Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilimi Bölümü, akademiye büyük katkılar sunmuş olan Prof. Dr. M. Muhtar Kutlu’yu, Öğretmenler Günü’nde düzenlenen özel bir etkinlikle andı.

Program, Kutlu’ya ait “Sınırlar Çizilmeden Duvarlar Örülmeden” fotoğraf sergisinin açılışıyla başladı; ardından öğrenciler, meslektaşlar, aile üyeleri ve sevenleri, duygusal bir atmosferde anma konuşmaları gerçekleştirdi.

Halkbilimi Bölümü, Prof. Dr. Kutlu’nun bilimsel ve insani mirasını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla bir kez daha ikinci yuvasında bir araya geldi.

Prof. Dr. Melike Kaplan: “Hocamızın İzlerini Geleceğe Taşımak için Buradayız”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Melike Kaplan, anmanın amacını vurgulayarak, Prof. Dr. Kutlu’nun bilgi ve kişiliğinin akademik düşünceyi şekillendirdiğini belirtti. Fuaye alanında yer alan saygı köşesindeki fotoğrafların, Kutlu’nun Şavaklar üzerine yazdığı doktora tezi sırasında çektiği karelerden oluştuğunu ve hazırlık sürecine katkıda bulunan kurumlara teşekkür ettiğini dile getirdi.
“Her ne kadar şu an kürsüde bir bölüm başkanı olarak konuşuyor olsam da bugün aslında bir aile üyesi gibi hissediyorum. Kişisel tarihimde Muhtar Hoca’nın otuz yıllık bir etkisi var.” diye konuşan Kaplan, Muhtar Kutlu ile 1995 yılında tanıştığını, akademik hayatın bir usta–çırak ilişkisi olduğunu ve ders dışındaki sohbetlerden de çok şey öğrendiklerini anlattı. Halkbilimi çalışmaları kapsamında Batman’dan Antakya’ya, Hasankeyf’ten İzmir’e, Eskişehir’den Mardin ve Kastamonu’ya kadar birçok şehir ve köyü birlikte gezdiklerini, bu deneyimlerin kendisi için büyük bir onur olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Kaplan, Muhtar Kutlu’nun nüktedan kişiliğini hatırlatarak, derslerde sık sık öğrencilerine sabırlı olmayı öğütlediğini, “Küpe girmeden sirke olunmaz. Her şeyin bir zamanı var” sözleriyle aceleci davranmamaları gerektiğini vurguladığını aktardı. Ayrıca, hocasının tevazu sahibi yaklaşımını yansıtan başka bir sözü hatırlatarak, unvanların kişiye bir değer katmayacağını, önemli olanın kendi adlarına değer katabilmek olduğunu ifade ettiğini dile getirdi. Konuşmasını, hocasına hitaben, “Bayrağınız emin ellerde hocam. Huzur içinde uyuyunuz. Işığınız bol olsun” sözleriyle tamamladığını belirtti.

Umur Kutlu: Babam, Erdemle ve İnsana Dokunarak Bu Yolu Yürüdü
Prof. Dr. Muhtar Kutlu’nun oğlu Umur Kutlu, konuşmasına Öğretmenler Günü’ne özel bir selamla başlayarak, “Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal etmiş öğretmenlerin ve annemin de aralarında bulunduğu tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Sizler iyi ki varsınız.” diye konuştu.
Umur Kutlu, babasının 26 Haziran 2025’teki vefatından sonra başlayan anma etkinliklerinin bir yenisinin, böylesine anlamlı bir günde gerçekleşmesinden onur duyduğunu ifade etti. Ailesi adına, etkinliğin hazırlanmasına katkı sunan tüm kurum ve kişilere teşekkürlerini ileterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Rahmetli Prof. Dr. Muhtar Kutlu’nun anısını yaşatmak, burada böylesine anlamlı bir günde bir araya gelmek bizler için büyük bir gurur kaynağı. Fikri ve emeği geçen herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum.”
Konuşmasında, babasının öğrencilik, öğretmenlik ve emeklilik yıllarına dair duygusal gözlemlerini de aktaran Umur Kutlu, fakültenin sessiz duvarlarının, babasının hayatındaki ve akademik kariyerindeki önemli anıların en yakın tanığı olduğunu vurgulayarak, “Burada söyleyecek çok söz var ancak bulunduğumuz mekânın ruhundan ayrı olarak, Muhtar Hoca hakkında konuşmanın kolay olmadığını düşünüyorum. Öğrencilik, öğretmenlik ve emeklilik yıllarında bu binada geçen 30 yılı aşkın sürede yaşanan mutluluklar, hüzünler, sergiler, sunumlar, konferanslar ve mezuniyet törenleri… Tüm bu anıları düşündüğümde, en yakın tanığın bu sessiz duvarlar olduğu bir hayat fark ediyorum.” şeklinde konuştu.

