Lohusa sendromu, doğum sonrası ilk altı haftada başlayabilen ve bazen bir ila iki yıl sürebilen bir durumdur. Üzüntü, kaygı, aşırı sinirlilik, bebeğe karşı ilgisizlik, suçluluk duygusu ve huzursuzluk gibi depresyon belirtileri ile kendini gösterir.

Kıymanın Bozulduğu Nasıl Anlaşılır?
Kıymanın Bozulduğu Nasıl Anlaşılır?
İçeriği Görüntüle

Hafif üzüntü ve kaygının görüldüğü “doğum hüznü” genellikle yedi ila on gün içinde kendiliğinden düzelirken, lohusa sendromu tedavi edilmediği takdirde anne sütünün kesilmesinden ciddi psikolojik sorunlara ve hatta intihara kadar uzanan riskler doğurabilir. Bu nedenle durumun erken fark edilmesi hayati önem taşır.

Lohusa Sendromu Kimlerde Daha Sık Görülür?

Doğum sonrası kadınlar, anne kimliğinin yanı sıra eş, evlat ve çalışan kimliklerini de sürdürmek zorundadır. Bu çoklu sorumluluklar ve yetersiz aile desteği, lohusa sendromunun görülme riskini artırır. Uzmanlara göre, destekten yoksun kalan ve yeni kimliğine adapte olmakta zorlanan kadınlar, bu sendrom için en yüksek risk grubunu oluşturur.

Doğum sonrası depresyon belirtileri gösteren kadınlar, özellikle eş ve aile desteği almadığında süreç daha zorlu bir hal alabilir. Bu nedenle hem hamilelik hem de doğum sonrası dönemde dikkatli olmak, risk gruplarını yakından takip etmek büyük önem taşır.

Lohusa Sendromu Nedir, Belirtileri Ve Riskleri Nelerdir 2

Lohusa Sendromu ile Başa Çıkmak için Neler Yapılabilir?

Lohusa sendromu ile mücadelede aile ve eş desteği kritik bir rol oynar. Anneler, bebek bakımı konusunda zorlandıklarında, güven duydukları birine bebeği teslim ederek kendilerine dinlenme imkanı sağlamalıdır. Günlük yürüyüşler yapmak, duş almak ve sosyal ilişkileri sürdürmek, psikolojik iyileşmeye katkı sağlar.

Ayrıca, lohusa depresyonunun ciddi bir rahatsızlık olduğu unutulmamalıdır. Bu süreçte uzman desteği alınarak tedaviye başlanmalı ve anne ile çevresine huzurlu bir ortam sağlanmalıdır.

Düzenli moral ve destek, tam bir iyileşmenin sağlanmasında en etkili faktörler arasında yer alır.

Muhabir: Sibel Bay