Sevdenur Namalan'ın 7 Şubat 2023 tarihli yazısı: Postmodernizm
20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan postmodernizm kavramı, 1960’lı yıllardan sonra kullanılmaya başlandı. Düşüncenin temeline baktığımızda postmodernizmin, tek bir doğruyu reddederek gerçekliğin söylemler üzerine oluştuğunu savunduğunu görürüz. Postmodernizm kavramının kelime anlamına baktığımızda tam olarak ne anlama geldiği bilinmemekle birlikte kimilerine göre dönem adı, kimilerine göre yeni bir söylemin adıdır. 1979 yılında filozof Lyotard, postmodernizmi “La Condition Postmoderne” adlı eserinde tanımlamıştır. Burada postmodernizmi, üst anlatıların sorunu olarak aktarmaktadır. Postmodernizm batı felsefecileri tarafından sıkça kaleme alınarak üzerinde durulan bir kavram. Bu felsefeciler; Rauschenberg, Barthes, Barthalime ve Pynchon gibi isimlerdir.
Postmodernizm kavramı felsefede kullanıldığı gibi sanatta, mimaride, edebiyatta, dansta, müzikte, tarihte ve psikoanalizde de karşımıza çıkıyor. Bu kavram üzerine 80’li yıllarda araştırmalara başlanmış, özellikle bu yıllarda bir postmodern tartışma ortaya çıkmıştır. Postmodernizm beraberinde başka terimlerle de kullanılmaktadır. Modernizm bu terimlerin başında gelir. Genellikle sanatla beraber anılan modernizm, klasizme karşı ortaya çıkmıştır.
Postmodernizm kavramının kullanıldığı yerlere baktığımızda ilk defa ABD’de edebiyat tartışmasında çıktığını söyleyebiliriz. Postmodernizme karşı olan Frankfurt Okulu teorisyenlerinden Habermas, postmodern mimariye eleştiriler getirmiş, kulis mimarisi olarak nitelendirmiştir.
Postmodernizm tanımı pek çok düşünür tarafından farklı tanımlanmaktadır. Jameson’a göre postmodernizm; sanayi ötesi, ulus devlet, tüketim toplumu olarak ifade edilen geç kapitalizmin kültürel mantığıdır. Postmodernizm; modernizmin kurumlarını, siyasal hareketlerini, yasalarını, geliştirdiği ahlakı ve düşünceleri meşrulaştıran büyük hikâyelerin bittiği, bilgi kuramının yeniden ele alındığı, ilerleme ve kalkınma kavramının içeriğini yitirdiği, sürüleşmiş, standartlara bağlanmış bir bireyden, davranışları ve tercihleri farklı olan kişiliklerin ve kimliklerin geliştiği kaos dönemi olarak tanımlanmaktadır.
Postmodernizm siyasal açıdan incelendiğinde, radikal ve muhafazakâr anlayışa sahip olduğunu görürüz. Bireyler kimlik ve kültür anlamında radikal, sistem değişikliği anlamında ise muhafazakârdır.
Postmodernizm, 1940 ve 1950’li yıllarda şiir ya da mimari biçimleri tasvir etmek amacıyla kullanılmıştır. Kültür alanında modernizmden sonra ortaya çıkan postmodernizm, modernizmin yarattığı sıkıntıları gidermeyi hedeflemektedir. Postmodernizm, küreselleşmenin hâkim olduğu, toplumsal yaşamda bilginin ticarileştiği 20. ve 21. yüzyıldaki kapitalizmle de bağlantılıdır. Yaşanan toplumsal krizler toplumu bazı arayışlara yönlendirmiş, sunulan çözüm önerileri ise toplumsal değişimi doğurmuştur. Postmodernizm de farklılıkların üzerine kurulu bir düşünce olup, farklı kültürler üzerine kuruludur. Bu anlamda birleşik postmodern toplumsal kuram diye bir şey yoktur. Postmodern anlamda bir araya gelen kuramlar çeşitlilik göstermektedir. Postmodernizm, bütünleştirici yaklaşımı reddederek egemen anlayışa başkaldırır.