Teşkilat-ı Mahsusa, I. Dünya Savaşı sırasında, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli bir teşkilattır.
Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı Devleti'nin çeşitli istihbarat ve sabotaj faaliyetlerini yürütmek üzere kurulmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir.
Teşkilat-ı Mahsusa’nın amacı gayrinizami harp yürüterek, Osmanlı Ordusuna destek olmak olarak belirlenmiştir. Bu nedenle teşkilatın ilk üç başkanı askerler arasından seçilmiştir. Enver Paşa’nın yakın arkadaşı Süleyman Askeri Bey, teşkilatın ilk başkanı olmuştur.
Teşkilat-ı Mahsusa, Birinci Dünya Savaşı sırasında pek çok bölgede faaliyet göstermiştir. Önemli faaliyetleri arasında, düşman hatlarının gerisinde istihbarat toplamak, sabotaj eylemleri düzenlemek ve düşmanın stratejik noktalarına saldırmak bulunmaktadır.
Özellikle Kafkasya, Sina-Filistin cephesi ve Arap Yarımadası'nda faaliyet gösteren Teşkilat-ı Mahsusa, bu bölgelerde, düşman kuvvetlerine karşı istihbarat toplama, sabotaj eylemleri gerçekleştirme ve yerel halkları Osmanlı'ya bağlama gibi görevler üstlenmiştir.
Teşkilat-ı Mahsusa'nın en önemli faaliyetlerinden biri de, Arap isyanlarına karşı koymak ve Arap Yarımadası'ndaki Osmanlı hâkimiyetini sağlamlaştırmak olmuştur.
Şerif Hüseyin'in liderliğindeki Arabistan isyanına karşı mücadele etmişlerdir. Bu çerçevede, Bedevi kabilelerini Osmanlı İmparatorluğu'nun yanında savaşmaya teşvik etmişler ve isyanı bastırmak için çeşitli operasyonlar düzenlemişlerdir.
Teşkilatın başına sivil kökenli Ali Başhampa’nın getirilmesinden sonra, teşkilat daha sivil ve merkezi bir hale dönüşmüştür. Teşkilat artık, İttihat ve Terakki fedailerinin toplandığı askeri bir yapıdan çok istihbarat ve propaganda faaliyetleri ile uğraşan bir yapıya dönüşmüştür.
Bu değişimden sonra teşkilat, Avrupa’da toplanan konferanslarda propaganda yapma, çeşitli azınlıklara yönelik gazete ve dergi çıkartma, İslam dünyasında dayanışmayı arttırmaya çalışma ve başka devletlerin kontrolünde olan Müslümanlara yönelik bilinçlendirme faaliyetleri yürütme gibi girişimlere yönelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi ve ateşkes istemesi üzerine, İttihat ve Terakki’nin iktidarı sona ermiştir. İttihat ve Terakki liderlerinin ülkeden ayrılmaları sonrasında Teşkilat-ı Mahsusa kaldırılmıştır.
Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının yanı sıra, Milli Mücadele dönemine de etki etmiştir. Teşkilatın ortadan kaldırılması sonrasında pek çok vatansever, teşkilat üyesi Milli Mücadele’ye katılarak önemli hizmetlerde bulunmuşlardır.
Ülkenin işgal edilmeye başlanmasıyla beraber, birçok eski Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Karakol Cemiyeti adı altında harekete geçmişlerdir. Diğerleri ise Anadolu’ya giderek burada silahlı direniş çeteleri ve sivil Müdafaa-i Hukuk kuruluşları meydana getirmişlerdir.
Silahlı çetelerin kurulmasında, Birinci Dünya Savaşı sonunda Teşkilat-ı Mahsusa’nın depoladığı silahların büyük katkısı olmuştur. Ayrıca bu çetelere, eski Teşkilat-ı Mahsusa üyeleri liderlik etmişlerdir.
Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele sırasında, Teşkilat-ı Mahsusa’nın girişimlerine benzer faaliyetlerde bulunarak, İtilaf Devletleri üzerinde baskı oluşturmaya çalışmıştır. Bu girişimlerde, genellikle eski Teşkilat-ı Mahsusa ajanlarından faydalanılmıştır.
Teşkilât-ı Mahsusa, hala varlığı tartışılan bir teşkilattır. Kimi tarihçiler var olduğunu, kimi tarihçiler ise böyle bir teşkilatın asla kurulmadığını ve var olmadığını ileri sürmektedir.