Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti ve üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen suikast hala hafızalardan silinmedi.
Akademik çalışmaları, araştırmaları ve Türkiye’nin yakın tarihine dair önemli uyarılarıyla bilinen Hablemitoğlu, suikastının ardından çeşitli soruşturmalar ve ölümüne ilişkin yürütülen davalarla gündemde kalmaya devam ediyor.
18 Aralık 2025’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenecek anma programı, Hablemitoğlu’nun mirasını ve akademik katkılarını yeniden hatırlatacak.
Hablemitoğlu Suikastı: Gazete Manşetlerinde Yankılandı
Necip Hablemitoğlu’nun 2002’de uğradığı suikastın ardından gazete manşetleri olayın boyutunu yansıttı. Gazeteler, Hablemitoğlu’nun devletin hassas konularındaki araştırmaları ve çalışmaları sebebiyle hedef alındığını belirtti.
O dönemde bazı gazeteler manşetlerinde şu ifadelere yer verdi:
-
“Derin suikast – Devletin hassas olduğu konularda araştırmalarıyla tanınan Hablemitoğlu vurularak öldürüldü.”
-
“Derin cinayet – DGM’deki Gülen davası ve Alman vakıflarıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan ve ‘çok şey bilen’ Hablemitoğlu’nu Ankara’da vuranlar kaçtı.”
-
“Başkentte kanlı pusu – İslamcı terör ve Fethullahçı yapılanmalara ilişkin çalışmalarıyla tanınan Hablemitoğlu öldürüldü.”
Hablemitoğlu, FETÖ Tehlikesini Yıllar Önce Kitabında Anlatmıştı
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, vefatının ardından çıkan "Köstebek" adlı kitabında, çalışmaları esnasında telefonlarının dinlendiğinden ve bilgisayarındaki elektronik posta ile dosyalarının kopyalandığından söz etti. Bu sebeple başka bir bilgisayarı internete bağlamadan kullanmak zorunda kaldığını ifade etti.
2003’te yayımlanan kitapta Hablemitoğlu, yıllar sonra FETÖ olarak tanımlanacak yapıya yönelik dikkat çekici tespitlere yer verdi. “Fetullahçılar” biçiminde tanımladığı bu yapının devlette nasıl kadrolaştığını, özellikle Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nı nasıl kontrol altına aldığını ve karşıt girişimleri nasıl önlediklerini kapsamlı şekilde kaleme aldı.
Hablemitoğlu, kitabında Fetullahçılar için “Türkiye’nin yüz yüze olduğu en tehlikeli tehdit odağıdır” ifadesini kullanarak, bu yapının silahlı bir örgüt haline gelmeye başladığı uyarısında da bulundu.
Hablemitoğlu Suikastına İlişkin Birçok İddia Ortaya Atıldı
Necip Hablemitoğlu cinayetinin sonrasında yürütülen ilk soruşturmayı, dönemin Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal üstlendi. 2003’te İstanbul’da beş kişiyi para için öldürmekten yargılanan bir sanık, duruşmada Hablemitoğlu suikastının sorumluluğunu üstlendiğini iddia etti. İddia üzerine bazı tanık beyanlarına başvurulurken, olayı netleştirecek delillere ulaşılamadı.
Hablemitoğlu’nun araştırmaları sebebiyle başka ülkelerin istihbarat servisleri tarafından hedef alındığı yönünde iddialar ortaya atıldı fakat bu iddiaları destekleyen herhangi bir kanıt bulunamadı.
Ergenekon davası sürecinde ise Hablemitoğlu cinayetinin arkasında “Ergenekon terör örgütü”nün olduğu öne sürüldü. Bununla beraber dava çerçevesinde müdahillik önerisi, Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu tarafından kabul edilmedi.
Hablemitoğlu Suikastında FETÖ Bağlantısı Ortaya Çıktı
Yıllar geçmesine rağmen çözülmemiş olan Necip Hablemitoğlu cinayeti, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden kısa bir süre önce yeniden gündeme geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün darbe girişiminden bir gün önce, 14 Temmuz 2016’da tamamladığı iddianamesinde Hablemitoğlu suikastına da değindi.
İddianamede, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında, silahlı terör örgütü kurarak anayasal düzeni değiştirmeye yönelik girişim sebebiyle dava açıldı ve Hablemitoğlu cinayeti ile FETÖ bağlantısı vurgulandı.