Geçmişe dair gözlemlerinin yanı sıra, babasının erdemli ve insana dokunan kişiliğini de aktaran Kutlu, babasının basamakları erdem, ahlak ve insana dokunmanın bilinciyle çıktığını, gerek bir hocasının gerek bir öğrencisinin hayatına dokunduğunu ve adımlarını hep doğru bir amaç için attığını belirterek, şunları kaydetti:
“Babam, erdemle, ahlakla, insan olmanın onuruyla ve insana dokunmanın bilinciyle çıkmıştır bu basamakları. Bazen bir hocasının koluna girmiş, peşinden gitmiştir. Bazen bir öğrencisini omuzlarının altına almış, hayatını değiştirmiştir. Yakınında biri dara düşerse veya haksızın karşısında bir haklı görse, adımlarını hızlandırmıştır.”
Konuşmasının sonunda babasının öğrencilerine ve çevresine dokunarak yürüdüğünü, iyi insan olmanın ve bilimin ışığında ilerlemenin önemini öğrettiğini dile getiren Umur Kutlu, babasının yaşamını, Yörük dağlarının eteklerine emanet ettiklerini hatırlatarak, onun hikâyesinin burada başlamış olduğunu ve artık hikâyesinin tam ortasında bulunduğunu ifade etti.
Umur Kutlu, sözlerini babasının insani ve akademik mirasının geleceğe ışık tutacağını belirterek tamamladı; onun izlerinin, yetiştirdiği öğrenciler ve katkı sağladığı toplum tarafından yaşatılacağını vurguladı.

Doç. Dr. Burak Hünük: “Dayımın En Kalıcı Eseri Yetiştirdiği İnsanlardır”
Prof. Dr. Muhtar Kutlu’nun yeğeni Doç. Dr. Burak Hünük, Öğretmenler Günü dolayısıyla dayısı hakkındaki duygularını paylaştı. Konuşmasına, eğitim camiasına ve akademisyenlere selam göndererek başladı. Çocukluk dönemlerine dair anılarından bahsederek konuşmasını sürdüren Hünük,“Çocukluk yıllarımda dayımla geçirdiğim zamanlar, dolu ve öğretici geçti. Üniversite dönemimde Ankara’ya geldiğimde, dayımın bulunduğu şehirde olmak benim için büyük bir mutluluktu bir akademisyen nasıl olmalıdır sorusunun cevabidir” şeklinde konuştu.
Farklı disiplinlerde çalışmalar yürütmelerine rağmen, dayısının akademik deneyimlerinden büyük katkı aldığını vurgulayan Hünük, iyi bir akademisyenin esaslarını Prof. Dr. Muhtar Kutlu’nun yaşamı üzerinden anlattı. Konuşmasının sonunda, dayısının en kalıcı eserinin yetiştirdiği insanlar ve onlara bıraktığı değerler olduğunu ifade ederek sözlerini, “Dayımın en kalıcı eseri, yetiştirdiği insanlar ve onlara bıraktığı çalışma, yaşam ve direnme etiğidir. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.” diyerek tamamladı.

