Mürvet KARA'nın 28 Şubat 2024 tarihli yazısı: 'Emekliye Ayrıldın Artık Çalışamazsın'

Geçtiğimiz günlerde, yaşadığım apartmanın neredeyse 10 yıllık emektarı olan apartman görevlimiz, emekliye ayrılmak istediği için kıdem tazminatı ödenerek işten çıkartıldı. Elimden geleni yapmama rağmen bu gidişatı durduramadım. Ancak böyle bir adaletsizliği yazmadan da edemezdim.

İnsanlar EYT dolayısıyla erken yaşta emekliye ayrılıyor. Özellikle son zamanlarda emeklilerin sayısında ciddi bir artış var ancak emekli olan insanların pek çoğu hâlâ bir aile geçindirmek durumunda. Omuzlarındaki yük henüz hafiflemiş değil. İnsanlar çalışırken elde ettikleri geliri yeterli bulmadığından, emekli maaşı ve çalışma hayatından kazandıkları parayı birleştirerek yaşama tutunmayı deniyor ve biz, emekliye ayrılmak isteyen bir apartman görevlisini kapı dışarı ediyoruz! Hem de bu geçim zorluğunda! Bu ekonomik darboğazda aynı apartmanı yıllarca paylaştığımız insanlara “Kış kış” diyebiliyoruz.

El insaf! Böyle iş olur mu? Olmaz. Pek çok insan bu durumun farkında ancak farkında olduğu hâlde neden bu vicdansızlığı yapıyor? 40 tane dairenin bulunduğu apartmandan bir apartman görevlisinin asgari ücretlik maaşı toplanamaz mı? Hem de herkesin işi gücü, hâli vakti yerindeyken?

Apartmanın merdivenlerini silmek, kazanını yakmak, ev ev temizlik yapmak, market alışverişini halletmek dile kolay gelse de bu insanların bir anda kapının önüne koyulmasını benim aklım almıyor.

Durup düşünüyorum, apartman görevlisinin eşi de durdurak bilmeden apartman için çalışıyor ancak ona da gündelik parası haricinde bir maaş verilmediği için dışarıya çocuk bakmaya gidiyor. Hâl böyleyken zaten işin bu noktaya gelmesi beni şaşırttı mı? Asla.

Geçtiğimiz gün apartman görevlimizin evi taşıdığını öğrendim. Elimde sonuçsuz kalmış bir niyet vardı sadece. Veda anının her geçen gün biraz daha yaklaştığını anladım o esnada.

Şimdi ise aynı güvenle ve huzurla apartmanımızı kime emanet edeceğimizi düşünüyorum sadece. Bir de insanların bu geçim sıkıntısı içerisinde nasıl hayata devam edeceklerini…

Hâlbuki el ele versek, hepimiz birbirimizi yaşatacak kadar güce sahip oluruz. Dayanışmanın anlamı da budur. Kıymeti de burada yatar. Özellikle ekonomik buhran zamanlarında bu dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu unutmamak ümidiyle...

Hepimize; dayanışmalı, merhametli, saygı ve sevgi dolu günler diliyorum.