Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 7 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Yadırgama

Yadırgama, bir bireyin tanıdık ve alışılmışın dışında bir durumla karşılaştığında yaşadığı şaşkınlık, yabancılık ve uyumsuzluk hissidir. Bu his, farklı kültürlerden ve toplumlardan gelen insanlarla etkileşim, yeni ortamlara girme veya beklenmedik olaylarla karşılaşma gibi çeşitli durumlarda ortaya çıkabilir.

Yadırgama, bireysel ve toplumsal düzeyde önemli sonuçları olabilecek güçlü bir duygudur.

Yadırgama, bireylerin bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkilerini etkileyerek sosyal etkileşimleri, kimlik algısını ve genel refahı önemli ölçüde etkileyebilir.

Yadırgamanın Kavramsal Çerçevesi

Yadırgama, psikoloji ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerde ele alınan karmaşık bir kavramdır. Farklı araştırmacılar tarafından çeşitli yadırgama türleri ve alt boyutları tanımlanmıştır. En genel çerçevede, yadırgama (3) üç ana bileşen içerir:

·           Bilişsel Yadırgama: Tanıdık bilgi kalıplarının ve şemaların ihlalini içerir. Bireyler, yeni duruma anlam vermede zorlanabilir ve kafa karışıklığı, belirsizlik ve endişe yaşayabilirler.

·           Duygusal Yadırgama: Olumsuz duygusal tepkileri içerir. Bireyler, yabancılaşma, korku, utanç, öfke ve hayal kırıklığı gibi duygular hissedebilirler.

·           Davranışsal Yadırgama: Uygun ve etkili davranışlarda bulunma zorluğunu içerir. Bireyler, yeni duruma nasıl tepki vereceklerini bilemeyebilirler ve çekingen, pasif veya saldırgan davranabilirler.

Yadırgamanın Nedenleri

Yadırgama, çeşitli faktörlerden etkilenebilir. En önemli faktörler ise şunlardır:

·           Kişisel Farklılıklar: Bireylerin kişilik özellikleri, kültürel arka planları, geçmiş deneyimleri ve bilişsel becerileri yadırgama algılarını ve tepkilerini etkileyebilir.

·           Durumsal Farklılıklar: Yeni ortamın karmaşıklığı, belirsizliği ve tehdit algısı yadırgama düzeyini etkileyebilir.

·           Sosyal Farklılıklar: Kültürel farklılıklar, dil engelleri ve sosyal gruplar arası önyargılar yadırgamayı artırabilir.

Yadırgama, genellikle üç temel unsurun bir araya gelmesiyle ortaya çıkar:

·           Beklenti: Bir durumun veya bir kişinin nasıl olması gerektiğine dair önceden var olan bir fikre sahip olmak.

·           Gerçeklik: Gerçekte neyin gerçekleştiği veya bir kişinin nasıl olduğu.

·           Uyumsuzluk: Beklenti ile gerçeklik arasındaki fark.

Uyumsuzluk ne kadar büyükse, yadırgama o kadar yoğun olur. Örneğin, bir yabancı dil konuşan birini ilk defa gören bir kişi, o kişinin kendi dilini konuşmasını bekler. Kişi kendi dilini konuşmazsa, bu durum yadırganmaya yol açabilir.

Siz, hayatınızda neleri yadırgadınız bugüne kadar?

Şu an aklınıza ilk gelen yadırgayacağınız şey ne olabilir?

* Bazen uzun bir yolculuğa çıktığımızda, konforlu da olsa kaldığımız odayı ya da yatağı yadırgar rahatça uyuyamaz ve de dinlenemeyiz. Neden diye hiç düşündünüz mü?

* Asgari ücretle geçinmeye çalışan ve çocuk okutan binlerce aile varken, devlet kadrolarında birçok yerden yüksek maaş ve huzur hakkı alan makam sahiplerini ve yetkilileri yadırgadınız mı?

* Size tasarrufu tavsiye ederken kendi konforlarından ve lükslerinden taviz vermeyenlere ne demeli?

* Kamuda hemen hemen her kurumda türlü türlü kadrolar açılırken, vatan savunmasında en önde olan uzman çavuşların kadroları neden bir an önce verilmez?

* Birçok kadroda düzenleme ve iyileştirmeler hızlı bir şekilde yapılırken, Silahlı Kuvvetlerin bel kemiği ve her şeyi olan astsubayların hakları olan tazminatlar neden ötelenir?

* Dünyanın her yerindeki mazlumlar için ülkemiz kucak açıp, seferber olurken; asgari geçim standardının altında kalan emekliler niçin kaderine terk edilir?

* Sivil Toplum Örgütleri bir insan, bir hayvan ya da bir canlı için onca eylem ve gösteri yaparken neden hiçbir ülke ve kuruluş Gazze’deki dram için harekete geçmez?

* Futbol maçlarında aynı hakem, aynı pozisyona farklı müsabakalarda neden aynı kararları vermez?

* Neden her yerde gerçeği söyleyenler her zaman hor görülür de, bukalemun gibi girdiği ortama göre, oluşan duruma ve yetkin kişiye göre şekil değiştiren şakşakçılar ve de yalakalar el üstünde tutulur?

* Aynı haberi farklı gazete ve farklı televizyon kanallarında izlediğinizde haberin detayından çok verilen mesajın içeriğindeki algı ile ortaya çıkan çelişkili bilgiler sizin de bu durumu yadırgamanıza neden olmuyor mu?

Yadırgama, insan deneyiminin doğal bir parçasıdır.

Yadırgamaları yadırgama konusunda bir davranış sergileseniz de nadiren, yadırgamaları yadırgamanız bile yadırganabilir bazı kişilerce bazen. Ve bunu bile bile yaparlar hassaten.

Yadırgamanın üç temel unsuru Beklenti, Gerçeklik ve Uyumsuzluk başlıkları altında toplansa da istediğiniz taktirde; ‘’Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum!’’ diyerek Öğrenilmiş Çaresizlik şemsiyesi altıda tüm algılarınızı kapatabilir, düşünce ve duygularınızı yüreğinizin derinliklerine gömebilir, beyninizi sorgulama matriksinden çıkarabilirsiniz.

Zaten öyle olmamızı istemiyorlar mı?