Apichatpong Weerasethakul, rüya filmini Sri Lanka’da buldu.

Bu yönetmenin adını telaffuz etmek zor, ama sinema dilini anlamak çok daha zor…

Taylandlı bağımsız sinemanın usta ismi Apichatpong Weerasethakul, kariyerine yeni bir halka eklemeye hazırlanıyor.

Altın Palmiye ödüllü yönetmen, 2010’daki “Amcam Boonmee Geçmiş Hayatlarını Hatırlayabiliyor” (Uncle Boonmee Who Can Recall Past Lives) ile dünya sinemasının en özgün seslerinden biri olduğunu kanıtlamıştı.

“Memoria” (2021) ile Cannes’da ayakta alkışlanan Weerasethakul, şimdi Sri Lanka’da çekilecek “Jengira’nın Muhteşem Rüyası”na odaklanıyor.

Şubat 2026’da Çekim Başlıyor

Yönetmenin uzun zamandır hazırlığını yaptığı proje, Şubat 2026’da Sri Lanka’da sete çıkıyor.

Hikaye, kocasının küllerini Sigiriya’da dağıtmak için yola çıkan dul bir kadını merkezine alıyor.

Weerasethakul, bu film için “2001: Bir Uzay Destanı”nın yazarı Arthur C. Clarke’tan da ilham aldığını “Sri Lanka’da yaşadı ve öldü. ‘Cennetin Çeşmeleri’ kitabı bana ilham verdi” sözleriyle açıkça itiraf etti.

Tilda Swinton Geri Dönecek mi?

“Memoria”da birlikte çalıştığı Tilda Swinton, daha önce filmde rol alacağını ve çekimler için Sri Lanka’da aylarca kalacağını açıklamıştı.

Rüyada Fotoğraf Çekmek, Çektirmek, Poz Vermek ve Başkasının Fotoğrafını Görmek Ne Anlama Gelir?
Rüyada Fotoğraf Çekmek, Çektirmek, Poz Vermek ve Başkasının Fotoğrafını Görmek Ne Anlama Gelir?
İçeriği Görüntüle

Ancak Swinton’ın projede kesin olarak yer alıp almayacağı hala netleşmiş değil.

Weerasethakul’un En Uzun Filmi mi Geliyor?

Bu arada Weerasethakul, filmin süresine dair şimdiden dikkat çekici uyarılarda bulunuyor: “Üç veya dört saatlik bir film için, yalnızca hayalimden ve rüyalarımdan yola çıkarak bir taslak yazdım.”

Bu sözler, “Jengira’nın Muhteşem Rüyası”nın yönetmenin bugüne kadarki en uzun filmi olacağını gösteriyor.

Hatırlatalım, “Memoria” 136 dakikalık süresiyle Taylandlı yönetmenin filmografisinin şimdilik zirvesinde.

Ya Sev Ya Terk Et

Yeri gelmişken şunu da belirtelim, Weerasethakul’un sinemasını anlamak kolay değil; kimileri için büyüleyici, kimileri içinse dayanılmaz.

Doğayı, rüyaları ve bilinçaltını merkezine alan filmleri, klasik anlatı yapısına meydan okuyan tuhaf bir ritme sahip.

Seveni tam seviyor, sevmeyeni ise nefret ediyor. Tam da bu yüzden, onun filmleri sinemada eşine az rastlanan deneyimler sunuyor.

Şimdi o deneyim “Jengira’nın Muhteşem Rüyası”nda yaşanacak. Üstelik yönetmenin bugüne kadarki en uzun filmi olmaya aday.

Sabırları zorlar mı, yoksa büyüler mi; onu hep birlikte göreceğiz.

Muhabir: Ersan Akbaş