine sahip olması büyük önem taşıyor. Emre Akçakmak’a göre yatırımcılar açısından iki kritik unsur öne çıkıyor:

  1. Merkez Bankası’nın kademeli bir değer kaybını sürdürebilecek rezerv gücüne sahip olup olmadığı,
  2. Bu değer kaybının hızı ve piyasalara etkisinin kontrol edilebilir düzeyde kalıp kalmadığı.

TCMB’nin rezerv yönetimi, kurun ani sıçramalarını engellemek ve piyasada istikrar algısını korumak için önemli bir araç olarak görülüyor.

ENFLASYON VE DEZENFLASYON DENGESİ

Eylül ayında açıklanan verilerde enflasyonun yeniden hızlanması, para politikasının dengesi açısından yeni bir sınav yarattı. Buna rağmen Merkez Bankası, para politikasında ani değişikliklere gitmeden kurdaki kademeli hareketi sürdürdü.

Morgan Stanley ekonomistleri, aralarında Georgi Deyanov’un da bulunduğu raporlarında, Merkez Bankası’nın dezenflasyon sürecini desteklemek için liranın değer kaybı hızını azaltabileceğini belirtti. Bu yaklaşım, fiyat istikrarı hedefiyle birlikte döviz kurunun daha öngörülebilir bir bantta tutulmasına yönelik sinyaller veriyor.

VOLATİLİTE DÜŞÜK, KAYIPLAR SINIRLI

Bloomberg verilerine göre, son altı ayda Türk Lirası’nın günlük ortalama kaybı yüzde 0,08 civarında gerçekleşti. Bu oran, döviz piyasasında oynaklığın düşük olduğunu gösteriyor. Kurda ani sıçramalar yaşanmadığı gibi, değer kaybı da kontrollü biçimde sürüyor.

Uzmanlar, bu durumun “kontrollü değer kaybı” politikasının sürdüğüne dair algıyı güçlendirdiğini belirtiyor. Liranın düşük volatiliteyle zayıflaması, hem iç piyasada hem de dış yatırımcı açısından kur istikrarının korunmasına yardımcı oluyor.

Türk Lirası’nın seyrine ilişkin belirsizlikler sürerken, Merkez Bankası’nın rezerv gücü, enflasyon eğilimi ve faiz politikası önümüzdeki dönemde liranın yönünü belirleyecek en kritik unsurlar olarak öne çıkıyor.