Ankara, sadece Cumhuriyet’in kalbi değil, aynı zamanda binlerce yıllık geçmişiyle Anadolu’nun derin tarihine ışık tutan bir kenttir. Başkentin ilçe ve semt isimleri, kimi zaman eski uygarlıkların mirasından, kimi zaman da halk arasında anlatılan efsanelerden doğmuştur.
Kazan: Gazan Han’dan Dev Kazanlara
Kazan ismine ilk kez 1530 tarihli tapu tahrir kayıtlarında rastlanıyor. İlhanlılar döneminde Ankara’ya egemen olan Gazan Han adına bastırılan sikkeler bulunmuş. Bu bulgular, “Gazan” isminin zamanla “Kazan”a dönüştüğünü gösteriyor. Bir diğer rivayete göre ise Osmanlı ordusunun Ankara Savaşı sırasında yemek ihtiyacını karşılamak için kurulan dev kazanlardan dolayı ilçeye bu ad verilmiştir.
Akyurt: Ravlı’dan Cumhuriyetin İlçesine
1463 kayıtlarında “Ravlı” olarak geçen Akyurt, hayırsever Melike Hatun’un vakıf köylerinden biriydi. Cumhuriyet döneminde büyüyen köy, 1990’da Resmî Gazete kararıyla ilçe statüsü kazandı ve “Akyurt” adını aldı.
Beypazarı: Beğlerin Ticaret Merkezi
Hititlerden Osmanlılara kadar birçok uygarlığın hüküm sürdüğü Beypazarı, Bizans döneminde “Lagnia-Anastasiopolis” olarak anılıyordu. Osmanlı döneminde ise bölgenin ticaret merkezlerinden biri olması nedeniyle “Beğ Bazarı” ismiyle tanındı.
Ayaş: Aydınlık Gecelerin Kenti
İpek Yolu üzerinde yer alan Ayaş, tarih boyunca birçok medeniyetin geçiş noktası oldu. Öztürkçe kökenli “parlak, aydınlık gece” anlamına gelen ismi, Türkmen boylarından geldiği bilinen bir oymak adına dayanır.
Polatlı: Güçlü Anlamların Şehri
Frigya Kralı Pulat’ın adından türediği düşünülen Polatlı, Farsça kökenli “çelik, kuvvetli” anlamıyla da ilişkilendirilir. Halk arasında ise “Bol atlı Yakup Ağa” söylencesinden türediği anlatılır.
Etimesgut: Ahi Mesud’un İzinden
Atatürk’ün 1929’da örnek nahiye olarak kurduğu Etimesgut’un eski adı “Ahi Mesud” idi. Bölgede yaşamış bir ahinin ismi, zaman içinde halk arasında “Etimesgut”a dönüşmüştür.
Pursaklar: Fillerden Pürsaklar’a
Osmanlı kayıtlarında “Busaklar” olarak geçen Pursaklar, zamanla dil değişimiyle bugünkü halini aldı. Moğolların fil ordusunun burada gizlenmiş olmasıyla “Filsaklar”dan türediği yönünde de söylentiler bulunur.
Kızılcahamam: Şifalı Toprakların Rengi
İlkçağlardan bu yana yerleşim alanı olan Kızılcahamam’ın adının, toprağının kızıl tonlarından ve kaplıcalarının sıcaklığından geldiği düşünülür.
Çubuk: Kahraman Türk Beyinin Adı
Adını, Selçuklu döneminde Anadolu’nun fethine katılan Türk beyi Çubuk Bey’den alan ilçe, zengin doğası ve tarihiyle bilinir.
Mamak: Ahi Mamak’tan Günümüze
Osmanlı öncesi Ahilik kültürünün önemli bir merkezi olan Mamak, bölgeyi yöneten “Ahi Mamak”ın adını taşır. Daha sonra “Tahir Mamak” olarak da anılmıştır.
Keçiören: Keçilerin Ören Yeri
1463 tarihli kayıtlarda “Karye-i Kiçiviran” olarak geçen Keçiören’in adı, “Keçilerin otlak yeri” anlamındaki “Keçi Ören”den türemiştir.
Haymana: Hayme Ana’nın Anısına
Osman Gazi’nin annesi Hayme Ana’nın burada vefat etmesi nedeniyle ilçeye onun adı verilmiştir. Kelimenin Türkçe kökeni ise “mera, yeşillik” anlamındadır.
Altındağ: Tarihin Üzerine Kurulu Bir Tepe
Frig Kralı Midas’ın kurduğu Altındağ, Ankara’nın ilk yerleşim yeridir. Bölgedeki değerli arsalar ve yüksek konumu nedeniyle “Altın” kelimesiyle özdeşleşmiştir.
Çamlıdere: Şeyh Ali Semerkandi Diyarında
Bölge, şeyh Ali Semerkandi’nin buraya yerleşmesinden sonra “Şeyhler” adıyla anılmış, çevresini saran çam ormanları nedeniyle zamanla “Çamlıdere” olmuştur.
Çankaya: Şifalı Suların Hikayesi
Bir rivayete göre “Can Kaya”, bölgedeki şifalı pınarlardan gelirken; bir başka görüşe göre kilise çanlarından türeyen “Çan Kaya” ifadesi zamanla bugünkü halini almıştır.
Gölbaşı: Göl Kenarındaki Hayat
1920’lerde “Gölhanı” olarak bilinen yerleşim, bölgedeki gölden dolayı “Gölbaşı” adını aldı ve 1983’te ilçe statüsüne kavuştu.
Kalecik: Kalenin Etrafındaki Şehir
Roma dönemine uzanan Kalecik, adını bölgeye hâkim küçük bir kaleden almıştır.
Şereflikoçhisar: Şehitlerle Anılan İlçe
Eski adı “Koçhisar” olan ilçe, Kurtuluş Savaşı’nda çok sayıda şehit vermesi nedeniyle “Şerefli” unvanını almıştır.
Adını Coğrafyadan Alan Semtler
Etlik, rüzgârlı yapısı nedeniyle etlerin burada saklanmasından; Öveçler, bölgede yaşayan kuş türlerinden; Seyranbağları, gezinti alanı oluşundan; Bentderesi, su bentlerinden; Akköprü ise Selçuklu döneminde inşa edilen tarihi köprüden ismini almıştır.
Hacettepe, Keltepe’den dönüşerek; Telsizler, 1928’de kurulan telsiz istasyonundan; Balgat ise “Bal Şehri” anlamındaki Türkçe kökeninden adını alır.