Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, New York’ta gerçekleştirilen BM Güvenlik Konseyi oturumunda, silahlı çatışma bölgelerindeki sivillerin korunmasına dair Türkiye’nin uluslararası sorumluluğunu güçlü bir şekilde yineledi.
“Türkiye, çatışmalarda zarar gören sivilleri korumak ve özellikle kayıp kişiler gibi hassas insani meseleleri ele almak amacıyla uluslararası iş birliğini artırmaya kararlılıkla devam ediyor” diyen Yıldız, bu tür sorunların sadece ahlaki değil, aynı zamanda sürdürülebilir barış ve istikrar için de hayati önem taşıdığını belirtti. Konuşmasında, “Kayıp şahısların yaşadığı zorluklar, kapsamlı ve koordineli yaklaşımlar gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bu zorluklara karşı uluslararası hukuka bağlı kalarak “siyasetten uzak, tarafsız ve sonuç odaklı adımlar attığını” vurgulayan Yıldız, özellikle Suriye ve Gazze’deki insani krizlere dikkat çekti.
Suriye’de halen binlerce kişinin kayıp olduğunu aktaran Büyükelçi, “Bu durum, gerçeği ve adaleti arayan aileler için dayanılmaz acılar yaratıyor” dedi. Suriye’deki yeni yönetimin kayıp sorununu ele alma yönündeki adımları Türkiye tarafından olumlu karşılandı.
Gazze’de yaşanan insani krize de değinen Yıldız, İsrail’in iki aydan uzun süredir uyguladığı tam ablukanın, “benzersiz bir insanlık dramına” yol açtığını belirtti. “Gazze’de nüfusun neredeyse tamamı yerinden edildi. Kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu binlerce kişi yaşamını yitirdi, yaralandı ya da enkaz altında kaldı” diyen Yıldız, İsrail’e uluslararası hukuka uygun davranması ve BM Güvenlik Konseyi Kararı 2474’ün gerekliliklerine uyması çağrısında bulundu.
Ayrıca, Hamas’ın Ekim 2023’ten bu yana esir tuttuğu ABD-İsrail vatandaşı asker Edan Alexander’ın serbest bırakılmasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Yıldız, Gazze’de kalıcı bir ateşkesin sağlanması için acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs’ta Kayıp Şahıslar Konusunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Temsilcisine Yanıt
Büyükelçi Yıldız, Kıbrıs adasında uzun süredir kayıp olan sivillerle ilgili tartışmalarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iddialarını “tarihi gerçeklerle” çürüttü. Yıldız, “Kıbrıs’taki kayıp kişilerin durumu, bu trajediye sebep olan tarihsel koşullar göz önüne alınmadan anlaşılamaz” diye konuştu.
Yıldız, konunun 1963 öncesine dayandığını ve hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hem de Güney Kıbrıslı Rumları etkileyen “insani bir mesele” olduğunu kaydetti. Ayrıca, 1963 sonrası kaybolan Kıbrıslı Türklerin çoğunun sivillerden oluştuğunu, Rum kayıpların ise büyük oranda askeri personel olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) çalışmalarının iki toplumun ortak iş birliğiyle sürdürülmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldız, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi temsil edilirken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin BMGK toplantılarına katılamamasının “haksız ve kabul edilemez” olduğunu belirtti.
Büyükelçi, GKRY temsilcilerinin Kıbrıs sorununu “işgal” olarak tanımlayarak uluslararası kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini ve Kıbrıslı Türklere yönelik uygulanan vahşetin BM arşivlerinde ayrıntılı olarak belgelenmiş olduğunu kaydetti.
Türkiye, bu önemli platformda uluslararası hukuk çerçevesinde sivillerin korunmasına dair sorumluluğunu bir kez daha net biçimde ortaya koydu. Ahmet Yıldız’ın ifadeleri, Türkiye’nin barış ve insan hakları konusunda aktif ve yapıcı rolünü sürdüreceğinin altını çizdi.
