Küresel ısınmada 2 santigrat derecelik artış, ekosistemleri, ekonomileri ve milyonlarca insanın yaşamını tehdit eden geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Dünya, sanayi öncesi döneme kıyasla ortalama sıcaklığın 2 derece yükselmesi durumunda felaketin eşiğine gelecektir. Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzaya açılan Paris Anlaşması ise bu artışı engellemeyi ve küresel ısınmayı kontrol altına almayı amaçlamaktadır.
İki Derece Neden Kritiktir?
1975 yılında çevre ekonomisti William Nordhaus, insan kaynaklı karbondioksit salınımının küresel sıcaklığı 2 derece artırması halinde iklimlerin son yüz bin yıldır görülmemiş ölçüde değişeceğini açıkladı.
Nordhaus’un bu uyarısı, atmosferdeki karbon yoğunluğunun iki katına çıkması halinde gezegenin geri dönüşü olmayan bir ısınma sürecine gireceği hesaplamasına dayanmaktaydı.
Nordhaus’un açıklamalarından sonra bilim insanları sera gazlarının artışına ilişkin defalarca uyarıda bulundu. 1992’de hazırlanan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde emisyon sınırlamaları yer almadı. Ancak 2016 yılında Paris Anlaşması ile “iki derece sınırı” küresel düzeyde kabul edildi.
Günlük İki Derece ile Küresel Isınma Arasındaki Fark Nedir?
İlk bakışta iki derecelik artış önemsiz görünebilir. Oysa küresel ölçekte bu değişim büyük yıkımlara neden olmaktadır. 20. yüzyıl ortalama sıcaklığı yaklaşık 14 °C iken, 1880’den günümüze kadar yaklaşık 1 derece artış yaşanmıştır.
Bu artışın büyük kısmı 1975 sonrası dönemde gerçekleşmiştir. Dünya, şu anda son 11 bin yılda görülmemiş bir ısınma süreci içindedir.
Doğal Afetlerin Artışları Nelere Yol Açıyor?
Son yıllarda aşırı yağışlar, kuraklık ve orman yangınları giderek artmaktadır. 2017 yılında ABD’yi vuran Harvey Kasırgası’nın yol açtığı aşırı yağış, iklim değişikliği nedeniyle 10 kat daha olası hale gelmiştir. Artan sıcaklık, mercan resifleri, Arktik bölgedeki canlılar ve pek çok ekosistemi yok olma riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır.
İki Derece Aşılırsa Neler Olması Bekleniyor?
Bilim insanlarına göre 2 derecelik sıcaklık artışı, tarımı, ekonomiyi ve altyapıyı ciddi biçimde etkileyecektir. Grönland ve Arktik buzullarının erimesiyle deniz seviyelerinin 5 ila 10 metre yükselmesi, kıyı ülkelerinde toprak kayıplarına, ada devletlerinde ise sular altında kalmaya yol açabilecektir. Bu eşik, bazı ülkelerin varlığını tehdit edecek kadar kritik görülmektedir.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), sıcaklıkların 2 derecenin üzerine çıkarak 3-4 dereceye ulaşması halinde kitlesel kıtlıkların, türlerin yok oluşunun ve yaşam alanlarının daralmasının kaçınılmaz olacağını belirtmektedir. Uzmanlara göre mevcut politikalar sürdürüldüğü takdirde, 2100 yılına kadar 2 °C sınırının aşılması neredeyse kesin görünmektedir.