Prof. Dr. Öcal Oğuz: “Muhtar Hocanın Doğruluk ve Sadeliği Yol Göstericiydi”
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Prof. Dr. Muhtar Kutlu’yu anarken, hocanın hayatında hiçbir zikzak olmadığını ve insanlarla ilişkilerinde daima doğruluk, sadelik ve tutarlılık gösterdiğini belirtti.
Oğuz, Muhtar Kutlu’nun akademik yaklaşımının varyantları ve nüansları bağlamı içinde değerlendirme üzerine kurulu olduğunu ve incelediği metinlerde ortak alanları bulup bunlardan geleceğe dönük yapıcı yollar inşa ettiğini ifade etti.

Prof. Dr. Oğuz, Muhtar Kutlu’nun insan ilişkilerindeki yaklaşımını da şöyle anlattı:
“Muhtar Hocanın hayatında zikzak yoktu; birine böyle, ötekine öyle davranmazdı. Konuşmalarında daima doğruluk ve sadelik vardı. İnsanlarla ilişkilerinde düz, güven verici ve tutarlı bir yaklaşıma sahipti.”
Kutlu'nun sorunları didikleyip eleştirmek yerine farklı renkleri bir araya getirerek ahenkli bir bütün oluşturduğunu vurgulayan Oğuz, onunla temas edenlerin zarar görmediğini, aksine donanımlı bir şekilde yoluna devam edebildiğini söyledi.
Yaklaşık 20 yıl boyunca hocayla çok yakın çalıştığını aktaran Oğuz, öğrenciler ve geleceğe mesaj verme konusunda Muhtar Kutlu’nun her zaman çağını yorumlayan ve analizlerini sunan bir akademisyen olduğunu dile getirerek, “Onunla hiç boş veya faydasız bir söz işitmedim; söyledikleri, dinleyenlerin yararlanabileceği, düşünmesini ve öğrenmesini sağlayacak nitelikteydi.” dedi.
Prof. Dr. Oğuz, Muhtar Hoca’yı akademik anlamda kendini mükemmel yetiştirmiş, geleceğe yol gösterme yeteneğine sahip ve alçakgönüllü biri olarak tanımlayarak, konuşmasını, Muhtar Kutlu’yu rahmet, sevgi ve özlemle anarak ve etkinliği düzenleyen tüm katılımcılara teşekkür ederek tamamladı.

Prof. Dr. İrfan Albayrak: “Muhtar Hoca Halkbilimi Alanında Kalıcı İzler Bıraktı”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Albayrak, fakültenin 90. yılı ve 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada hem öğretmenleri hem de Prof. Dr. Muhtar Kutlu’yu andı.
Albayrak, Muhtar Kutlu’yu yakından tanımasa da sohbet fırsatları bulduğunu belirterek, onun bilgili, nazik ve etkileyici bir insan olduğunu ifade ederek, “Çay ve kahve eşliğinde kısa görüşmelerimiz, onun bilgili, ölçülü, nazik ve etkileyici bir insan olduğunu göstermiştir. Dersine girme şansı olanlar için bu ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağıdır.” dedi.
Kutlu’nun akademik mirasına değinen Albayrak, Muhtar Kutlu’nun halk kültürünü sahada titizlikle incelediğini ve Anadolu göçer kültürü, ritüeller, geleneksel pratikler ile somut olmayan kültürel miras üzerine yaptığı çalışmaların halkbilimi literatüründe kalıcı izler bıraktığını aktardı. Albayrak, hocanın dersleri, yetiştirdiği öğrenciler ve belgesel çalışmalarına sağladığı bilimsel danışmanlıkla halkbiliminin akademik ve görsel anlatımında yeni bakış açıları kazandığını vurguladı.
Albayrak, Muhtar Hoca’nın geleneksel kültür, görsel halkbilimi ve göçer yaşam biçimleri üzerine sürdürdüğü çalışmaların bugün genç araştırmacılar için rehber niteliğinde olduğunu söyledi. Hocanın hem bilimi hem de zarafeti, nezaketi ve kültüre duyduğu derin saygısıyla hatırlanacağını belirtti. Konuşmasını, Kutlu’yu saygı, minnet ve derin bir hürmetle anarak şu sözlerle tamamladı:
“Bu anma programı, onun bıraktığı bilimsel mirasın yaşamaya devam edeceğinin bir göstergesidir. Katkıları, halkbilimi çalışmalarının ufkunu genişleten bir rehber olarak hem fakültemizde hem de kültür ve sanat mecralarında varlığını sürdürecektir.”

