Masum insanları acımasızca öldüren seri katiller tarih boyunca var oldu. Ancak bazıları, en tehlikeli suçluları bile dehşete düşürecek kadar korkutucuydu.

İşte Banat Cadısı, Vladimirovac Cadısı veya daha yaygın olarak bilinen adıyla Baba Anujka da bu tehlikeli seri katillerden biriydi. Çünkü Baba Anujka, klasik bir seri katil profilinden son derece uzaktı. Öncelikle, onlarca insanı öldürdüğünde tam 90 yaşındaydı ve ömrünün büyük bir kısmını hasta insanları tedavi eden bir şifacı olarak geçirmişti.

Ana di Pištonja, 1833 veya 1836 yıllarında Romanya'da dünyaya geldi. Hayvancılıkla uğraşan varlıklı bir ailede doğup büyüyen Ana di Pištonja, 1846 yılında Sırbistan’daki Vladimirovac köyüne taşındı. Vladimirovac'ta iyi bir eğitim aldı ve 20 yaşında Avustralyalı bir subayla tanıştı. Bu subay, genç kadının hayatında derin etkiler yarattı.

Evlenmesine rağmen kısa süre içinde ihanete uğradı. Bu travmatik ihanet, Ana di Pištonja'nın insanlara karşı büyük bir öfke beslemesine yol açtı. Bu olay, onu Baba Anujka'ya dönüştüren ve dünyanın en yaşlı seri katili haline getiren sürecin başlangıcı oldu.

Ancak Ana di Pištonja, yaşamının ilerleyen dönemlerinde bir kez daha evlendi. Bu sefer zengin bir toprak sahibiyle evlendi ve bu evlilikten 11 çocuk sahibi oldu. Maalesef, çocuklarından yalnızca biri hayatta kalabildi. Bu ardışık kayıplar, Ana di Pištonja'nın hayatında belirleyici bir etki yarattı.

Zeki bir birey olan Ana di Pištonja, genç yaşlarından itibaren kimya ile ilgilenmeye başlamıştı. Aldığı kapsamlı eğitim sayesinde bu alanda kendini geliştirme fırsatı buldu ve özellikle çocuklarının ölümünden sonra kimya çalışmalarına yöneldi. Bitkilerden ilaç üretme konusundaki becerisi en güçlü yönüydü.

İkinci eşinin vefatının ardından, evini bir laboratuvara dönüştürdü ve ürettiği ilaçları satarak geçimini sağladı. Hazırladığı ilaçlar, merhemler ve kremler, Pištonja'nın yaşadığı bölgede onu sevilen bir şifacı olarak tanınmasını sağladı. Aynı zamanda son derece yardımsever biriydi ve yaşlılık dönemlerini insanları iyileştirmeye adayan iyi kalpli bir büyükanne olarak biliniyordu.

Ancak kimya konusundaki yeteneği, ona çok farklı bir kariyer fırsatı sunacaktı.

Baba Anujka, halk arasında "Büyükanne Anujka" olarak tanınmaya başladı ve suç kariyerine askere gitmek istemeyen gençlere zehir hazırlayarak adım attı. Gençleri bir süre hasta eden ama öldürmeyen karışımlar hazırlayan Baba Anujka, kısa sürede karanlık tarafını gözler önüne serdi. Zamanla basit zehirler yerini, "aşk iksirleri" olarak bilinen ürünlere bıraktı.

Baba Anujka'nın hazırladığı aşk iksirleri, kötü kalpli eşlerinden kurtulmak isteyen kadınlar için son çare haline geldi. Ancak bu öldürücü zehirler kısa sürede büyük bir ün kazandı. Gençliğinde yaşadığı bir ihanet nedeniyle insanlara, özellikle de erkeklere karşı derin bir nefret besleyen Baba Anujka, yıllar içinde 150 kişinin ölümüne neden oldu. Cinayetleri bizzat kendisi işlemek yerine, eşlerini öldürmek isteyen kadınlara yardım etmeyi hiç reddetmedi.

Dünyanın en yaşlı seri katilinin yakalanma süreci oldukça ilginçti. Anujka, kendisinden üç kez zehir satın alan ve bu zehirlerle eşlerini öldüren bir kadın nedeniyle yakalandı. Eşleri ardı ardına ölen bu kadından şüphelenen yetkililer, soruşturmalarını derinleştirerek ölümlerin arkasındaki "şifacı" olarak bilinen Baba Anujka'ya ulaştı.

150 kişinin ölümünden doğrudan sorumlu olan Baba Anujka, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, 90 yaşındaki bu kadın için bu ceza pek de korkutucu değildi. Yaşlılık nedeniyle yalnızca 8 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edildi ve evine döndü. Baba Anujka, yaşamının son yıllarını evinde huzur içinde geçirdi. İki yıl sonra, 100 yaşında hayatını kaybetti.