Tarihi

Ankara keçisi, adını Türkiye'nin başkenti Ankara'dan almıştır. İlk olarak Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türkler tarafından getirildiği düşünülmektedir. Tarihsel olarak bakıldığında, Ankara keçisinin 13’üncü yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu döneminde ticari bir değer kazandığı görülmektedir. 19’uncu yüzyılda ise Ankara keçisi, tiftik yününün kalitesi sayesinde uluslararası ticarette önemli bir yer edinmiştir.

Bununla birlikte, Osmanlı döneminde Sultan 2’nci Mahmud tarafından 1815'te "Çiftlikat-ı Hümayun" adıyla kurulan tesiste safkan Arap atı, esmer ırkı sığır ve Anadolu merinosunun yanı sıra Ankara keçisi yetiştirildiği bilinmektedir.

Fiziksel Özellikleri

Ankara keçisi, ince ve uzun boynuzları, beyaz ve parlak tüyleri ile dikkat çeker. Ortalama ağırlıkları erkeklerde 70-80 kg, dişilerde ise 40-50 kg arasında değişmektedir. Tüyleri, tiftik yünü olarak bilinen ve tekstil endüstrisinde çok değerli olan bir malzeme üretir. Safkan Ankara Keçisi küçük cüsseli ve narin bir hayvandır.

Başı kıl keçilerine nazaran daha ufak, zarif ve biçimlidir. Alın geniş, yüz buruna doğru incelmekte olup dudaklar ince ve dişler muntazamdır. Gerek erkeklerde, gerekse dişilerde boynuz ve sakal vardır.

Yetiştirilme Koşulları

Ankara keçisi, sert iklim koşullarına uyum sağlayabilen bir türdür. Genellikle yüksek rakımlı ve dağlık bölgelerde yetiştirilir. Keçiler, meralarda serbest dolaşarak beslenir ve bu durum onların sağlıklı kalmalarını sağlar. Yetiştiriciler, özellikle keçilerin tiftik yünlerinin kalitesini korumak için düzenli olarak bakım yaparlar. Bu bakım süreçleri arasında kırkma, beslenme düzenlemeleri ve sağlık kontrolleri yer alır.

Ankara keçisinin korunması, verimlerinin iyileştirilmesi ve tiftiğin değerlendirilmesiyle ilgili araştırma ve çalışmalar yapmak, ilgili birimlerle ortak projeler yürütmek amacıyla Ankara Üniversitesi çatısı altında Ankara Keçisi Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmuştur. Ankara keçileri mera hayvanıdır. Mera olanaklarından yoksun yerlerde yapılan Ankara keçisi yetiştiriciliği ekonomik olmamaktadır.

Ankara keçileri mera otlarından kekik, yavşan, ekşi çöven, güvercin gözü, kır yoncası, özerlik, dağ çiçeği, yavru ağzı, kuzu kulağı, sirken, geven, ayrık, sığır kuyruğu, sakız otu, koyun gözü, kurt kulağı, yardak (yandak), gibi otları severek yerler. Kısa otlu kıraç meraları en iyi tiftik keçileri değerlendirir.

Ekonomik Değeri

Ankara keçisinin en önemli ekonomik katkısı, ürettiği tiftik yünüdür. Tiftik yünü, başta tekstil endüstrisi olmak üzere birçok alanda kullanılır. Yüksek kaliteli giysiler, halılar, şallar ve diğer tekstil ürünleri tiftik yününden üretilir. Türkiye, dünya tiftik yünü üretiminde önemli bir paya sahiptir ve bu durum ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadır. Tiftik yünü, yumuşak, dayanıklı ve parlak olmasıyla bilinir. Tiftik verimi üzerine yaşın da etkisi vardır. Genç keçilerden elde edilen tiftik, yaşlılara göre daha azdır. Tiftik verimi ilk kırkımdan sonra artmaya başlar ve genellikle 4-5 yaşa kadar devam eder. Ankara Keçilerinde ortalama tiftik verimi yaşa göre 1.6 kg/baş ile 2.5 kg./baş arasındadır. Ancak 5 kg a kadar tiftik veren keçiler de vardır.

Ayrıca, Ankara keçisinin sütü ve eti de ekonomik değere sahiptir. Keçi sütü, besleyici özellikleriyle bilinirken, keçi eti de lezzetli ve sağlıklı bir protein kaynağıdır.

Ankara keçisi, Türkiye'nin kültürel ve ekonomik mirasının önemli bir parçasıdır. Tarihsel kökenleri, fiziksel özellikleri, yetiştirilme koşulları ve ekonomik değeri ile bu keçi türü, ülkemizin değerli zenginliklerinden biridir.

Ankara keçisinin korunması ve yetiştirilmesinin desteklenmesi, hem yerel ekonomiye hem de uluslararası ticarete katkı sağlayacaktır. Eskişehir'in Mahmudiye ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) bünyesinde faaliyet gösteren Anadolu Tarım İşletmesinde gen kaynağı korunan Ankara keçilerinden 2024 yılı için 2,5 ton tiftik elde edilmesi bekleniyor.