BM Güvenlik Konseyi’nde Gazze için ABD tarafından sunulan ve Barış Kurulu ile Uluslararası İstikrar Gücü kurulmasını öngören tasarının kabul edilmesi, Rusya’dan tepki aldı. Oylamada çekimser kalan Rusya ve Çin’in ardından Moskova, kararın uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Filistin yönetimini süreç dışına ittiğini belirten bir açıklama yayımladı.
Tasarı Filistin’i Sürecin Dışında Bırakıyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen kararın, Gazze'nin yönetimi ve Filistinlilerin geleceğinin şekillenmesi sürecinde Filistin yönetimine rol vermediğini ifade etti. Bakanlık, bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
İsrail’in Yükümlülükleri Tasarıda Yer Almıyor
Açıklamada, kararda İsrail’in işgalci güç olarak Filistin topraklarından çekilmesi ve ilhak planlarından vazgeçmesi gibi uluslararası hukukta tanımlanan yükümlülüklerin bulunmadığına dikkat çekildi. Rusya, bu eksikliğin barış çabalarını zayıflattığını savundu.
BMGK ve BM Sürecin Dışına İtiliyor
Moskova, tasarının Gazze’de kurulması planlanan yapıların denetimi ve uluslararası güçlerin konuşlandırılması gibi kritik aşamalarda BMGK ile BM Sekreterliği’nin devre dışı bırakıldığını kaydetti. Bu durumun konseye barış ve güvenliği sağlama konusunda herhangi bir yetki vermediği belirtildi.
“Uluslararası Kararlara Aykırı”
Rusya, kabul edilen kararın 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören uluslararası hukuk kararlarıyla uyumlu olmadığını “Kabul edilen 2803 sayılı karar, BMGK'ye barış ve güvenliğin korunması konusunda yetki vermiyor. Bu karar, İsrail ile barış ve güvenlik içinde varlığını sürdüren ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan toprak bütünlüğüne sahip bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören uluslararası hukuk kararlarına aykırı” sözleri ile vurguladı. Bunun, iki devletli çözüm sürecine zarar verdiği ifade edildi.
Moskova, ABD’nin son iki yılda Gazze’de ateşkesi amaçlayan tüm tasarıları veto ettiğini hatırlatarak, “Washington, son iki yılda Gazze'de ateşkesin sağlanmasını öngören tasarılara karşı veto hakkını sürekli kullanmasaydı, bölgedeki savaş ve sivil halkın çektiği acılar çoktan durdurulabilirdi” açıklamasında bulundu.
