Geceleri hava sıcak olsa bile çoğu insan battaniye veya çarşaf kullanmadan uyumakta zorlanıyor. Bu alışkanlığın yalnızca konforla ilgili olmadığı, hem fizyolojik hem de davranışsal nedenlere dayandığı belirtiliyor.
Tarihsel olarak battaniye ve yatak takımları, lüks kabul edilen eşyalar arasındaydı. MÖ 3500’lerde Mısır’da kullanılan keten çarşaflar ya da Orta Çağ Avrupa’sındaki pamuklu örtüler, yalnızca zenginlerin erişebildiği ürünlerdi. Bugün ise battaniye sıradan bir eşya olsa da, üzerimizi örtme alışkanlığı çok daha köklü bir temele dayanıyor.
Vücut Sıcaklığı ve Uyku İlişkisi
Uykuya geçmeden yaklaşık bir saat önce vücut ısısı düşmeye başlar. Bu süreç, melatonin hormonunun salgılanmasıyla bağlantılıdır ve uykuya geçişi kolaylaştırır. Araştırmalar, vücut sıcaklığının küçük bir farkla bile düşürülmesinin uyku kalitesini artırdığını göstermektedir.
Gece boyunca ise vücut ısısı sabit kalmaz. Uyku sürecinin ilk saatlerinde sıcaklık düşerken, sabaha karşı en düşük seviyeye iner. Özellikle hızlı göz hareketi (REM) evresinde vücut, ısı dengesini korumakta zorlanır. Bu nedenle sıcak iklimlerde bile gece yarısından sonra örtü kullanmak, vücut için bir denge unsuru haline gelir.
Davranışsal Alışkanlıklar
Bebeklikten itibaren battaniye veya örtüyle uyumaya alışırız. Ebeveynlerin çocukları örtmesi, uyku ile battaniye arasında bilinçaltı bir bağ kurulmasına yol açar.
Bu alışkanlık, yetişkinlikte de devam eder ve çoğu insan gece üşüme ihtimaline karşı örtünmeyi tercih eder.
Kültürel Farklılıklar
Araştırmalar, ekvator kuşağındaki sıcak iklimlerde bile insanların uyurken mutlaka üzerini örttüğünü ortaya koyuyor. Farklı kültürlerde değişen uyku düzenleri olsa da, neredeyse hiçbir toplumun doğrudan çıplak zeminde ve örtüsüz uyumadığı görülüyor.
Bu da örtünme ihtiyacının evrensel bir davranış olduğunu düşündürüyor.