TİKAV ev sahipliğinde gerçekleşen Edinburgh Dükü Kupası turnuvasında konuşan Limak Onursal Başkanı Nihat Özdemir, enflasyon ve kredilere yönelik eleştirilerde bulundu.
Limak Holding Onursal Başkanı Nihat Özdemir, reel sektörün finansmana erişim konusunda sıkıntı yaşadığını ve kredi maliyetlerinin ödenemeyecek duruma geldiğine dikkat çekti.
Limak Holding Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye’de şu an en önemli sorunun enflasyon olduğunu belirterek, bu nedenle artan finansman maliyetlerinden yakındı. Kredilerdeki faizlerin çok yüksek olduğuna vurgu yapan Özdemir, “Öyle bir faiz ortamı var ki şu anda...'' ifadelerini kullandı.
Türkiye Enflasyon Canavarından Kurtulmalıdır
Türkiye’nin ilk hedefinin enflasyon canavarından kurtulmak olması gerektiğini belirten Özdemir, bu anlamda yeni ekonomi yönetiminin çalışmalarını takdir ettiklerini ve enflasyonu düşürmeye yönelik realist politikaları herkesin desteklemesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Devletimiz de artık görüyor; ekonominin, insan hayatının, aile hayatının, iş yerlerinin bir numaralı düşmanı enflasyondur. Amerika, Avrupa’da kıyamet kopuyor enflasyon yüzde 5-6 diye…
Biz de 80’lerden geldik, bu yıl sonu hedef yüzde 61’ler… Artık Türkiye’de, dünyada yaşanan ortalama enflasyonun yukarısında bir enflasyon konuşmamalıyız” diye konuştu. Türkiye’nin üretken bir ülke olduğunu ifade eden Nihat Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “GSMH 1 trilyon dolara yaklaşıyor. Kalkınma planında 2,5 trilyon dolar hedef kondu. Büyük, iddialı bir rakam. Bunu yapabilir miyiz? Evet yaparız. Ama nasıl? Bu enflasyonist ortamla bu dediklerimiz olmaz. Dünya daki yüzde 3-5-6 enflasyon bizde de…
Bu enflasyon yarın öbür gün düşmez, bir süreç bu… Şuna inanıyorum Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek, Hafize Gaye Erkan güzel şeyler söylüyorlar. Diyorlar ki ‘Dayanacağız, 2024’ün sonundan itibaren düzelmeyi göreceğiz.’ Bazıları geldi ‘İki ay sonra ben bunu düşüreceğim’ dedi. Bırak düşürmeyi katlayarak gitti. Yeni yönetim bir plan ortaya koydu. Herkesin buna saygı duyması lazım, destek olması lazım. Hepimiz inanacağız, destek olacağız.
Bizim bu enflasyon canavarından kurtulmamız lazım. Kurtulamazsak çalışanımız kaçar, nitelikli iş gücü bulamayız. Ben fakirleşirim, devlet bu işin altından kalkamaz. Hepimizin ne yayıp edip bu enflasyonu düzeltmemiz lazım. O zaman yabancı sermaye gelir. Enflasyonu düşürdüğünüz zaman faizler de ona paralel olarak düşecek. Zaten başka çareniz de yok. 2024 zor geçecek ama görüyoruz ki sonu iyi olacak.”
Adana'daki Meyve Suyu Fabrikası için Kredi Alındı
Nihat Özdemir, Adana’daki meyve suyu fabrikasını yüzde 100 büyüttüklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: " 100 bin ton meyve işliyorduk, 200 bin tona çıkardık. Ama Türkiye’den kredi almadık. Gittik İtalya’dan SACE kredisi kullandık. Krediyi tamamen İtalya’dan aldık. Fabrikanın yüzde 60 mamülü ihracata dönük olduğu için İtalya’dan kredi aldık. Kasım’da bakanlarımız gelecek ve resmi açılışı yapacağız.”
Yeni Hedef Suudi Arabistan
“Yurtdışında yeni hedef ülkemiz Suudi Arabistan” diyen Nihat Özdemir, “Orada bitirdiğimiz işler vardı, yeni işler almaya devam ediyoruz. Neom diye bir bölge yapıyorlar. Yeni bir Dubai yaratmaya çalışıyorlar. 2029 Kış Olimpiyatları’nı aldılar. Biz de orada iki iş aldık. Birine başladık, birinin sözleşmesini bugünlerde imzalayacağız. Suudi ortaklarımızla daha da iş almaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İşsizlik Yüzde 9 Seviyesinde!
Genç nüfusun Türkiye’nin en büyük silahı olduğuna dikkat çeken Nihat Özdemir, nitelikli iş gücünün korunması gerektiğini belirtti.
Özdemir, şunları söyledi:
“Covid’den sonra Türkiye’de büyük bir iş gücü açığı görüyorum. Şu anda işsizlik yüzde 9 seviyelerinde. Nitelikli iş gücünde işsiz olan yok. Sıfır diyebilirim. Covid’den sonra Avrupa, Amerika dahi inanılmaz iş gücü çekmeye başladı. Bizim doktorlarımızı, yazılım mühendislerimizi kaçırmamamız lazım. Uçuyorlar, hepsi gidiyor. Şu anda en önemli konumuz nitelikli iş gücü sıkıntısı ve büyüyerek devam edecek. Bir defa elindekini kaybetmeyeceksin.
Nitelikli iş gücünü, doktorları, yazılım mühendislerini, formenleri, operatörleri, nitelikli kamyon şoförlerini dahi kaçırmayacaksın. Fabrikalardaki usta başlarını kaçırmayacaksın. Çimentoda adam bulmakta zorlanıyoruz. Birbirimize diyoruz ki 'Ne olur birbirimizin elemanlarını çalmayalım.' Ben 10 lira veriyorum, o 11 veriyor, başka bir arkadaşım 12 veriyor. Bir şey de diyemiyorum haklı adam.
Kendi geçimini sağlamak için nasıl daha fazla para varsa oraya gidiyor. Bütün şirketlerimizde bu sıkıntı var. Biz de elemanımızı kaçırmamaya çalışıyoruz. Gözümüzün nuru gibi bakıyoruz çocuklarımıza. Bir firmada elemanın rahatsız olduğunu duyuyoruz mesela, hemen onu almaya çalışıyoruz. Başka birine söz vermesin diye…”
HABER MERKEZİ