Silphium

Nesli tükenen bitkiler arasında bulunan silphium, Roma şehri Cyrene’de yetişiyordu ve özsuyu değerliydi. Bitkinin küçük sarı çiçekleri vardı. Kokan özsuyu o kadar çok talep görüyordu ki, ağırlığınca altın değerindeydi. Sapı pişirilir, kökü çiğ olarak yenirdi ve et yemeklerini daha da lezzetli yapmak için kullanılırdı. Çiçeğinden hem parfüm hem de değerli yenilebilir özsu yapılıyordu. Silphium aynı zamanda rahatsızlıklar için her derde devaydı, doğum kontrolü ve afrodizyak olarak da kullanıldı.

Özellikle sıtmanın farklı bir türünü tedavi etmek için kullanıldı.
Antik çağda çiftçiler silphium yetiştirmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Sorunun, tohumların çimlenme sürecini başlatmak için ışığa maruz bırakılmaması ve bunun yerine çürümek üzere toprağa bırakılması olduğuna inanılıyor.

Araucaria Mirabilis

Bu ağaç 125 metreden fazla uzuyordu. Volkanik bir patlamada yok olan iğne yapraklı bir ağaçtı. Yaklaşık 160 milyon yıl önce memleketi Arjantin’deki Patagonya’da nesli tükendi. Patlama, ağaçlardaki çam kozalakları olgunlaştığında meydana geldi, bu nedenle bölgedeki yerli halk onları yüzyıllardır bulup saklıyor.

Aziz Helena Zeytini

Nesli tükenen bitkiler arasında yer alan Kutsal Helena Zeytin Ağacı olarak da isimlendirilen Aziz Helena Zeytini, 2003 yılında doğadaki varlığını kaybetti. Güney Atlantik Okyanusu’nda Saint Helena Adası’nda yetişen bitkinin sonunu getiren ise Portekizlilerin 1502’de bölgeye gelmesi ve yarattıkları etki oldu. Aziz Helena Zeytini’nin neslinin tükenmesine yol açan en somut sebep ise ormansızlaşmaydı.

Cooksonia

Nesli tükenen bitkiler arasında bulunan cooksonia, yarı suda yaşayan bir bitkiydi ve bir gövdeye sahip olan ilk bitki olma olasılığı oldukça yüksek. Kıyı şeridinde yaşıyordu ve gezegendeki ilk karasal bitkilerden biriydi. 400 milyon yıl önce ortaya çıktı. Dünya çapında bulunsalar da, en çok Britanya’da yaygındı. Dallarının ucunda üremek için kullandıkları sporlarla dolu tek bir kapsül bulunuyordu. Biraz yaprağa benzeyen yapıları vardı, ancak gerçek yaprakları yoktu. Büyük olasılıkla ilk damarlı bitkiler arasındaydı, bu da suyun tüm bitki boyunca taşınmasını sağlayan bir sistem geliştiren ilk bitki olduğu anlamına geliyor.

Toromiro Ağacı (Sophora Toromiro)

Toromiro Ağacı, Şili’ye bağlı olan Paskalya Adası’na özgü bir bitkiydi. Vahşi doğada neslinin tükenmesi tehdidi ile karşılaşan bitki, tohumlardan yetiştirme çabalarına rağmen 1960’lı yıllarda varlığını yitirdi. Bitkinin yok olma nedeni ise sadece insan faktörüne bağlı değil. Aşırı hasat, iklim değişiklikleri ve kültürel gelişmeler Toromiro ağacının sonunu hazırladı.

Thismia

1845 yılında tanımlanan Thismia, yer altında yaşamasıyla dikkat çeken bir bitkiydi. Amerika, Papua Yeni Gine, Yeni Zelanda, Avustralya ve Güneydoğu Asya bölgelerine özgü olan Thismia da ne yazık ki nesli tükenen tarihi bitkiler arasında yerini aldı. Thismia’nın sonunu getiren neden ise henüz tespit edilemedi.

Şili Sandal Ağacı (santalum fernandezianum)

Bu ağaç, güzel kokulu odunu nedeniyle fazla hasat edildiği için nesli tükendi. En son 1908’de Güney Pasifik’teki Robinson Crusoe Adası’nda görüldü. 1750 yılında İspanyollar adayı kolonileştirip ticarete açtılar. Bu durum bitki türünün neslinin tükenmesine yol açtı.

Sigillaria

Sigillaria, fosil yakıtların yapıldığı en yaygın bitki türlerinden biridir. Joshua ağaçlarına benzeyen Sigillaria, 300 ila 360 milyon yıl önceki Karbonifer Dönem’de gelişti. Dünya çapında her yerde bulunuyordu. Turba bataklıklarını seviyordu ve üremek için sporlar salıveriyordu. Sporları dallarından sarkan konilerden çıkıyordu. Fotosentez muhtemelen gövdesinde gerçekleşti. Bu yüzden yeşil bir renge sahip olduğu düşünülüyor. Ayrıca yaklaşık 100 metre uzunluğa sahipti.

Frankliana Çiçeği

3'üncü Kral George’un botanikçiliğini üstlenen John Bartram’ın oğlu tarafından ilk defa tasnif edilen ve isimlendirilen Franliana Çiçeği, ismini botanikçi ailenin yakın dostu ABD’nin kurucu isimlerinden Benjamin Franklin’den alıyor. ABD’nin Georgia eyaletinde bulunan Altamaha Nehri kıyısında yaşaması sebebiyle sıklıkla Altamaha çiçeği olarak da adlandırılıyor.

İlk defa 1765 yılında tespit edilen çiçek, 1803 yılında doğada son kez tespit edildi. Bölge ekolojisinin değişiminden etkilenen çiçek, bugün yalnızca sayılı botanik bahçesinde insan desteğiyle yaşamını devam ettirebiliyor.

Orbexilum Stipulatum

Orbexilum stipulatum, Ohio Şelaleleri’ndeki Rock Island’a özgü çiçekli bir bitkiydi ve en son 1881’de görüldü. Bu bitki türünün yetiştiği alana inşa edilen bir baraj Rock Island’ı sular altında bırakarak bitkinin neslinin tükenmesine neden oldu.

Atriplex Tularensis

Atriplex tularensis en son 1991’de görüldü. Kaliforniya’nın Orta Vadisi’nin güney ucundaki alkali tuz tavalarında yetişen, daha sonra yabani otların yayılmasıyla yok olmaya yüz tutan yıllık bir bitkiydi. Kaliforniya’nın Orta Vadisi büyüyüp tarımda dünya lideri haline geldikçe, çiftçiler ve topluluklar iç gölleri kuruttu ve derin yer altı su kaynaklarını dağ akıntısının yeniden dolduramayacağı kadar hızlı bir şekilde tüketerek Atriplex tularensis’i sudan mahrum bıraktı.

Angraecopsis Dolabriformis

Dünyanın en nadir bitkileri arasında gösterilen bir toprak çalısı olan Angraecopsis dolabriformis, ilk defa 1982 yılında Sao Tome Adası’nda keşfedildi. Bulunan tek numune, bitkinin soyunun tükenmekte olduğuna işaret ediyordu. Uzun süren çalışmalar sonrasında bitkinin herhangi bir örneğine rastlanmaması sebebiyle 2018 yılında nesli tükenen bitkiler arasında sınıflandırıldı. Bitkinin neslinin tükenmesinde son 200 yıl içerisinde ada habitatının insan kaynaklı olarak hasar görmesinin büyük rol oynadığı belirtiliyor.