ARDA KEMAL ATAY

Geçirdiği kaza sonucu 18 yıl felçli kalan resim öğretmeni Tuğrul Cankurt, sandalyesine bağlı bir aparat sayesinde resme kaldığı yerden devam etmişti. Vücudunun yüzde 97’sini kullanamayan Cankurt, sağ koluna bağlı olan fırçayla 6 kişisel sergi açmayı başarmıştı. Tuğrul Cankurt’un 2022 yılında vefat etmesinin ardından eşi Seviye Cankurt, yıldönümü anısına sergi açılışı gerçekleştirdi.

Tekerlekli sandalyesinde geçirdiği süre boyunca destek olan Seviye Cankurt, eşi Tuğrul Cankurt hakkında duygu dolu mesajlar paylaştı. Seviye Cankurt, “Bir kere çok pozitif ve insancıl biriydi. Çevreden, doğadan, insanlardan, her şeyden ilham alabilirdi. Zaten kendisi öğretmen olduğu için insan sevgisi de oldukça fazlaydı. Yaşadığı kaza sonrası da kendini hayattan soyutlamadı. Resme sıkı sıkı sarıldı” dedi.

Seviye Cankurt, “Kendisi bir resim öğretmeniydi. 18 yıl felçli yattı. Bir müddet resmi yapamadı. Koluna bağladığımız özel bir aparat sayesinde 2009 yılında tekrar resim yapmaya başladı. Yaşamı boyunca 6 defa kişisel resim sergisi açmayı başardı. 7’nciyi açmayı planlıyorduk fakat ne yazık ki göremedi... Şimdi biz onun ölüm yıldönümünde onun adına bu anma sergisini açtık” ifadelerini kullandı.

“Eşim Pek Çok Şeyden İlham Alırdı”

“Eşim pek çok şeyden ilham alırdı. Bir kere çok pozitif ve insancıl biriydi” şeklinde konuşan Seviye Cankurt,  “Çevreden, doğadan, insanlardan, her şeyden ilham alabilirdi. Zaten kendisi öğretmen olduğu için insan sevgisi de oldukça fazlaydı. Yaşadığı kaza sonrası da kendini hayattan asla soyutlamadı. Resme sıkı sıkı sarıldı” dedi.

BELTEK 2025 Dönemi için Ön Kayıtlar Başladı
BELTEK 2025 Dönemi için Ön Kayıtlar Başladı
İçeriği Görüntüle

Seviye Cankurt, sözlerine şöyle devam etti: “2004 yılından sonra oğlum ile birlikte yeni bir hayata başladık, böyle yaşamayı öğrendik” dedi. “Bu süreçte ben onun hep yanında oldum” diyen Seviye Cankurt, eşinin hayatını şöyle anlattı:

“Benim eşim sadece resim yapmıyordu. Bilgisayar da kullanabiliyordu. Özel bir program sayesinde sanal klavyede yazı yazabiliyordu. Yine özel bir aparat sayesinde günlük gazetesini de okuyabiliyordu. Sandalyesindeki aparat ile kendisi sayfaları çevirebiliyordu. Yine mutlaka kitabını da okuyup dinlerdi. Onu bu süreç içerisinde dolu dolu yaşatmaya çalıştık. Evet, kaza sonrasında günlük pek çok işini yapamıyordu fakat biz onun yapmaktan keyif aldığı şeyleri elimizden geldiği kadar sağlamaya çalıştık. Yeniden sevdiği şeyleri yapabilmesi için ona yetilerini kazandırmaya çalıştık ve yaptık da. Kendisi de ‘Ben artık felçliyim, hayata küstüm’ demedi. Oğlumla ben de onun bu azmine destek olduk. Onu hayata daha sıkı bağlayabilmek için her şeyi yaptık.”

“Kazadan önce öğretmenlik döneminde yine resim sergileri oluyordu. Karma sergilerde pek çok eseri yer aldı. Hayali emekli olduktan sonra resme daha fazla zaman ayırıp kişisel sergi açmaktı. Ne yazık ki yaşadığı kaza buna tam anlamıyla izin vermedi. “