Kadıköy’de 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin davada, suça sürüklenen B.B. ve U.B.’ye verilen 24’er yıl hapis cezasının gerekçesi açıklandı. M.A.D. ve A.Ö. ise delil yetersizliği nedeniyle beraat etti.
Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin açıkladığı gerekçeli kararda, B.B. ve U.B.’nin öldürme kararını ne zaman aldıklarının ve bu kararı hayata geçirmek için ne zaman harekete geçtiklerinin kesin şekilde belirlenemediği ifade edildi.
Mahkeme, tarafların ilk karşılaşması ile cinayet arasında yaklaşık 10-15 dakikalık bir süre geçtiğini vurgulayarak, bu kadar kısa bir zaman aralığında sanıkların “tasarlayarak öldürme” kastıyla hareket ettiklerinin kabul edilemeyeceğine hükmetti.
Bu nedenle, kararda “tasarlayarak öldürme” nitelikli halinin uygulanmadığı belirtildi.
Kararda ayrıca, B.B.’nin bıçakla çok sayıda darbe vurmasının veya U.B.’nin yere düşen mağdura tekme atmasının “canavarca hisle hareket” sayılmayacağı kaydedildi.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için sanıkların psikolojik durumunun belirlenmesi gerektiği, ancak böyle bir tespitin yapılmadığı vurgulandı.
Mahkeme, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması yönündeki talepleri de reddetti.
Tanık anlatımları ve sanık ifadelerinin birbiriyle çeliştiğini belirten heyet, mağdurun ilk haksız eylemi gerçekleştirdiğine dair net bir kanıt bulunmadığını bildirdi.
Gerekçeli kararda, çocuklara uygulanan ceza miktarlarının yaş ve bilinç düzeyine göre belirlenmesi gerektiği hatırlatıldı.
B.B. ve U.B.’nin 15 yaşını doldurmuş olmalarına rağmen, eylemleri ve yazışmalarına bakıldığında yaşıtlarına göre suç bilincinin daha yüksek olduğu ifade edildi.
Mahkeme, B.B.’nin cezaevinden U.B.’ye yazdığı “Ama kimseye de kendini ezdirme, kimseyi de ezme. Düzenini kur baba orada. Benim burada düzenim var” şeklindeki mektubun da bu bilinç düzeyini gösterdiğini belirtti.
Heyet, sanıkların eylem sonrası pişmanlık göstermemesi ve metro güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde B.B.’nin olayı arkadaşlarına anlatma biçimini de dikkate alarak cezalarında herhangi bir indirim uygulamadı.
Beraat Eden Sanıklar için Delil Yetersizliği Vurgusu
Gerekçeli kararda, M.A.D. ve A.Ö.’nün “yardım etme suretiyle suça iştirak” ettikleri iddiasına ilişkin yeterli delil bulunmadığı vurgulandı.
Tanık ifadelerinde, her iki sanığın da saldırıya doğrudan katıldıklarına dair bir gözlem yer almadığı belirtildi.
Mahkeme, M.A.D. ve A.Ö.’nün maktulle herhangi bir husumetinin ya da önceden tanışıklığının bulunmadığının, mağdur ailesinin ve tanıkların beyanlarıyla da doğrulandığını aktardı.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“İncelenen dijital materyaller ve iletişim kayıtlarında, çocukların olaydan önce B.B. ve U.B. ile olaya ilişkin herhangi bir yazışmasının tespit edilemediği, ayrıca aileler arasında da olay öncesine dair bir iletişim bulunmadığı belirlenmiştir. Görüntülerde sanıkların zaman zaman bir arada görülmesine rağmen aralarında nasıl bir konuşma geçtiği tespit edilememiştir. Bu nedenle, M.A.D. ve A.Ö.’nün eyleme iştirak ettiğine dair kesin bir kanaate varılamamıştır.”
Mahkeme, her iki sanığın olay anında pazar yerinde ya da olay sonrası aynı metrobüste bulunmalarının, tek başına suç iradesi taşıdıkları anlamına gelmeyeceğini belirtti.
M.A.D.’nin “bıçağın teminini kolaylaştırdığı” yönündeki iddiaların ise kamera kayıtlarıyla doğrulanamadığı ifade edildi.
Bilirkişi raporunda yer alan kamera açısı, çözünürlük ve mesafe gibi teknik gerekçeler hatırlatılarak, “B.B’nin bıçağı sol kol bilek arasına koyarcasına hareket ettiği” tespitinin, M.A.D.’nin bu durumu bildiğini gösterir nitelikte olmadığı kaydedildi.
Ayrıca mahkeme, M.A.D. ve A.Ö.’nün B.B. ve U.B.’ye moral ya da cesaret vererek suça katkı sundukları yönündeki iddiaların da yalnızca yorumdan ibaret olduğunu belirtti. Dosyada, bu yönde somut bir delil bulunmadığı ifade edildi.
Sonuç olarak, M.A.D. ve A.Ö.’nün suçun işlenmesine yardım ettiklerine veya olayın planlanmasına dahil olduklarına dair “her türlü şüpheden uzak” kanıt bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verildi.