Selim Terzi: “Muhtar Kutlu’nun Mirası, Yaşayan Mirası Koruma Yolunda Rehber Oldu”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, Prof. Dr. Muhtar Kutlu’yu anma programında yaptığı konuşmada, hocayı tanıma fırsatını ancak iki yıl önce bulduğunu belirterek, “İlk tanışmamızda yüreğimde çok değerli bir yer bıraktı” dedi.
Terzi, Muhtar Kutlu’nun “Yaptığımız iş, yaşayan mirasın korunması ve geleceğe taşınmasını sağlamak, bir kamu görevinin emaneti olarak yapılmalıdır.” sözünü hatırlatarak, çalışmalarının temel felsefesine dikkat çekti.
Terzi, hocanın eserlerinin ve anısının yalnızca hatırlanmakla kalmayacağını, aynı zamanda değerli dostluklar ve anılar bıraktığını belirtti. Genel müdürlük bünyesinde düzenlenen kültür yolu festivallerinde, Muhtar Kutlu’nun etnofotografi ve fotoğraf sergilerinin önemli rol oynadığını, bu çalışmaların yaşayan mirasın korunması ve geliştirilmesi adına temel oluşturduğunu vurguladı.
Terzi, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, görevdeki ve emekli tüm öğretmenleri, vefat edenleri ve şehit öğretmenleri saygıyla anarak, Öğretmenler Günü’nü kutladı ve etkinliği düzenleyenlere teşekkürlerini iletti.

Prof. Dr. Metin Ergün: “Muhtar Hoca, İlk Saha Çalışmalarımızı Mümkün Kıldı”
Milletvekili ve akademisyen Prof. Dr. Metin Ergün, Prof. Dr. Muhtar Kutlu’yu anma programında, hocasını tanıma fırsatını büyük bir onur olarak nitelendirdi.
Ergün, öğrenci yıllarında Erzurum’da bir kitapçıda Muhtar Kutlu’nun çalışmalarını içeren bir kitap temin ettiğini ve bu kitabın, kendi ilk saha çalışmasını dolaylı olarak mümkün kıldığını belirterek, “Ben hoca kadar profesyonel veya bilimsel olamadım; o dönemde amatör bir öğrenciydim. İlk saha çalışmamı mümkün kılan kişi Muhtar Hoca’dır. Allah rahmet eylesin” dedi.
Ergün, Muhtar Kutlu’nun akademik çalışmaları ve öğrencilerine bıraktığı miras sayesinde yaşamaya devam ettiğini vurgulayarak, “Bilim insanları işte böyle iz bırakır. Mekânı cennet olsun” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. Ruhi Ersoy: “Muhtar Hoca, Vefat Ettikten Sonra da Bize Öğretmeye Devam Ediyor”
Milletvekili Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Muhtar Kutlu’nun vefatından sonra bile öğrencilerine ve çevresine ilham vermeye devam ettiğini söyledi. Ersoy, anma toplantılarının hocanın mirasının nesiller boyunca yaşatılmasının bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Bir insan bu dünyadan ayrıldıktan sonra bile, yeteneğinin ve birikiminin örnek alınabileceği bir şahsiyet üzerinden bugün burada yeniden var olmuş gibi hissettik. Muhtar Hoca, vefat ettikten sonra da bizlere öğretmeye devam ediyor” dedi.
Ersoy, hocanın öğrettiklerinin ve değerlerinin öğrenciler ve bölümün genç kuşakları tarafından geleceğe taşındığını belirterek, Muhtar Kutlu’nun etkisinin hâlâ güçlü şekilde devam ettiğini ifade etti. Ersoy, “Onu hatırlamak ve mirasını yaşatmak, burada hepimiz için büyük bir mutluluk ve onur kaynağıdır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Ankara'dan son dakika haberleri için bizi takip edin!




