Dünya müzik tarihinin en çok konuşulan figürü Michael Jackson, kariyeri boyunca sadece sanatı ile değil, ten rengindeki radikal değişimle de tartışmaların odağında yer aldı.
Çocukluk yıllarında orta-kahverengi olan cildinin zamanla tamamen beyazlaması, kamuoyunda "kendi ırkından utanıyor" iddialarının yayılmasına neden oldu.
Ancak bu görsel değişimin arkasında, popun kralının milyonların gözü önünde vermek zorunda kaldığı büyük bir sağlık mücadelesi yatıyordu.
Ciltteki Beyaz Lekelerin Nedeni: Vitiligo
Michael Jackson’ın ten rengindeki açılmanın temel sebebi, tıp dünyasında vitiligo olarak bilinen kronik bir deri hastalığıydı.
Derideki pigment kaybına yol açarak beyaz lekeler oluşturan bu rahatsızlık, Jackson’a babası ve dedesinden genetik bir miras olarak geçmişti.
Sanatçı, özellikle 80'li yılların başında cildinde beliren bu yamalı görüntüyü uzun süre halktan gizlemeye çalıştı.
Lekeler belirginleştikçe uzun kollu kıyafetler ve yoğun makyaj, sanatçının günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Lupusun Tetiklediği Zorlu Süreç
Sanatçının sağlık sorunları sadece vitiligo ile sınırlı kalmadı; Michael Jackson aynı zamanda lupus adlı otoimmün bir hastalıkla da mücadele ediyordu.
Bağışıklık sisteminin vücut dokularına saldırdığı bu hastalık, vitiligonun yayılma hızını artırırken cildini güneş ışığına karşı aşırı hassas hale getirdi.

Jackson'ın dışarıda sık sık şemsiye kullanması, bir moda tercihinden ziyade cildini güneş yanıklarından korumak için aldığı zorunlu bir tıbbi önlemdi.
Beyazlatma İddiaları ve Tıbbi Gerçekler
Hastalık ilerleyip vücudunun büyük bir kısmını kapladığında, Jackson doktor kontrolünde özel içerikli kremler kullanmaya başladı.
Bu kremler, vitiligolu bölgeler ile tenin geri kalan koyu kısımları arasındaki renk farkını eşitleyerek bütünlük sağlamayı amaçlıyordu.
Ancak bu uygulama, medyanın "tenini bilerek beyazlatıyor" suçlamalarına zemin hazırladı.
Sanatçı tüm bu iddiaları reddederek 1993 yılında hastalığını dünyaya duyurdu.
Gerçeklikten uzak eleştiriler ve toplumsal linç kampanyaları, sanatçıyı hayatının sonuna kadar psikolojik olarak yıpratmaya devam etti.
Otopsi Raporu Spekülasyonlara Son Verdi
2009 yılındaki vefatının ardından hazırlanan resmi otopsi raporu, Michael Jackson’ın yıllardır dile getirdiği savunmaları bilimsel olarak kanıtladı.
Adli tıp uzmanları, sanatçının vücudunda yaygın vitiligo lezyonları bulunduğunu resmen tescil etti.
Böylece Jackson’ın dış görünüşündeki değişimin bir kimlik arayışı değil, bir sağlık zorunluluğu olduğu kanıtlanmış oldu.



