Meyve isimleri, dilsel ve kültürel etkileşimlerin bir sonucu olarak Türkçeye kazandırılmıştır. Her bir meyve ismi, tarihsel süreçte farklı dillerden alınmış ve Türkçeye adapte edilmiştir.

Meyve isimleri, halk arasında yaygın olarak kullanılan kelimeler olmakla birlikte, kökeni ve tarihsel gelişimi bakımından oldukça zengin bir geçmişe sahiptir. Birçok meyve ismi, farklı dillerden alınarak Türkçeye kazandırılmış ve zaman içinde halk arasında yaygınlaşmıştır. 

Meyve İsimlerinin Kökenleri Nereden Geliyor 1

Elma

Türkçede elma kelimesi, tamamen öz Türkçedir. 1070 yılına ait ünlü eserlerden biri olan Divan-ı Lugat-it Türkte, elma kelimesi almıla ve alma şeklinde kullanılmıştır. Bu kelime, Türkçe'de uzun bir süre halk arasında yaygınlaşmış ve günümüze kadar gelmiştir. Bunun dışında, Moğolcada elçin olarak karşılık bulan bu kelime, Türkçeye geçmiş ve modern Türkçede de aynı biçimiyle kullanılmaktadır.

Alzheimer Teşhisinde Pratik ve Doğru Kan Testi Alzheimer Teşhisinde Pratik ve Doğru Kan Testi

Portakal

Portakal, kelime olarak İtalyanca Portogallo (Portekiz) kelimesinden türetilmiştir. İlk kez 1800’lerde yazılmış olan Kenz-ül İştiha Tercümesi adlı eserde Portekiz turunç meyvesi olarak geçen bu kelime, zamanla halk arasında yerleşmiş ve günümüzde portakal olarak kullanılmaya başlanmıştır. Portekiz kelimesi, dönemin kültürel etkileşimlerinin bir yansıması olarak, meyve adıyla bütünleşmiştir.

Üzüm

Üzüm kelimesi, öz Türkçedir ve Türk dilindeki -üz kökünden türetilmiştir. Bu kök, aynı zamanda "koparmak" anlamını taşır. 1070 yılına ait Divan-ı Lugat-it Türk adlı eserde üzüm olarak yer alır ve Türkçeye kazandırılan ilk kelimelerden biridir. Bu kelime, hem semantik olarak hem de fonetik olarak Türkçeye uyum sağlamış ve halk arasında benimsenmiştir.

Kiraz

Kiraz, kökeni Yunanca kerasi kelimesine dayanan bir meyve ismidir. Bu kelime, ilk olarak 1300’lerde yazılmış olan Codex Cumanicus adlı eserde kiras olarak kullanılmıştır. Yunan kültürünün etkisiyle dilimize giren bu kelime, zamanla halk arasında yaygınlaşarak kiraz şeklinde Türkçeye yerleşmiştir.

Armut

Armut, Farsça kökenli bir kelimedir ve urmod-armud şeklinde türetilmiştir. Bu kelime, 1070 yılına ait Divan-ı Lugat-it Türk adlı eserde armud olarak geçer. Armut, Türkçede zamanla halk arasında kullanılan bir meyve adı haline gelmiş ve Türkçeye uyumlu bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Farsçadan gelen bu kelime, bölgesel kültürel etkileşimi gösteren bir örnek olarak önem taşır.

Kavun

Kavun kelimesi, öz Türkçedir ve eski Uygurca kaynaklarda kağun veya kabun şeklinde yer almaktadır. Bu kelime, Türklerin tarihsel sürecinde halk arasında hızla benimsenmiş ve Türkçeye kazandırılmıştır. Kavun, Türk kültüründe önemli bir meyve olup, tarih boyunca pek çok farklı çeşidiyle yetiştirilmiş ve farklı coğrafyalarda sevilen bir meyve halini almıştır.

Karpuz

Karpuz, Yunanca kökenli bir kelimedir ve karpos kelimesinden türetilmiştir. İlk olarak 1300’ler civarında yazılmış olan Kitabü-l İdrak adlı eserde karbus olarak kullanılmıştır. Karpuz ismi, Türkçe’ye geçiş sürecinde fonetik olarak değişim geçirmiş ve halk arasında yaygınlaşmıştır. Türkçede de karpuz adıyla tanınan bu meyve, yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi olmuştur.

Muz

Muz, Arapça mevz veya muz ve Farsça moz kelimelerinden türetilmiştir. Kelimenin en eski kaynağı, Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı eserine dayanmaktadır. Muz, hem Arap dünyası hem de Fars dünyasında yaygın bir meyve olup, Türkçeye de bu etkileşimle girmiştir. Bugün, Türkçede muz olarak bilinen bu meyve, tropikal iklimlerin vazgeçilmez meyvesi olarak tüm dünyada tüketilmektedir.

Şeftali

Şeftali, Farsça şaftalu kelimesinden türetilmiştir. Şaft, kaba anlamına gelirken, alu da erik anlamına gelir. İlk olarak 1500’lerde yazılmış olan Kitabü-l İdrak Haşiyesi adlı eserde şeftali kelimesi yer almaktadır. Fars kültüründen gelen bu kelime, Türkçeye zamanla benimsenmiş ve günümüzde yaygın olarak şeftali olarak kullanılmaktadır.

Çilek

Çilek, çigelek kelimesinin değişimiyle türetilmiştir. Çige, meyvenin etli ve sulu kısmına verilen bir isimdir. 1533 yılına ait Regola del Parlare Turco adlı eserde çiyalak veya çigelek olarak geçen bu kelime, zamanla halk arasında yaygınlaşarak günümüzde çilek olarak kullanılmaktadır. Bu değişim, Türkçedeki fonetik özelliklerin ve dilsel evrim sürecinin bir yansımasıdır.

Nar

Nar, Farsça nar-anar-enar kelimesinden türetilmiştir. 1341 yılında yazılmış olan Tezkiret-ül Evliya adlı eserde nar veya enar olarak geçer. Nar, hem Fars kültüründe hem de Türk kültüründe önemli bir yer tutan bir meyve olup, sembolik olarak da farklı kültürlerde anlamlar taşımaktadır.

Muhabir: Sibel Bay