İddianamede ek olarak, “Fetullahçılar bu suikastı Ergenekon’un işi gibi göstermek için yoğun çaba sarf etmiş ve davada yalancı tanıklar kullanmışlardır. Hablemitoğlu’nun öldürülmesinde yalnızca cemaatin çıkarı bulunmaktadır” ifadesine değinildi.
FETÖ İddiasıyla Hablemitoğlu Cinayeti Yeniden Mahkemeye Taşındı
Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin soruşturma, üzerinden 20 yıl geçmesinin ardından tekrar ele alınarak 11 Kasım 2022’de nihayete erdirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, Hablemitoğlu suikastında FETÖ’nün etkisi olduğuna işaret eden bulgular çerçevesinde dava açtı.
Dava kapsamında, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile emekli Albay Levent Göktaş’ın da aralarında yer aldığı 6’sı tutuklu toplam 10 sanık yargılanıyor. Sanıklardan, Gülen ve FETÖ firarisi Mustafa Özcan’ın yanı sıra Enver Altaylı ve Aydın Köstem, “tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan; emekli albaylar Levent Göktaş ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile emekli binbaşı Fikret Emek ise “tasarlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanıyor.
Eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ve FETÖ firarisi Serhat Ilıcak ise “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Ayrıca, Göktaş’ın emir astsubayı Mehmet Narin hakkında “suç örgütüne üyelik” suçundan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mahkeme, Sanıkları Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bıraktı
Necip Hablemitoğlu suikastına yönelik görülen dava, 14 Şubat 2023’te Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. 18 Mayıs 2023 tarihli duruşmada, davanın tutuklu sanıkları Levent Göktaş, Enver Altaylı, Nuri Gökhan Bozkır, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Aydın Köstem ve Fikret Emek, “yurt dışına çıkış yasağı” biçiminde adli kontrol tedbiri kapsamında tahliye edildi.
Adli kontrol şartlarını ihlal eden Bozkır hakkında 3 Temmuz 2023’te tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Bozkır, 2 Ocak 2024’te Ankara’da yakalanarak, bir gün sonra mahkemece adli kontrol kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
Sanıkların yargılanmasına 30 Ocak 2026 tarihinde devam edilecek.
Necip Hablemitoğlu, Suikastının 23. Yılında Karşıyaka Mezarlığı’nda Anıldı
23 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Necip Hablemitoğlu, Karşıyaka Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı.
Anma törenine Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, kızları Kanije ve Uyvar Hablemitoğlu, Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, CHP Çankaya İlçe Başkanı Ali Balta, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Emre Doğan, Cumhuriyetçi Vatansever Parti Genel Sekreteri ve Genel Saymanı Eren Kalpakcı ile Ankara İl Başkanı Ayşe Ülkü Ülger katılım sağladı.
Necip Hablemitoğlu Kimdir?
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 1954 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu’ndan 1977 yılında mezun olduktan sonra akademik kariyerine Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora yaparak başladı.
Hablemitoğlu, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” adlı dergiyi yayımladı ve uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak görev yaptı. Araştırmaları, Orta Avrupa ve Balkanlar’daki Türk eserleri, Türk azınlıkları ve şehitlikler üzerine yoğunlaştı. Akademisyen, “Sovyet Rusya’da Ölüm Kampları”, “Türksüz Kırım: Yüz Binlerin Sürgünü”, “Çarlık Rusyası’nda Türk Kongreleri (1905-1917)”, “Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)” ve “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” gibi önemli eserler kaleme aldı.
Ankara Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve devrim tarihi dersleri veren Hablemitoğlu, Çankaya’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Kendisi gibi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu ile evli olan Hablemitoğlu, Kanije (Osmanlı’nın en batıdaki kalesi) ve Uyvar (Osmanlı’nın en kuzeydeki kalesi) adında iki kız çocuk babasıydı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Anma Programı Düzenlenecek
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 18 Aralık 2025 tarihinde Dr. Necip Hablemitoğlu anısına özel bir etkinlik düzenleyecek. Etkinlik, Hablemitoğlu’nun akademik çalışmaları, eserleri ve Türkiye’nin yakın tarihine dair katkılarını gündeme taşıyacak.
Düzenlenecek olan anma programında, Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, avukatı Ersan Barkın ve ceza hukukçusu Sertaç Işıka, suikast davasındaki güncel gelişmeleri ve Hablemitoğlu’nun Türkiye için taşıdığı önemi ele alacak.
