NECMETTİN KURUCU
Rıza Sümer savaşların son bulması adına Türkiye’de, Dünya’da şiddet olmadan nasıl yaşanılabilir bilinci ile çalışmalarını yürüttüklerini belirterek, “Sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve barış için her zaman her yerde birlikte olmalıyız.” dedi.
Dernek olarak sürdürdükleri çalışma konularına değinen Sümer şunları kaydetti: “ Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde, insana, hayvana, çevreye yönelik her türlü şiddetin önlenmesine, toplumsal cinsiyet eşitliğinin benimsenmesine, farklılıkların doğal zenginlik olarak algılanmasına, insan haklarına yönelik ayrılıklara ve şiddete, şiddetsiz yöntemlere karşı çıkılmasına katkıda bulunmak adına büyük bir özveri ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Orta Doğu’da Yaşananlar İnsanlık Suçudur
“Bugün Orta Doğu’da şahit olduğumuz savaş resmen kıyımdır. Ağlayan anneler, ağlayan çocuklar, ölen babalar, ölen yaşlılar, ölen engelli bireyler… Bu yaşananlar resmen insanlık suçu. İnsan öldürmek için düğmeye basan, bombardıman yapan ve silah satın alan insanların insanlığının öldüğünü düşünüyorum.”
Vicdanını Kaybetmiş Bir Dünya ile Karşı Karşıyayız
“Ülkemdeki insanların, özellikle genç ve gelecek kulaklarım yaşayacağı vicdanını kaybetmiş bir dünyadan dolayı endişe duyuyorum. Uzlaşı denilen ve iletişimin temeli olan değerleri maalesef kaybettik. İnsanlık tarihi yaşanmıyor, insanın tarihi yaşanıyor. İnsanlık tarihinin şiddetin sona ermesi, insanların ve hayvanların korkmaması gerekir.”
Şiddeti Ancak Anneler Durdurabilir
Yaşanan yıkıcı savaşların ancak annelerin birliği ile durdurulabileceğine değinen Sümer, “Maalesef doğaya, hayvana ve insana zarar verilmeden, kan dökülmeden, cana kıyılmasan bir günü yaşayamaz hale geldik. Ancak dünyanın her gün şiddetle sarsılmasını ancak anneler durdurabilir. Önce her ülkede, sonra da dünya genelinde annelerin önderliğinde yapılan girişimlerin önemi hayli büyüktür. Kadınların, annelerin kendi aralarında veya erkeklerle birlikte kurduğu dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar ve gönüllü girişimler, benim savunduğum ulusal ve uluslararası örgütlenmenin temelleri olabilir. Türkiye’nin ve diğer ülkelerin “Beyin Gücü Mezarlığı” haline gelmemesi, mezarlıkların genişlememesi veya sayıca artmaması için genel çalışmalar yoğunlaştırılmalı ve eğitim programları güçlendirilmelidir.”
İnsan Soyu Doğadaki Hayvanlara Vahşi Demekten Vazgeçmeli
"Birçok ülkede, devlet veya özel kesim eliyle ağır silahlar üretilmesi, üretilen silahların iç ve dış sorunlar yaşayan ülkelere satılması, insan soyunun ayıplarındandır. Silah üreten devletler veya şirketlerce şiddet örgütlerinin desteklenmesi, kan ve gözyaşını artıran ağır suçlarındaki başındadır. Öyle ki insan soyu, doğadaki hayvanlara vahşi demekten vazgeçmeli, vahşiyi kendi içinde aramalı, hatta görmelidir. Burada şu an bu sözleri dahi sarf ederken birçok ülkede silah fabrikalarının makineleri mutlaka dönüyordur. Hatta gizli üretim yerlerindeki makineler de çalışıyordur. Gelecekte de bunlar yaşanacak mı? Anneler, babalar ve güzel yürekli insanlar birleşip durdurmazlarsa elbette. Peki neden? Canlıları öldürmek için."
